Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Yemekte önce Hazine Müsteşarı bir sunum yaptı. Sunum temel olarak üç yıllık uygulamalar sayesinde gelir dağılımının büyük ölçüde düzeldiğini savunuyor. Bu konuya ileride gireceğiz. Ancak şu meşhur cari açık konusuna tekrar dönmek gerek. Okurlarım hatırlar. Petrol fiyatlarının artışının cari açık üzerinde çok ciddi bir etkisi olacağını defalarca yazmıştım. Babacan da bir hesaplama yaptırmış. Petrol fiyatları artmasaydı cari işlemler açığı ne olurdu diye. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, cari işlemler açığının milli gelire oranı bugün yüzde 8'e ulaşmış durumda. Fakat petrol fiyatları 2002 düzeyinde kalsaydı bu açık sadece yüzde 3.8 olacak ve risk sınırına ulaşmamış olacaktı. Ancak;1) Her halükârda dış açık büyüyor. Öylesine ki AKP iktidara geldiğinden bu yana dış açık (petrol fiyatı etkisi hariç) milli gelir içinde yüzde 50 oranında büyümüş.2) Petrol fiyatlarını da göz ardı edemeyiz. 1974'te dış açığımız inanılmaz boyutlara vardığında kimse bunu önemsemeyin, bunun nedeni petrol fiyatları demiyordu. Nitekim ülke ekonomik krize sürükleniverdi. Üstelik (tıpkı 1974'te olduğu gibi) kimi gelişmiş ülkeler dış dengeleri sarsılmadan bu fiyat artışını karşılayabildiler.3) Mal dengesine bakıldığında ise durum daha da kötü. Mesela cari açıktan hizmetler kalemi düşüldüğünde son dört yılda kötüye gidişin boyutu daha net görünüyor. 2006 yılında hizmetler dengesi dört yıl öncesine göre yüzde 70 artarak dış açığın daha da büyümesini engellemiştir. Yani hizmetlerde (turizm, işçi dövizleri ve diğer gelirler) bu artış olmasaydı, cari açığın milli gelire oranı yüzde 5.3'ü geçecekti. Cumartesi gecesi Devlet Bakanı Ali Babacan, Hazine Müsteşarı Çanakçı ve MB Başkanı Durmuş Yılmaz ile bir yemek yedik. Bakan Babacan öteden beri tanınmış iktisatçıları belli dönemlerde davet eder ve eleştirileri sorarak not alır. Gerçi son zamanlarda bu toplantılar fikir almaktan çok icraatların anlatılmasına dönüştü. Biz de gece yarılarını aşan bu uzun toplantılarda ekonomi yönetimine ne verebiliyoruz diye sormaya başladık. Ancak Babacan'ın önceki bakanlara göre daha açık ve cesur davrandığı da itiraf edilmeli. (mn $) 2002 2003 2004 2005 2006Hizmetler den. 7879 10504 12784 15037 13539 Cari açığın finansmanı tarafına bakarak sorunu küçümsemek de çok yanlış. Çünkü sorun bu açığın finanse edilip edilmeyeceği değil, bizzat kendisi. Çünkü bu açık ekonominin giderek uluslararası mal piyasasında rekabet sorunu yaşadığını gösteriyor. Asıl endişe veren husus ise, bu sorunla ilgili bir çözüm arayışının bulunmaması. Kimileri bunun sadece kurla çözülebileceğini savunurken, kimi Ankara'ya yakın çevreler de topu mikro ve uzun vadeli çözümlere atıyor. Oysa mutlaka bu konuda makro değişkenlerle oynamak şart. Hem de hemen. hgunes@milliyet.com.tr