Gösterge Yakın geçmişte borsanın bu noktaya gelişinde üç aşamalı bir sıçrama izlendi. Borsa önce ağustosun ikinci yarısında sürekli yükseldi sonra birdenbire 17 Eylül'de 51 bin düzeyinden 54 bin düzeyine sıçrayıverdi. Ardından da geçtiğimiz hafta perşembe ve cuma günleri bir defa daha sıçrama yaptı. Dün borsa yine yükselişteydi. Bunun nerelere varacağı merak edilebilir. Ağustos ayının ortalarında 45 bin olan borsa endeksi (İMKB-100) eylülün ilk haftasında 48 bin civarına gelmişti. Geçtiğimiz hafta cuma günü ise 56 bini aştı. Yani yüzde 25'e yakın bir artış gerçekleşti. Sadece cuma günü artış yüzde 3.5'e yakın oldu. Şimdi geldiğimiz noktada farklı hedeflerden ve çıtalardan bahsediliyor. Birçokları borsada yeni bir hedef olarak 65 bini telaffuz ediyor. Neden olmasın? Ancak bunu öngörebilmek için bazı iç ve dış etmenlere bakmak gerekiyor. Geçtiğimiz ay yurtiçinde değişen en önemli durum Merkez Bankası'nın faizleri 25 baz puan indirmesiydi. Borsadaki sıçrama bundan 4 gün sonra başladığına göre, yurtiçi faizlerin etkili olmadığı söylenebilir. Kaldı ki, böylesi bir karar beklenmiyordu. Yurtdışında ise en önemli gelişme, malum, 17 Eylül'de FED'in kısa vadeli borçlanma faizini 50 baz puan düşürmesiydi. Bunun tüm mali piyasalarda coşkuyla karşılandığı görüldü. Özellikle Dow Jones yine bir rekor daha kırdı. Mamafih, ABD'de faizlerin hızla düşmesi sonrası borsalarda yükselişler yaşanması normal olsa da, konut kesiminin uluslararası mali kesimdeki yarattığı hasar doğru dürüst belirlenmiş değil. Kimileri bunun abartılmaması gerektiğini savunsa da, türev piyasalarında bu riskin katlanmış olması olası. Diğer bir deyimle, herhangi bir küresel sıkıntı çıktığı takdirde yurtiçinde yükseltilmiş (amplified) bir etki beklenmeli. Yani borsa olması gerekenden fazla düşebilir. Bu, borsanın önündeki en önemli dış engeli oluşturuyor. Küresel risk dış engel Borsadaki son 7 haftalık yükseliş büyük ölçüde yabancıların girişlerinden kaynaklandığına göre (nitekim dolar 1.18 YTL'ye kadar geriledi), bundan sonra da en önemli risk yurtdışından gelecektir. Fakat gelişmekte olan ülkelerde bir başka risk daha oluşmuştur; o da aşırı değerli döviz kurudur. Bu ülkelerde döviz kurunun düzeyi nedeniyle yabancı yatırımcılar ciddi bir riski göze almaktadır. Bu risk cari açık sorunu olmayan ülkeler için göreli olarak daha düşük olsa da, Türkiye gibi (ihracatı ne denli artmaya devam ederse etsin) milli gelirinin yüzde 8'ine varan bir ülke için tam bir amplified (yükseltilmiş) risk oluşturmaktadır. Borsanın önündeki en önemli iç engel de budur. Bunun dışında ise borsa potansiyel olarak yükselme eğilimini sürdürecektir. Çünkü dünyada ödemeler sisteminde bazı tıkanmalar yaşansa da, miktar olarak likidite bolluğu sürmektedir. Faizler de düşme eğilimine girmiştir. Özetle, şimdilik iyimserlerin dayanakları, karamsarların kaygılarından daha olası görünmektedir. hgunes@milliyet.com.tr Döviz kuru iç engel