Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Malum, kur sistemini belirleme yetkisi hükümete ait. Merkez Bankası ise konulan sistem içinde bağımsız. Ancak konulan hedefler çerçevesinde hükümete karşı sorumlu. Gerçi Merkez Bankası (MB) enflasyon dışında hedef tanımıyor. Tüm enerjisini buraya odaklayarak diğer konulardaki kötü gidişatın sorumluluğundan kurtuluyor. Fakat kendi koyduğu enflasyon stratejisi de son iki yıldır ciddi biçimde aksıyor.Dün MB 15 Mart tarihinde toplanan Para Politikası Kurulu'nun (PPK) toplantı özetini yayımladı. Bu özette yalnızca enflasyon işleniyor. Raporda enflasyondaki artış trendi dört ana etmene bağlanıyor; sigara fiyatlarının artırılması; kış sezonu indirimlerinin öne alınması nedeniyle yaz sezonu fiyatlarının açıklanması; işlenmiş gıda fiyatlarındaki artışlar ve geçen yıl dayanıklı mal fiyatlarında izlenen indirim kampanyalarının baz etkisi... Dalgalı kur sistemi anlaşılan AKP içinde kimilerini rahatsız ediyor. Hükümet üyesi olmasına rağmen Şener'in bundan şikâyet etmesi bunun ilk işareti. Mamafih, özel tüketim talebinde yavaşlama sürüyor. Yatırımlar 2006 düzeyine gerilemiş durumda. Nitekim kredilerin artış hızındaki düşüş devam ediyor. Kısacası, MB'nin yüksek faiz politikasına bağlı olarak iç talepte gözle görülür bir yavaşlama var. İzlenen sıkı para politikasıyla daralan iç talebin ancak yılın ikinci yarısında dirilmeye başlayacağı sanılıyor. Faizlerin de bu aşamada indirilmesinin mümkün olacağı sanılıyor. Öte yandan, dış talep ise gücünü koruyor. Kurda kaybedilen rekabet gücünü verimlilikle telafi ediyor ve dış ticaret dengesine olumlu katkı sağlanıyor. PPK'nın toplantısında gelecekte emtea ve petrol fiyatlarındaki gelişmeler hakkında net bir çıkarım gözlenemiyor. Bu da orta vadede izlenen politikanın dozunda belirsizlik yaratıyor. Talep düşüyor Asıl anlaşılmayan konu ise şu: MB'nin, faizleri risklere göre mi belirlediği, yoksa enflasyon bekleyişlerine göre mi? Çünkü riskler sık sık değişiyor. Oysa MB orta vadeli perspektife baktığını belirtiyor. Gerçi riskler yükselince bekleyişler de etkileniyor. Ama her enflasyon başını kaldırdığında bekleyişlerin yükseldiği düşünülemez. Zaten bu nedenle maliyetlere bağlı (özellikle ithal ürünler) olarak gelişen enflasyon karşısında faiz silahının etkisi sınırlı kalıyor. Sadece gereksiz yere, aşırı daralmacı bir politika sürdürülmüş oluyor. Mamafih, PPK raporunda enflasyonun ana eğiliminin düşüş yönünde olduğu belirtiliyor. Bununla beraber, bazı riskler de açıklanıyor. Örneğin özellikle hizmet sektörü fiyatlarında gözlenen aşağı doğru dirençler bekleyişleri etkiliyor. Sıkı para politikasının talep üzerindeki gecikmeli etkisi de belirtilen bir başka risk unsuru. Ancak bu bilinmiyorsa sıkı para politikası sorgulanabilir. Geçiyoruz! Bir başka risk ise küresel dalgalanmalar. PPK raporunda, olası dalgalanmaların orta vadeli enflasyon görünümünde bozulmaya yol açmasına izin vermeyeceği belirtiliyor. YaniÖ Kur MB için çok önemli. Çatışma da burada başlıyor.Yapısal reform süreci, mali disiplin ve AB ile ilişkiler PPK tarafından uyarılıyor. Neden? Bize kalırsa yine kur nedeniyle. Kısacası, bu para politikası buram buram kur endişesi kokuyor. hgunes@milliyet.com.tr Faizler neye bağlı?