Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Aşağıdaki grafikte AKP iktidarı boyunca çeşitli gelir dilimlerinin artışları ve enflasyonla karşılaştırması yer alıyor. Hükümet diyor ki en yüksek gelirli yüzde 5'lik dilim enflasyona karşı tek kaybeden grup. Yani zenginler kaybetti ama diğerleri kazanıyor. Acaba? Hükümet yüksek büyüme hızının yanı sıra bir de gelir dağılımının düzeldiği iddiasında. Yani hem pasta hızla büyüyor. Hem de adil biçimde paylaşılıyor. Biz aynı kanıda değiliz. Gerçekten orta gelir kesimine yaklaşıldıkça, son üç yılda reel gelir artışlarının en fazla olduğu görülüyor. Yahut varlıklı kesime yaklaşıldıkça reel gelir artış oranı düşüyor. Yani son üç yılda orta gelir grubuyla zengin kesim arasında daha adil bir yapıya doğru değişim oluyor.Ancak bu analizin ikinci kısmı göz ardı edilmemeli. Orta gelir kesimiyle yoksul kesim karşılaştırıldığında, yoksul kesimin reel geliri artsa bile, bu artış orta kesime göre daha sınırlı. Yani göreli olarak gelir adaleti bozuluyor. Kısacası, gelir dağılımının tümüyle düzeldiği iddiası yanlış. Sadece orta kesimle zenginler arasındaki uçurum kısmen kapanıyor. Zaten gelir dağılımının alt ucundan düzelmeyi sağlayacak en önemli gelişme işsizliğin azalmasıdır. İşsizlik rakamlarında da hükümet gerçekleri çarpıtıyor. Tarım dışı istihdam rakamlarındaki artışa işaret ederek gelişmeyi olumlu göstermeye çalışıyor.2003'ten bu yana 2.3 milyon kişi tarım dışında iş bulmuş. Yani istihdam yüzde 17 artmış. Bu artış toplam nüfus artışının üstünde. Ancak kentlerde artan nüfusun altında. Yani işgücü artışı istihdam artışına yaklaşıyor. Zaten de bu nedenle işsizlik oranı yüzde 10.3'ten gele gele yüzde 9.9'a geriledi. Buna bir de şu yönden bakabiliriz; milli gelir AKP iktidarında yüzde 33 büyüdü. Ancak bu artış aynı oranda istihdam artışı doğurmadı. Kimileri bunu verimlilik artışı olarak görse de sosyal açıdan bakıldığında, işsizliği azaltabilmek için ya daha yüksek bir büyüme hızı gerekiyor, ya da daha farklı bir yapıdaki büyüme hızı.Hükümetin savlarından biri de satın alma gücü paritesine göre kişi başına 1 dolarlık harcama yapanların toplam nüfustaki oranının bizde yüzde 0.01 olması. Yani on binde 1. Oysa Endonezya'da, Arjantin'de bu yüzde 7, Meksika ve Brezilya'da ise yüzde 8'miş. Tabii inanırsanız! Gerçi bu haliyle inanmaktan başka bir çare de yok. Mamafih, bu veriler kayıtdışılık ile tarım kesiminin ağırlığı gibi etmenlerden de etkileniyor. Üstelik bir de YTL'nin aşırı değerlenmiş olması gerçeği var. Eh rakamlar bu denli çarpık çurpuk olunca da gelir dağılımdaki adaletsizliği gösteren gini katsayısı da 0.44'ten 0.38'e düşüyor. Yani, yüzde 16 düzeliyor. Hükümet de övünüyor. Üç yılda gelir dağılımı bu kadar hızlı düzelir mi, demeyin. AKP iktidardaysa bu sağlanır!! hgunes@milliyet.com.tr