Gösterge İkinci önemli gerçek de şudur: Bir zamanlar üretici fiyatları hızlı, tüketici fiyatları yavaş gittiğinde daha sonra tüketici fiyatlarının da yükseleceği düşünülürdü. Yani maliyetlerin mutlaka diğer mal fiyatlarını etkileyeceği düşünülürdü. Artık bu tezin hükmünün azaldığı ortaya çıkıyor. Çünkü ÜFE uzun zamandır çok düşük seyrediyor ve TÜFE ile paralel düzeye gelmiyor.Üçüncüsü, enflasyonda kalıcı bir düşüş elde edildiği konusunda hemen bir yargıya varmak yanlış olabilir. İç talepte bir gevşeme olsa da bunun ne kadar süreceği ve derinleşeceği konusunda kaygılar bulunuyor. Önceki gün enflasyon rakamları açıklandı. Artık hemen şu düzeltmeyi yapmalıyız. Bu verilere "enflasyon verisi" denilmemeli. Çünkü zaman zaman eksi rakamlar geliyor ve "eksi enflasyon" gibi komik bir ifade kullanılıyor. Kaldı ki enflasyon ya da deflasyon için fiyatlardaki hareketin bir kerelik değil, daha uzun sürmesi yahut kalıcılığı olması gerekir. Her ay açıklanan verilere bu nedenle "fiyat değişimleri" ya da "fiyat endeksleri" denilmesi daha doğru olur. Enflasyon yaz aylarında düşer. Hatta yaz ürünlerindeki fiyat düşüşlerine bağlı olarak deflasyon bile oluşabilir. Ancak bu iç talepte genel bir düşüşten kaynaklanmıyorsa bunun kalıcılığından ya da enflasyonun düşmesinden söz edilemez. Kaygımız da o ki önceki açıklanan veriler daha çok döviz kurundaki ani ve aşırı düşüşünden beslendi.Açıklanan veriler hakkında bazı ek bilgiler verelim. Haziran TÜFE verisinin yüzde -0.24 olmasında en etkili olan gıda fiyatları olmuştur. Giyim fiyatları ise hâlâ hızlı hareket etmektedir. Bunun yanı sıra hizmetlerin tümünde de benzer bir yapı gözlenmektedir. Merkez Bankası'nın özellikle dikkat ettiği TÜFE çekirdeği denilebilecek olan H (yani enerji, işlenmemiş gıda ve alkollü ürünler hariç) fiyat verisi haziranda 0.58 artmıştır. Demek ki mevsimsellikten ve dış etkenlerden en fazla arınmış olan bu endeks yıllık yüzde 7'nin üzerinde seyrediyor. Yılın ilk dört ayında enflasyon geçen yıldan yüksek olmasına rağmen, son 2 aydır TÜFE geçen yıla göre daha düşük seyretmektedir. FE rakamlarına gelince. Geçen yıl ilk 6 ayda üretici fiyatları yüzde 11.7 artmıştır. Oysa bu yıl aynı dönemde artış yüzde 3'ü bulmamıştır. Mevsimsel hareket Bu veriler açıkça göstermektedir ki maliyetler özellikle döviz kurundaki istikrara ve bir oranda da faizlerdeki artışa bağlı olarak düşük seyretse bile iç talep hâlâ yeterince kontrol altına alınamamıştır. Maliyet tarafındaki düşüşe rağmen diğer fiyatların gevşememesi de işin diğer yönüdür. Şimdi bu verilerin üstüne Merkez Bankası'nın hızlı bir faiz indirimine gitmesi zor görünmektedir. Kaldı ki 14-15 aydır sıkı para politikası uygulandıktan sonra çekirdek TÜFE hâlâ belli bir düzeye inmiyorsa bu politikanın etkinliği mutlaka sorgulanmalıdır.Bu hafta olumlu gelen büyüme verilerinden sonra hükümet büyüme yüksek, enflasyon da düşüyor diye şişinebilir. Oysa dünyada hızlı büyümeyen ülke neredeyse yok ve enflasyonun da düştüğü konusunda güçlü bir veri henüz elde edilmedi. hgunes@milliyet.com.tr Etkinlik sorgulanmalı