Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yıl sonunda dış açığın 10 milyar doların altında kalabileceğini, bunun da rahatlıkla finanse edilebileceğini belirtti. Katılıyoruz. Nitekim geçen hafta nisan ayına ait ödemeler dengesi verileri de bu doğrultuda. Nisan ayında ihracat büsbütün çökmüş ve son 4 ayın en düşük verisi haline gelmiş. Gerçi ithalattaki düşüş de sürmüş, ama ihracat daha hızlı çöktüğü için mal dengesi açığı son 4 ayın en büyük düzeyine ulaşmış.
Ancak buradan kesinlikle Türkiye’nin göreli olarak az hırpalandığı sonucu çıkarılmamalı. Küresel daralma sonucu ihracatın düşüşü durgunluk yaratmıştır, ama asıl ihracatımızın bu denli düşmesi, kontrolü başka merkezde olan dayanıklı tüketim mallarının ağırlığından kaynaklanmıştır. Bu da yapısaldır.
Üstelik sonbaharda petrol fiyatları daha da artabilir; varilin fiyatı 90 doları bulabilir. Ama cari açık yine de 10 milyar doları aşmayacağından geriye kalan dış borç ödemeleriyle beraber pek bir finansman sorunu çıkmayacaktır. Gerek doğrudan yabancı yatırımlar, gerekse rezerv azalışları (yani vatandaşın sattığı dövizler) ile 2009 idare edilecek gibi görünüyor.
Nisan ayında borsaya 841 milyon dolar girmiş. Malum küresel olarak risk iştahında artışlar oldu ve borsalarda düzeltmeler yaşandı. Ancak yabancıların enflasyon riskinden korkarak bonolardan 273 milyon dolarlık satış yaptığı da gözardı edilmemeli. Demek ki, 568 milyon dolarlık yabancı girişi olmuş. Bir de yerliler yurtdışından 307 milyon dolarlık parasını çektiği için 875 milyon dolar net  portföy girişi olmuş. Özetle sıcak para girişi başladı denebilir.
Nisan ayında, önceki iki aya göre doğrudan yatırımlarda da artış gözleniyor. Gerçi ocak düzeyini yakalamış değil, üstelik bu tür durumlarda tek aylık gelişme üzerinden yorum yapmak doğru olmaz.
Dış kredilere gelince... Bankalar ilk defa en büyük ödemeyi yapmışlar; 1.6 milyar dolar. Aynı zamanda bankaların yurtdışındaki muhabirlerine 400 milyon dolar para girmiş. Demek ki, ödenen paranın bir kısmı da buraya gitmiş.
Banka dışı kesim ise, 634 milyon dolar dış borç ödemiş. Ancak yurtdışından da 275 milyon dolarlık alacağı artmış. Bu da alınan kredinin kendi hesabına yattığı anlamına geliyor.
Özetle gördüğümüz manzara şu; ihracatın daha hızlı düşmesi nedeniyle dış ticaret açığı (göreli olarak) büyüyor. Ama yine de geçmiş yıllara göre çok düşük ve finansmanı bu yıl pek sorun yaratmıyor. Hele kasıma kadar olan süreçte döviz daha da bollaşacak. Öte yandan doğrudan yatırımlar da, çok az da olsa artıyor. Ayrıca sıcak para girişleri gözleniyor. Fakat bunlar ancak özel kesimin dış borç ödemelerine gidiyor. Yakından izlemek gerek çünkü 2010 sorunlu olabilir. 

Bu yıl dış finansman  sorunu olmayacak gibi görünüyor