Kadın kocasına kızar: “İçme şu mereti!” Bu genellikle alkoldür. Herif rakıyı çeker, sonra evde azgınlık yapar. Kimi zaman da inanılmaz ölçüde sigarasını tellendiriyordur. Baca gibidir. Parmakları sararmış, elleri, ağzı kokmuş ve tabii sinirli, sağlıksız bir insan olmuştur.
19 Mayıs’ta kamuya açık yerlerde sigara içmek tümüyle sınırlanıyor. Çok iyi oluyor. İçmeyin şu mereti! Çünkü sigaranın içinde 4000 kimyasal madde, 81 de kanserojen var.
Hemen belirtelim ki, bu yasak öncelikle içmeyenleri korumak için. Pasif sigara dumanı, erişkinlerde kalp hastalıkları, kanser gibi ölümcül sağlık sorunlarına yol açarken, çocuklarda kulak ve solunum yolu enfeksiyonlarına ve astım krizlerine neden oluyor.
Hangi özgürlük?
Kimi tiryakiler “Karışma keyfime, zararı bana!” diyebilir. Oysa bu insani değerler açısından son derece ilkel bir yaklaşımdır.
Sigara nihayetinde uzun süren bir intihar çabası. Bunun “Karışma bana, intihar ediyorum” demekten ne farkı var? Sigara içilebilen alanlar toplumda kalp, solunum ve şeker hastalığı olanlarla hamilelerin ve çocukların sağlık hakkını hiçe sayıyor.
Üstelik bu yasaklar gayet de etkili oluyor. Tiryakiler gün boyu işyerinde içemiyor. En azından bırakmasa bile içtiği sigara sayısı azalıyor. Kaldı ki, içme yasaklarının etkili olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmış. Kaliforniya’da yasaklamadan 12 yıl sonra sigara içenlerin yüzde 27 azaldığı görülmüş. Yine yasaklardan hemen 6 ay sonra kalp krizlerinde yüzde 60 azalma olduğu gözlenmiş.
Önceki gün bir televizyon kanalında sigaraya karşı kampanyanın öncü kişilerinden Prof. Dr. Elif Dağlı şöyle diyordu: Akciğer kanserinden her yıl ülkemizde 100 bin kişi ölüyor.
Sigara içilmese...
Bunun da büyük çoğunluğu sigara tiryakisi. Öte yandan, Türkiye’de sigaraya her yıl 20 milyar dolar ödeniyor. Kaldı ki, 30 milyar dolara yakın para da sigaranın yol açtığı hastalıkların tedavisine gidiyor. Yani sigara nedeniyle ekonomik kayıp 50 milyar doları buluyor. Sigara bırakılırsa ne dış açık kalacak, ne enflasyon, ne de borçlar. Üstelik bir de sağlığımıza kavuşacağız ki, onu parayla ölçmek mümkün değil.
Kimileri bunun eğlence yerlerine darbe vuracağını düşünebilir. Oysa, aksine, sigara içmediği için dumanlı ortama giremeyen kimseler artık bu işletmelere daha fazla gidecektir. İstatistikler işletmelerin iş hacminin yaklaşık yüzde 10 arttığını gösteriyor.
Peki bu yasaklar Osmanlı yasağı mı olacak, yoksa gerçekten uyulacak mı? Bizce uyulacak. Çünkü sigara içmeyenler bu konuda gerekli uyarıyı yapacaklar. Köy kahvelerini bilemem. Çünkü eğitimsiz kesimde kamuoyunda yeterince bilinçlenme yok. (Kaldı ki, oralarda uygulanmasına daha bir yıl var.) Emniyet kemerinin hayat kurtardığı kazalarla anlaşıldı. Televizyonda sürekli akciğer kanseri ve kalp krizi anlatılsa sigara içen de azalır.
Yasak hayırlı olmuştur. Çünkü insana, topluma zararlı olan şeyler yasaklanmalıdır.