Bugün ramazan ayına girmiş bulunuyoruz. Bodrum’dan da hemen herkes dönüyor. Çünkü Bodrum’da yaygın bir söylenti var: “Bodrum’a ramazan girmez”. O zaman insanlar da bu mübarek ayda evlerine döner! Neyse bu işin hicvi. Asıl dönüş nedeni elbette okulların açılacak olması.
Geçtiğimiz haftalarda basında Bodrum üzerine epeyce yazı çıktı. Soluğu Bodrum’da alan gazeteciler gündüzleri plajlarda, geceleri de barlarda geçirdiğinden yazılar Bodrum üzerine yoğunlaştı! Bizim ise Bodrum tatilimiz iki hafta önce bitti. Ama aklımız Bodrum’da kaldı.
Bodrum’da tatildeyken, iki yangın seyrettik. İkincisinde, yanımdaki arkadaşım, “Anız yakıyorlardır” dedi. Fakat biz bir Kandıralı olarak, Anadolu’da anızın ekin tarlasında yakıldığını biliriz. Oysa Bodrum’da ekin tarlaları yakılmıyor. İhmalden yangınlar çıkıyor. İşin vahim tarafı, Ortakent’ten Yahşi’ye uzanan bölgede yangına kim yetişecek? Bölgede alt belediyelerin değil, tüm belediyelerin yetiştiği bir itfaiye sistemi gerekmiyor mu?
Küresel kriz de Bodrum’a gelmemiş
Türkbükü bir magazin merkezi. Maşallah ar damarı çatlamış ne kadar naylon tip varsa orada. Yalıkavak ve Gümüşlük ise akşamları balık yenen mekânlara dönüşüyor. Peki, bu mekânların denetimini, düzenlemesini hangi belediye, hangi olanakla yapacak? Son derece kazık yemek fiyatlarını görünce küresel krizin Bodrum’a uğramadığını sanıyorsunuz.
Bodrum’da kimi belediyenin suyu var, kimisi su sorunu çekiyor. Peki, su nasıl planlanacak? Öte yandan, çöp belli bölgelere gömülüyor. Hem de en ilkel şekliyle. Hiçbir belediye de tek başına endüstriyel ve entegre çöp yakma tesisini kuramıyor. Nitekim, ağustos başında olduğu gibi, sık sık çöp yangınları çıkıyor.
Bodrum’da bazı siteler foseptik kullanıyor, bazıları da kanalizasyonlarını basit arıtmayla denize (ancak açığa) atıyor. Gerçi Bodrum’da deniz hâlâ çok temiz. Ama nereye kadar? Günün birinde burada deniz kirlenirse, ne yapacağız? Batı basınında tefrika halinde barbar Türklerin Akdeniz’i katletmesi işlenmeyecek mi?
Merkezi belediye şart
Kışın nüfusu bir hayli azalan, ancak yazları neredeyse milyona varan bir bölgeden bahsediyoruz. Bu bölgenin artık ivedilikle merkezi biçimde planlanması ve yönetilmesi gerekiyor. Bunun da çaresi Bodrum’un tek belediye olması. Alt belediyeler yine olabilir. Ama bir üst merci şart.
Bu üst merci, bölgenin tüm imar ya da mahalli gereksinim planlamasını yapmalıdır. Yolları, kanalizasyonu, denizin korunmasını, su sorununu, gıda denetimini, vb. tüm toplumsal hizmetleri bu üst belediye planlamalı, yönetmelidir. Başka çaresi gözükmüyor.
Bir örnek... Yarımada içindeki çeşitli alışveriş noktaları neye göre konumlandı? Bunu bilmiyoruz. Ama bunun planlanması gereği de ortada. Öte yandan, Bodrum’da deniz ulaşımı bulunmuyor. Acaba hiç mi olması gerekmiyor?
Özetle, Bodrum rutubetsiz havasıyla, eğlencesi ve deniziyle çok güzel.. Ama bu gelişme hızının doğru bir planlamaya ihtiyacı var. Bodrum’u ramazan diye terk edenlere bunu hatırlatmak gerek...