Cari işlemler açığı bir ülkenin döviz gelir ve giderlerinin farkıdır. Bu bir şirketin zarar etmesi gibidir. Geçici olduğunu düşünüyorsanız, borçlanarak idare edersiniz. Ancak borçlanmanın da iyi bir şey olduğunu söylemek mümkün değildir. Cari açık portföy yatırımları, yani sıcak para, doğrudan yabancı sermaye, kredilerle finanse edilir. Bu yıl ilk 9 ayda cari işlemler 16,5 milyar dolar açık verdi. Tahminler yıl sonunda 22 milyar dolar civarında bir açığın oluşacağı yönünde. Ancak bunun 6 milyar doları artan petrol fiyatlarından, takriben de 1-2 milyar doları da demir-çelik gibi mallardaki fiyat artışlarından. Yani dışsal. IMF Türkiye temsilcisi Hugh Bredenkamp oluşan açığı bir risk olarak görürken, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ise aksi görüşte. Aynı gün iki çatışan görüş son derece önemli. "Risk" ile "yanlışı" karıştırmamak gerek. Ortada bozuk bir durum olabilir, ama bunun bir hasar verme olasılığı olmayabilir. Yani risk oluşturmayabilir. Diğer bir deyimle, binanın çürük olması bir bozukluktur. Ama deprem yoksa bina çökmez. Dolayısıyla, aslında kur değil, cari işlemler açığı bir risktir. Diğer bir deyimle risk, ya onun finanse edilememesi, ya borçların aşırı ölçüde yükselip içeride faizleri yükseltmesi, yahut da kurun birdenbire yükselip büyük bir hasar vermesidir. Cari işlemler açığının yakın gelecekte finanse edilememesi sorunu görünmüyor. Öylesine yabancı sermaye akıyor ki... Mali disiplin nedeniyle kamu borcunun milli gelire oranı düşse de, cari açığa bağlı olarak dış borçlarda çok hızlı bir artış gerçekleşiyor. Ve bu büyük bir risk oluşturuyor. Kur değil, cari açık risktir Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi, son 10 yılda dış borçlar 80 milyar dolar, krizden bu yana da 50 milyar dolara yakın artmış. Belki bu borç artışı milli gelirdeki artıştan daha yavaş ama, yine de önemsenmesi gerekiyor. Çünkü nihayetinde bu borç ödenecek.Şimdilik içeride reel faizleri artıracak bir gelişme yok. Dolayısıyla, kamu borçlanmasını sıkıntıya sokacak bir risk yine gözlenmiyor. Gelelim, kurun birdenbire yükselip bazı kurumlara mali hasar vermesine. Döviz borçlu olanlar (dalgalı kur sistemi olduğuna göre) bile bile bir riski aldılar. Üstelik döviz borçlular uzun süredir kurdan çok büyük kârlar sağladılar. Yani düzeltmenin vereceği zarar şimdiye kadar olan kârlarına yetmez.Kısacası, kurun düzeltmesinin oluşturduğu bir risk yok. Ancak kurun bulunduğu düzey yanlış! Kur aniden düzeltme yaparsa (ki bu aniden olur) o da şu anda dolaylı olarak verdiği zararın sona ermesidir. Asıl zarar onun özellikle ihracat üzerinde verdiğidir. Dolayısıyla kurdaki düzeltme değil, düzeltmemesinin yarattığı hasar risk oluşturmaktadır. Dış borç hızlı artıyor 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Q1 2005 Q2 79.280 84.141 96.376 102.975 118.556 113.646 130.207 145.334 161.806 159.960 161.820 hgunes@milliyet.com.tr DIŞ BORÇLAR MİLYON USD