Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Bununla beraber belki sıkı para politikası uygulanmasaydı, dış açık daha da büyük çıkacaktı. Ancak yılın geri kalan döneminde iki önemli gelişme olduğunu da göz ardı etmemeliyiz. Seçimler nedeniyle ertelenen harcamalar ramazanla itibariyle hızlanacak ve ithalat talebini etkileyecektir. Yani yılın ilk yarısına göre cari açığın kapanması değil, açılacağı varsayılmalıdır. Kaldı ki, kur geçen yılki düzeyine göre daha düşük bir düzeydedir.Bu tabloda birçok nokta göz çarpıyor. Birincisi, geçen yılın ilk yarısına göre ekonomik büyüme daha yavaş olmasına rağmen dış açık daralmamış. Yani reel kurun daha düşük bir düzeyde olmasının dış denge üzerinde çok ciddi zararı oluyor. İkincisi, ihracat hızla artıyor, hatta ithalatın da üstünde artıyor, ama bu hâlâ dış dengeyi sağlayamıyor. Yani aynı politikanın sapmadan devam etmesi gerekiyor. Cari dengedeki hizmetler dengesi hâlâ net döviz bıraksa da, döviz giderlerimiz giderek daha hızlı artıyor. Özellikle turizm giderleri çok hızlı gelişiyor. Bu da zamanla dış ticaret açığının bu kalemle kapatılamayacağını gösteriyor. Gelelim bu dış açığın kapatılmasına. Doğrudan yabancı yatırımlar gerçekten tahmin edildiği gibi dış açığın üçte ikisini bu yıl finanse edecek görünüyor. Bununla beraber bu yatırımlar sadece mevcut tesislerin satın alınmasından ibaret. Yani sonunda satılacak mal azalınca yavaşlayacaktır. Öte yandan dış ülkelere giderek artan bir yatırım eğilimi görülüyor. Bu da Türkiye'nin yerli işadamı için bile cazibesini yitirdiğini gösteriyor. Kısacası, ileride yabancı sermaye çekemeyebileceğimiz konusundaki kaygılar haklılık kazanıyor. Geçen yılın ilk yarısında bankalar borçlarını 7.4 milyar dolar artırırken, bu yılın aynı döneminde borçlarını 1.1 milyar dolar kapatmışlar, yani yurtdışına ödeme yapmışlardır. Bunun nedeni de elbette kredi talebinin göreli olarak daralması ve risklerin yüksek algılanması.Özetlersek, 2006 yılında 33 milyar doları bulan dış açık, gerek reel kur, gerek yılın ikinci yarısında faizlerin gevşemesi ve hatta gerekse gevşek maliye politikasının gecikmeli etkisiyle daha da açılabilir. Kaldı ki, dış açık ilk altı ayda bile yüzde 2 büyümüş. Hele petrol fiyatlarındaki bu yeni yükselme eğilimiyle beraber ithalat faturası yeniden şişebilir. Bu durumda yıl sonunda dış açığın 37 milyar doları bulması halinde hiç şaşmamalı. Bu hafta Merkez Bankası ödemeler dengesi rakamlarını açıkladı. Görüldü ki, tahminlerin aksine, dış açık ekonomideki yavaşlamaya, yani ithalat gereksinimi azalmasına rağmen azalmamış. Hatta aksine, yüzde 2.1 büyümüş. Bu, Merkez Bankası'nın sıkı para politikasının şu aşamada dış dengeyi sağlayacak kadar etkili olamadığını gösteriyor. hgunes@milliyet.com.tr