Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Konunun iki yönü var. Birincisi, Babacan öylesine demeç veriyor ki sanki seçimlerden sonra yine kendileri iktidarda olacak. Sanki bunun bir garantisi var! Ya olamazlarsa? Eh ne de olsa iş âlemi "tek parti zokasını" yuttu. Kanlarının son damlasına kadar o desteği verecekler. Çünkü hükümet "Daha biz çok buralardayız" havasını bastıkça, işadamları ürküyor ve temennaya devam ediyor.Tabii kararın neden seçim sonrasına bırakıldığı sorgulanabilir. Çünkü şimdiden saptanmasında akla pek bir mahzur gelmediği gibi, bu ortaya çıksa geleceğe ilişkin belirsizlikler de azalabilir. En azından piyasalar rahatlar. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan bu yıl tamamlanan IMF'yle nikâhın seçimlerden sonra değerlendirileceğini, devam mı, tamam mı kararının o zaman verileceğini belirtmiş. Belki de şöyle yaklaşılıyor: Seçimlerden sonra bazı parametrelerde önemli değişiklikler olabilir. Mesela bir koalisyon durumu doğabilir ya da zar zor kurulan bir çoğunluk hükümeti kurulur ve IMF'ye gereksinim artar. Bu durumda stand-by olmasa da bir biçimde IMF ile yapısal ilişkinin sürmesinde yarar olabilir.Ancak Türkiye ekonomisinin IMF'siz yönetilemeyeceği ya da böylesi bir çapaya mutlak gereksinim duyulduğu görüşü çok yanlış. Kimileri IMF'nin doğru politikaları önerdiğini düşünebilir. Oysa yanlış tasarlanmış bir istikrar politikasıyla Türkiye'yi 2001'de krize sokan yine IMF'ydi. IMF kredibilite, yani saygınlık amacıyla isteniyorsa, o zaman da akla hükümetin yeterince güven vermediği ya da saygınlığının olmadığı geliyor. Oysa IMF yıllardır dünyada madara durumda. Son yirmi yılda dünyanın birçok yerinde ya krize ya da yanlış reçetelerle krizin derinleşmesine neden olmuş. Yani işimiz IMF'ye kaldıysa anlayın halimizi. IMF'siz yaşama artık alışmalıyız. IMF olsun olmasın, yürütülmesi gereken politikaları kendimiz belirleyerek uygulamaya koymamız doğru olur. Başta siyasetçilerimiz bu alışkanlığa erişmeli. Sonra da işadamları hem "Allah Sayın Erdoğan'ı başımızdan eksik etmesin" diye dua edip hem de IMF'ye ihtiyaç duyulduğunu söylememeli! Güven eksikliği mi var? Kendi politikalarımızı belirlerken illa ki IMF reçeteleri gerekmiyor. Faiz dışı harcamalara bir disiplin getirerek bunu en az 2009'a kadar sürdürmek yararlı olacaktır. Öte yandan seçimlerden hemen sonra MB para politikasını hızla gevşetmelidir. Böylece düşen faizlerle yatırımlar hızlanabilir. MB'nin faizleri düşürmesinin yanı sıra rezervlerini de takviye etmesi gerekiyor. Bu sayede kur farklı bir düzeye taşınabilir ve dış rekabet gücü desteklenebilir. Dünyada şu anda likidite çok bol. Borç bulmak sorunu yok. Üstelik IMF'nin sağladığı kaynakların ne vadesi ne de maliyeti piyasaya göre daha elverişli. O zaman neden IMF'ye gerek olduğunu anlamak zor. Yanlış anlaşılmasın; IMF düşmanı filan değiliz; sadece ezberden verilen reçetelere güvenimiz yok. Kendi ayaklarımız üzerinde durmayı mutlaka öğrenmeliyiz. hgunes@milliyet.com.tr Yeni bir tasarıma gerek var