Gösterge Örneğin Goldman Sachs yüzde 5 bekliyordu. CNBC-e'nin derlediği anket ortalaması da yüzde 5.8'di. Peki, ne oldu da büyüme beklenenden daha hızlı gelişti? Acaba hissedemediğimiz bir şey mi oldu?Doğru bir analiz yapabilmek için bu verileri 2006 yılının ilk üç aylık verisiyle karşılaştırmak gerekir. Aşağıdaki ilk tabloda harcamalar yönünden milli gelir görülüyor. Burada iki önemli yavaşlama var: Biri özel tüketimde, diğeri de yatırımlarda. Hatta iç talebe bağlı olan ithalat da yavaşlıyor. Özetle iç talebin ateşi sürekli düşüyor. Dün 2007 yılının birinci çeyrek büyüme rakamları yüzde 6.7 olarak açıklandı. Beklentiler bunun epeyce altındaydı. Bu nedenle bu veri meslektaşlarımızı bir miktar şaşırttı. 2006 I 2007 IÖzel Tüketim 8.1 1.6Kamu Tüketimi 10.1 9.0Yatırımlar 32.3 3.0İhracat 6.8 14.0İthalat 10.0 4.2GSMH 6.4 6.7 Bu durumda büyümeyi sürükleyip götürebilecek tek faktör olarak ihracat kalıyor. Ancak tek başına ihracat bunu yapabilir mi? Gerçekten son bir yılda ihracat performansına bakıldığında çok ciddi bir yükseliş gözleniyor. Üstelik kurdaki olumsuz gelişmeye rağmen. Örneğin 2007 yılında ocak-mayıs döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artmış. Milli gelirin içinde ihracatın payının yüzde 30'a yaklaştığı da göz önüne alınırsa bunun önemi daha iyi kavranacaktır.Milli gelire sektörler açısından bakıldığında tarımda çok ciddi bir yavaşlama, ancak sanayi ve ticaret sektörlerinde canlılık görüyoruz. İnşaat sektörü daha yavaş büyüse de o da başlı başına yüksek bir rakam. Üstelik mali kuruluşlar, ulaştırma ve haberleşme gibi sektörlerin daha hızlı büyüdüğü anlaşılıyor. HARCAMALAR BOYUTUYLA BÜYÜME (%) 2006 I 2007 ITarım 7.6 1.1Sanayi 4.5 7.5İnşaat 27.1 16.2Ticaret 7.1 6.3Mali kuruluşlar 1.0 7.2Ulaştırma/Haberleşme 3.6 7.3GSYİH 6.7 6.7 Sonuç itibariyle özel tüketim, yatırımlar ve ithalatta yavaşlama gözleniyor, yani iç talep gevşiyor. Ama üretimde hiçbir yavaşlama yok. Bu da şaşırtıyor. Dolayısıyla şu anda ekonomiyi tek başına dış talep sürüklüyor. Fakat bu da şaşırtıcı. Çünkü YTL sürekli değer kazanıyor. Akla tek gelen olasılık euro'nun değerindeki gelişme. Gerçekten 2006 Mart sonunda euro-dolar paritesi 1.21 iken, 2007 Mart sonunda bu 1.33 olmuş, yani euro yüzde 10 değer kazanmış ve euro cinsinden ihracat yapan rekabet gücünü artırmıştır. Baştan beri arzu edilen performans da buydu: İhracatla büyüme. Bu veriler ileride Merkez Bankası'nın faizleri indirmede elini kolaylaştıracaktır. Hele bugün açıklanan enflasyon verileri istenen düzeyde düşük olursa. hgunes@milliyet.com.tr ÜRETİM BOYUTUYLA MİLLİ GELİR (%)