Gösterge Hükümetin iki tezi var: Cari işlemler açığı yabancı sermayeyle finanse ediliyor. Dış ticarette açık büyüse de ihracat çok hızla artıyor. Kısacası, dış denge sorunu görmezden geliniyor.İthalatın bu denli hızlı artmasının nedeni belli: İç tüketim krizden bu yana milli gelirden hızlı artıyor, yani ithalat talebi daha güçlü. Tabii kurun düşük olması da buna neden oluyor. Öte yandan ihracat performansında döviz kurunun ters yönde çalıştığı biliniyor. Kur değerlendikçe ihracat zorlanıyor. Örneğin geçen yıl mayıs dalgalanmasından sonra ihracat tekrar bir momentum kazanmış, fakat zamanla kurun yeniden değer kazanmasıyla bu hızını yitirmişti. İhracat döviz kuruna bağlı olduğuna göre, bu olumsuz konjonktürde artabilmesi için hükümetin bazı adımları atmış olması gerek. Oysa hükümet ihracatın artması için aldığı tek önlem, geçen yıl tekstilde uygulanan KDV'yi yüzde 18'den yüzde 8'e indirmekti. Bu da hiçbir olumlu etki yapmadı. 2000'den itibaren ihracat yeni bir hız kazandı. O zaman 30 milyar dolardı. Şimdi 91 milyar dolara dayandı: Yani 3 kat oldu. AKP hükümetinde ise ihracat yüzde 127 arttı. Ama yine de Türkiye inanılmaz bir dış açık veriyor. Cari işlemler açığı 30 milyar doları aşsa da asıl önemlisi, dış ticaret açığı 40 milyar dolara varıyor. Bu da hiç iç açıcı değil. İHRACAT % ARTIŞI 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006Dünya ticaret hacmi 12.1 - 3.4 5.3 10.6 7.4 8.9Gelişmiş ülkeler 12.5 -1.4 2.3 3.8 8.7 5.3 8.6Gelişmekte olan ülk. (GOÜ) 14.1 2.3 7.3 11.6 14.4 11.2 10.8Petrol dışı GOÜ'ler 16.0 2.9 8.8 12.1 16.0 12.9 12.6TÜRKİYE 6.5 11.9 16.7 27.6 30.9 14.8 19.0 İhracatın artmasında son yıllarda hiç kuşku yok, verimlilik artışlarının çok önemli katkısı oldu. 2002 yılından bu yana emek verimliliği yüzde 44 oranında yükseldi. 2003 yılından bu yana ise yüzde 30. Bunlar kuşkusuz göz ardı edilemeyecek düzeyler. Dikkat edilirse, 2004 yılında çok ciddi bir ihracat artışı olduğunda verimlilik artışı da yüksek olmuş. Öte yandan, 2002 yılı başında euro-dolar paritesi 0.89'du. 2004 yılının sonuna gelindiğinde ise parite 1.37 oldu. Yani yüzde 54'lük bir değişim gerçekleşti. Bunun üzerine (2002-2004) yüzde 30'luk verimlilik artışı konulduğunda önemli bir rekabet avantajı sağlanıyor. Yani kurdaki kaybı bu etmenler fazlasıyla telafi ediyor.2004 itibariyle ise dünya ticaretinde müthiş bir canlılık görülüyor. Anlaşılan, 2004 yılına kadar verimlilik, parite değişimi gibi etmenlerle artan ihracat daha sonra bu etmene dayanarak gelişmiş. Bu artış gelişmekte olan ülkelerde daha da yüksek; örneğin son dört yılda petrol ihraç etmeyen gelişmekte olan ülkelerin ihracatı yüzde 65 artmış. Bununla beraber, krizden hemen sonra farklı nedenlerle artan ihracat, 2003 ve 2004 yıllarında ithalat talebini de patlamış. Buradan da anlaşılıyor ki artık ihracattaki artışlar ciddi ölçüde ithalat talebi doğuruyor. Özetlersek, ihracat artıyor. Ama çoğunlukla dışsal nedenlerden. Dış açık ise giderek büyüyor. Peki, hükümet neden övünüyor? Anlamak mümkün değil. hgunes@milliyet.com.tr