Gösterge Bu konuda elbette belirleyici olan üç konu var. Birincisi, küresel gelişmeler. Küresel likidite bol olmaya devam ederse, kim iktidarda olursa olsun, rahat edecektir. İkincisi, kurulan yeni hükümetin nasıl bir ekonomik politika rejimi sürdüreceği. Elbette mevcut rejimden çok aykırı bir uygulama olmadıkça piyasalar rahatlayacaktır. En azından kısa vadede. Üçüncüsü de içeride ekonomik dengelerin ne durumda olacağı son derece önemli. Şu anda Merkez Bankası (MB) sıkı para politikasıyla iç talebi kontrol etmeye ve bu yolla enflasyonu düşürmeye çalışıyor.MB'nin bu politikada henüz önemli bir mesafe aldığını iddia etmek zor. Enflasyonun düşmeye başladığı görülmüyor. Zaten MB de enflasyonun belli bir gecikmeyle tepki vereceğini düşünüyor. Bunun bir nedeni teknik. Aktarım mekanizması denen bir mekanizma var. Sıkı para politikasının nominal milli gelire, daha sonra da fiyatlara sirayet etmesi zaman alıyor. Diğeri ise maliye politikasının gevşek olması. Bu da MB'nin işini çok zorlaştırıyor; daha yüksek faiz politikası uygulamak zorunda kalıyor. Bu da yoğun biçimde eleştiriliyor. Üstelik yüksek reel faiz sıcak parayı çekiyor, kur düşüyor ve düşük kurda tüketim (hem ithalat, hem de psikolojik nedenlerle) hızlı gelişiyor. Şu anda gözler erken seçime odaklanmış durumda. Piyasalar ve ekonomi çevreleri olası seçimlerde ortaya çıkacak olası siyasal kompozisyonun getireceği etkileri tartışıyor. Hangi hükümet ya da koalisyonun ekonomiyi nasıl etkileyeceği merak ediliyor. Dün CNBC-e 2002 yılından bu yana derlediği nisan ayı tüketim verisini açıkladı. Bu veri belirgin gelişmelere işaret ediyor. Birincisi, geçen eylülden bu yana mevsimsel düzeltilmiş tüketim endeksinin düştüğü gözleniyor. Hem de tam sekiz aydır düzenli biçimde. Bu oldukça uzun bir süre; yani bir yapısal değişim ortaya çıkıyor.Düşüş elbette her kesimde aynı oranda oluşmuyor. Örneğin konutta ciddi bir talep düşüşü yok. Aksine, talep artışı sürüyor. Ancak otomotiv ve ev eşyası geçen yıla göre çok gerilemiş durumda. Hatta daha şaşırtıcısı, ekonomik konjonktüre, mevsimlere çok duyarlı olmayan gıdada bile çok küçük bir talep daralması gözleniyor. Tüketicinin eğlenceye de daha az para ayırdığı görülüyor. Yaz aylarında turizm ve tarımsal hasılanın ortaya çıkmasıyla iç talepte canlanma beklenebilir. Hatta bir de seçim harcamaları konusu var. Gerçi seçimlerde harcanan paralar ekonomiyi canlandıracak boyutlarda olmaz. Seçimlerle, tam aksine, belirsiz bir ortam oluşacağı için, iç talep olumsuz etkilenecektir. Bu durumda CNBC-e Tüketim Endeksi'nde gözlenen düşüş daha da keskinleşecektir.Yeni gelen hükümete duyurulur. İç tüketimin daraldığı bir yapı devralınıyor. Dayanıklı tüketim talebi düşüyor hgunes@milliyet.com.tr