Bunlardan ilki hızla otopark alanları yaratmak. Çünkü arabalar yol üstlerine park edildiğinden trafik dar kanallardan akmaya zorlanıyor ve tıkanıyor. New York'ta trafiğin tıkanmamasının nedeni de her adım başında bir park yerinin olmasıdır. Oysa orada kişi başına çok daha fazla araç düşer. Tabii trafik kurallarına uymak da akışı kolaylaştırıyor. Yol üstünde sallanmak, gereksiz şerit değiştirmek, ya da gereksiz dur-kalklar yapmak, kazalar ya da araç bozulmaları trafiği tıkıyor.İngiltere'deki öğrencilik yıllarımda akşam evimin önüne geldiğimde bir yol inşaatının başladığını gördüm. Ev kentin sakin bir noktasındaydı. Sabah uyandığımda yolun üstünün asfaltla kaplandığını görünce şoke olmuştum. Her şey bitmişti bile! Bugünkü evimin bulunduğu mahallede ise tam üç aydır bir boru inşaatı sürüyor. Biteceği de yok. Ve her sabah trafik tıkanıyor. İstanbul dünyanın en büyük metropollerinden. Trafik de büyük bir sorun. Fakat bu sorunu kısa vadede kökten çözmek elbette mümkün değil. Büyümeye devam eden kentlerde durmaksızın yatırım yapmak gerekiyor. Ancak bulunduğumuz noktada bile trafiği rahatlatabilecek birkaç yol bulunuyor. Trafiğe uzun vadeli bir çözüm kentlerin içine geniş park alanları yaparak yerleşim alanlarını yaymak. Yoğunluk azalınca trafik de azalacaktır. Oysa biz sürekli kentin belli bölgelerini geliştiriyoruz.İstanbul ile birçok gelişmiş metropoldeki araç sayısı karşılaştırılıyor. Fakat bir aracın yolda olduğu süre önemli. Çünkü İstanbul'da hareket halinde olan araç sayısı çok fazla. Asıl trafiği de bu felç ediyor. Havanın güzel olduğu bir Pazar gününü düşünün. Başta Boğaz olmak üzere İstanbul'un birçok noktasında trafik tıkanıp kilitlenmiyor mu? Oysa Batı'nın hiçbir kentinde pazar günleri trafiğin tıkandığını görülemez. Gelelim raylı ulaşım sistemlerine. İstanbul'un ana hatlarda metroya kavuşmasının yatırım maliyetinin 20 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. Bu rakamı tek başına İstanbul Belediyesi'nin bütçeden karşılaması mümkün olmayabilir. Ancak bugün İstanbul'un yatırım bütçesinin 4.3 milyar YTL'ye ulaştığını, bunun 2.3 milyar YTL'sinin ulaşım ayrıldığını göz ardı etmeyelim. Metro temel çözüm Ancak sorunun çabuk halli için ek kaynağa olan ihtiyaç ortada. SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş yurtdışı piyasalardan tahville borçlanmayı öneriyor. Tıpkı Genel Başkanı Karayalçın'ın Ankara belediye başkanlığı döneminde yaptığı gibi. Ancak ülkemizde bu borçlar nihayetinde Hazine'nin sırtına biniyor. Şu anda da bu yük 6 milyar dolara ulaşmış durumda. Öte yandan, İstanbul Belediyesi elindeki birçok gayrimenkulünü elden çıkarabilir. Bir başka strateji de yatırımcının kendi kaynağını bulmasıdır. Yahut da yap-işlet-devret modeli kullanılabilir. Yatırımcı işletir veya kiraya verir ve bununla koyduğu parayı çıkarır. Ulaşım ücretleri aşırı düzeylere gelirse belediye bunu sübvanse edebilir.Türkiye'de tarım dışı nüfusun belki de üçte biri İstanbul'da çalışıyor. Trafik sadece verimli zamanın kaybına yol açmıyor, aynı zamanda çalışırken verimliliğin düşmesine neden oluyor. Yani metronun sadece doğrudan bilet geliri değil, kayıpların da azaltılması düşünüldüğünde 20 milyar dolar çok daha kısa bir sürede çıkarılabilir. hgunes@milliyet.com.tr Borçlanmadan olmaz mı?