Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haiti’de tam bir insanlık dramı yaşanıyor

Bu ara gündemde ya Davos var, ya da Balyoz. Ama biz bir insanlık dramına dikkat çekmek istiyoruz. Haiti’de 12 Ocakta 7 şiddetinde bir deprem oldu ve Türkiye’de yaşananlardan çok daha dramatik şeyler yaşandı.
Haiti’nin büyüklüğü Türkiye’nin yüzde 3’ü kadar. Yani minnacık bir ülke. Nüfusu ise 11 milyona yaklaşıyor. Daha önceleri resmen ve uzun yıllar Amerikan işgali gören bu ülkenin yakın tarihi darbeler ve katliamlarla dolu.
Depremlerin değil, yoksulluğun ve kötü yöneticilerin insanları öldürdüğünü biliyoruz. Küresel krizin merkez üssü ABD’deydi. Ama Türkiye ekonomisi çok daha fazla harap oldu. Çünkü Türkiye ekonomisi çok kırılgan bir durumdaydı.

Haiti ilk siyah cumhuriyet
Haiti’de de öyle oldu. Kötü yönetim Haiti’de her türlü çarpıklığa elverdiği için deprem çok fazla hasar verdi. Malum, Haiti siyah insanların kurduğu ilk cumhuriyet. Siyahlar da aslında 1780’lerde Fransızlar tarafından zorla Afrika’dan (790 bin kişi) kahve ve şeker kamışı üretimi için getirilen köleler. Şu anda kişi başına düşen gelir ne yazık ki 2000 doları bile bulmuyor. Ortalama büyüme yüzde 2,5 olan nüfus artış oranının altında kaldığından ülke sürekli yoksullaşıyor.
Nüfusunun yüzde 80’i yoksulluk, yüzde 54’ü de açlık sınırının altında kalan olan bu ülke Batı yarımkürenin en yoksulu. 2005 yılında IMF yardımlarıyla önce dikkate değer bir büyüme sağlansa da bu kalıcı olamadı. Haiti, yüksek dış ticaret açığından, yatırım eksikliğinden ve yüksek enflasyondan hep mağdur durumda. AIDS’in en yaygın olduğu ülkelerden biri yine Haiti. Doğa yoksulluk nedeniyle sürekli tahrip ediliyor. Bu ülke de “Alamancılardan” geçiniyor! Özellikle ABD’de çalışanların ülkeye yolladıkları döviz milli gelirin dörtte birini geçiyor.
Haiti’de depremde 200 binden fazla insanın öldüğü, 250 binden fazla insanın da yaralandığı ve 3 milyon insanın acil yardım ihtiyacı içinde olduğu öngörülüyor. Bir milyon kişi evsiz durumda. Barınak dışında yiyecek, yakacak, su ve ilaç gereksinimi de çekiliyor. Sırf ilaç bulunamadığı için ölen o denli çok insan var ki! Bu nedenle yağma ve çatışmalar kol geziyor. Bu kez de deprem yerine yokluğun getirdiği şiddet insanları öldürüyor.
Tekrarla, Haiti’de tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Gerçi ABD Başkanı Obama 16 bin askerini derhal Haiti’ye yolladı. AB ülkeleri, Brezilya, Küba, Çin ve İsrail de yüklü yardımlar yaptı. Hatta bu yardımlar bir milyar doları bulmasına ve ülke gelirinin yüzde 8’ine ulaşmasına rağmen yardım yine de yetersiz kaldı çünkü kullanılamadı.

Mecali bile kalmamış
Haiti o denli kötü yönetilmiş bir ülke ki, depremin yaralarının sarılmasını örgütleyecek mecali bile kalmamış. Bu nedenle boşluğu başka ülkeler doldurmuş. Birleşmiş Milletler güçleri (Brezilya ordusu tarafından temsil ediliyor) güvenliği sağlarken, Amerikalılar da ulaştırmayı düzenliyor.
Dünya Bankası’na yakın uzmanlar şimdi Haiti için bağımsız yahut da Birleşmiş Milletler’in kanatları altında bir Geçici Kalkınma Kurumunu öneriyor. Başına da ilk yılda Clinton, ikinci yılda Lula, üçüncü yılda da bir Haitili geçmesini öneriyorlar.
Tekrarla, deprem insan öldürmüyor. Kötü yönetim insanları öldürüyor.