Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Mali disiplin hikâye! Kimse kendini aldatmasın: Mali disiplinin sürmesi için gelirlerin çoğaltılması, fakat özellikle giderlerin yavaşlatılması gerekiyor. Oysa seçimlerde bol kepçe paralar saçılmış. Geçen yıl 2.4 milyar YTL olan bütçe fazlası bu yıl 6 ayda 5.9 milyar açığa dönüşmüş. Telekom'dan gelen para da çıkarsa açık 12 milyar YTL ediyor.Zaten gelirlerde sorunlar var. İlk 6 ayda artış geçen yılın aynı dönemine göre % 13. Vergi gelirlerindeki artış ise daha da düşük; yüzde 7. Bu açıkça devletin gelirlerinde ciddi bir yavaşlamaya işaret ediyor. Oysa büyüme rakamları pozitif. Yani milli gelir artıyor.Çünkü büyümenin niteliği değişmeye başladı. Sıkı para politikasıyla iç talep frenleniyor ve yatırımlar gevşiyor. Büyümenin tek motoru olarak ihracat kaldı. İhracat ise vergi sağlamaz. Hatta aksine vergi iadeleri alan bir kesimdir. Diğer bir deyimle, dış denge bakımından oldukça sağlıklı olan ihracat artışı kamu dengesini sarsmaktadır. Bu da ciddi bir vergi reformunu zorunlu kılmaktadır. Seçimlerden önce Maliye Bakanı Unakıtan hükümetin popülizme başvurmayacağını, mali piyasalardaki bazı oyuncular da mali disipline güvendiklerini açıklıyordu. Seçimlere bu havada girildi ve bu havada seçimlerden çıkıldı. Ve sonunda kocaman bir açığın olduğu tekrardan ortaya çıktı. Yıl başından bu yana sürekli yazıyorum: Bu reformun nasıl olacağı ortadadır. İthalat ve tüketim ağırlıklı olan vergi sisteminin bundan böyle gelir ağırlıklı hale getirilmesi gerekir. Yani dolaylı vergilerin ağırlığı azalmalı, doğrudan vergilerin ağırlığı artırılmalıdır. Bu mümkün mü? Bu hükümetle hayır... Çünkü tam aksini yapıyorlar.Gelelim harcamalara. İlk 6 ayda bütçe harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 artmış. Üstelik faiz dışı harcamalar yüzde 26 artmış. Bu hemen hemen gelirlerin tam 2 katı. Enflasyonla karşılaştırdığımızda ise fiyat artışlarının neredeyse 3 misline varan bir artış söz konusu. Özetle, inanılmaz bir disiplinsizlik sürüyor.Şu gerçek de göz ardı edilmemeli. Bir yandan sıkı para politikası uygulamasıyla özel kesimin harcamaları disiplin altına alınırken, diğer yandan maliye disiplininin gevşetilmesi tam bir uyumsuzluk örneği oluşturuyor. Bu hem para politikasının etkinliğini azaltıyor, hem de bir türlü faizler düşürülemiyor.Harcamalara alt kalem bazında baktığımızda faiz harcamalarının yüzde 18 (fakat sadece aylık bazda baktığımızda geçen yıla göre yüzde 64) arttığı görülüyor. Ancak asıl bozulma cari transferlerde. Seçim arifesinde hükümetin tarımsal ödemeler başta olmak üzere bazı harcamaları öne çektiği ve yerel yönetimlerin de elini rahatlattığı görülüyor. Tarımsal ödemelerin yüzde 92'lik kısmı altı ayda dağıtılmış. Bu popülizm, yahut seçim rüşveti değil de nedir? Savurgan harcamalar Örneğin 2006'nın ilk yarısında sadece 1 milyar YTL'lik doğrudan gelir desteği ödemesi yapılmasına rağmen bu yıl aynı dönemde 2.5 milyar yapılmış, böylece 2.7 milyar YTL'lik yıllık bütçenin neredeyse tamamı harcanmış. 2006 Mayıs'ında sadece 100 milyon YTL olan, haziranda ise hiç yapılmayan ürün destekleme ödemeleri de bu yıl mayısta 1.1 milyar YTL olmuş. 2007 ürün destekleme ödemelerine ayrılan 1.5 milyar YTL'nin 1.4 milyarı da altı ayda ödenivermiş.Kısacası, zaten bozuk olan bütçe düzeni büsbütün darmadağın olmuş. Üstelik popülizm uygulanmayacak sözlerine rağmen. Mali piyasalar da bu söze güvenip AKP'nin tek başına iktidarını kutlamışlar. Hayırlı olsun! hgunes@milliyet.com.tr Tarıma önceden seçim rüşveti