Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge MB Başkanı Yılmaz, sunumunda, bu kararda 3 etmenin rol oynadığını belirtti. Birincisi, enflasyondaki olumlu gelişmeler; ikincisi, iç talepteki gelişmelerin ılımlı olması ve üçüncüsü de uluslararası gelişmelerin elverişli hale gelmesi. Özellikle de ABD'de yavaşlamanın belirgin hale gelmesi, yani dünyada yavaşlamanın egemen olacağının görülmesi. Geçtiğimiz ay Merkez Bankası FED'den önce davranıp faizleri 25 baz puan indiriverdi. Pazartesi akşamı da MB yönetimi bazı ekonomistleri toplayarak bundan böyle faiz politikasındaki stratejisi hakkında bilgi verip fikir aldı. Ancak ayrıntıya inildiğinde tablo biraz daha karmaşık. Özellikle iç talepte son bir yılda belirgin bir yavaşlama görülse de, bu daha çok dayanıklı mal tüketiminde gözleniyor. Mesela işlenmemiş gıda ürünlerinde olsun, aktif fiyatlarının küresel fiyatlarında olsun belirgin bir düşüş henüz oluşmuş değil. Bu nedenle MB'nin, faizleri indirirken aceleci davrandığı da düşünülebilir.Kaldı ki, küresel sermaye akımlarının bundan böyle azalacağı sanılıyor. Mali sistem sıkışmış durumda. Nihayet eşik altı mortgage krizinin yarattığı hasarın ne denli büyük olduğu da bilinmiyor. Ama ortaya çıktıkça mali sistem daha da sıkışır ve gelişmekte olan piyasalara fon akışları azalırsa ne olacak? Cari işlemler açığının finansmanı bundan böyle eskisi kadar kolay olmayacağından YTL'nin değeri de düşebilir. (Gerçi bu uzun vadede son derece sağlıklı olabilir ama enflasyonla mücadele bir süre için zorlaşabilir.)MB'nin yemekli toplantısında bu konuyu sorduk. Yanıt malum nakarat oldu: Merkez Bankası duruşunu değiştirir, yani faizlerdeki iniş ertelenir. Ancak böylesi bir konjonktürde büyüme iyiden iyiye yavaşlayacağından hükümet MB üzerinde baskı uygulamaya başlayabilir. Hatta toplumsal baskı bu müdahaleye destek verebilir. Yani MB'nin bundan böyle işi daha zorlaşabilir. İndirimin dayanakları MB'nin bu son faiz indirim kararından birçokları son derece memnun oldu. Tabii değişen nedenlerle. Biz de aşırı yüksek reel faiz politikasının doğru olmadığını, aksine YTL'nin değerinin düşük tutulmasını savunuyoruz. Bunun telafisinin de sıkı mali disiplinle sağlanabileceğini düşünüyoruz. Ancak MB sıkı para politikasına son derece bağlı: Mali disiplinin bu denli gevşediği ortadayken ve bütçe dengelerinde önemli bir düzelme görmeden sıkı para politikasına bu denli nasıl güveniyor, anlamak mümkün değil?Bu konuyu da MB yetkililerine sorduk. Açıkçası yine tatmin edici bir yanıt alamadık. Bir düzelme olmazsa duruşumuzu değiştiririz, dediler. Yani yine aynı nakarat söylendi. Oysa MB Başkan Yardımcısı Erdem Başcı bundan böyle veri bağlılığı içinde olduklarını ve her veri sonrası kararlarlarını tartıştıklarını söyledi. O zaman ister istemez para politikasının her türlü veriye bağlı ama bütçe verilerine bağlı olmadığını düşünülebilir.Oysa bu doğru olmaz. Çünkü bütçede büyük açık var. Tabii MB hükümete çok güveniyor da olabilir. Zamanla bütçe dengesi sağlanacağını sanabilir. Öyle ise MB veri değil, sanı bağlısı demektir. hgunes@milliyet.com.tr Mali disiplin gevşekken