Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Geçenlerde 2008 bütçesinin parametreleri belli oldu. 2008 yılında memurlara verilen ortalama zam yüzde 7.5'i buluyor. Bu, hedeflenen enflasyondan (yüzde 4) yüksek. Hatta düşük düzeydeki memurların aldığı zam neredeyse yüzde 10'u buluyor. Kısacası, öteden beri izlenen düşük düzeydeki memurlara yüksek zam politikasının sürdürüldüğü anlaşılıyor. Öteden beri ülkemizde memur maaşlarının yetersizliğinden yakınılır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ticaret kesimi devlette çalışanlara gıpta ederdi. Çünkü bürokrasinin yaşam düzeyi işadamlarından daha iyi sayılırdı. Zamanla bu değişti. Şimdi memuriyet adeta yoksulluk sayılıyor. Acaba memurlara yapılan maaş zamları enflasyon karşısında hep yetersiz mi kaldı? Bizce işin gerçek yüzü biraz farklı. Bu arada hükümet asgari ücretlerin ocak ayında yüzde 6 oranında artırılacağını, emekli aylıklarına ise ocak ve temmuz aylarında yüzde 2 zam yapacağını açıkladı. Yine gazilerin maaşları yüzde 6 oranında artırılacakmış.Malum, asgari ücrete yapılan zam bir yıl, emeklilere yapılan zam ise 6 ay için geçerli olacak. Bu durumda emekliler yıl sonunda yüzde 4.04 zam almış olacak. Kısacası, bu yıl eğer enflasyon yüzde 4'ün üzerinde kalırsa (ki gayet olası) emeklilerin reel geliri düşmüş olacak. Zaten geliri hayli kısıtlı olan bu kesim büsbütün yoksullaşmış olacak. İşte yıllar boyunca memurların maaşlarının reel olarak düşmesinin bir nedeni bu.İkinci konu, yapılan zammın sıklığıdır. Enflasyon her ay yükselirken, yılda bir kez zam alındığında salt yoksullaşma gerçekleşir. Örnekle bir yıl boyunca enflasyon gelirleri kemirirken, satın alma gücü düşer ve nihayet dönem sonunda bu telafi edilir. Ama yapılan telafi tekrar zamanla erir. Tabii yapılan zam (gelecek enflasyona değil) gerçekleşmiş enflasyona göre belirleniyorsa. Bir başka konu enflasyonun hesaplanması yöntemidir. Acaba birikmiş enflasyonun mu dikkate alınması daha doğru olur, yoksa ortalamanın mı? Bizce bu da kimi zaman memurların aleyhine çalışan bir etmen olmuştur. Kaldı ki, zaman geçtikçe ve tüketim kalıpları değiştikçe enflasyon da yanıltıcı bir endeks haline gelmektedir. Enflasyon aşındırıyor Hepsinden önemlisi refah payı konusu var. Ülkenin milli geliri artıyorsa ve aldığınız ücret sadece enflasyon kadar artıyorsa göreli olarak yoksullaşıyorsunuz demektir. Çünkü pastadan elde edilen pay düşüyordur. Yıllar boyunca memurların yoksullaşmasının ana nedeni budur. Herkesin refah düzeyi artarken, memur maaşlarına sürekli sadece enflasyon kadar telafi uygulanmıştır.Türkiye ekonomisi 2002 yılından bu yana yüzde 42, 2003 yılından bu yana da yüzde 33 büyüdü. Şimdi açıkça soralım, memurların toplum içindeki göreli yerlerini "korumak" (yükseltmek bile değil) için gelirlerini reel olarak aynı düzeyde artırmak gerekmez miydi? Gerekirdi ama yapılmadı.Daha iyi bir yaşam tarzı için bu refah artışının memurlara verilmesi gerekir. Ama bu da yetmez. Çoktan beri göreli olarak kötü durumda olduklarından geçmişin de telafisi gerekir. Tabii bütün bunları memur sayısını azaltmadan gerçekleştirmek çok zor. Çünkü devlet aşırı büyük bir personelle verimsiz olarak çalışıyor. Uzun soluklu bir uğraşla sayıyı azaltıp, verimi artırıp bunun karşılığında da onlara daha iyi bir ücret vermek gerekiyor.O zaman da memur olmak yine itibarlı bir iş haline gelir. hgunes@milliyet.com.tr Refah payı sürekli atlanıyor