Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gösterge Dolayısıyla yanılmamalı. Bu mitingler kesinlikle önümüzdeki seçimlerin bir ölçütü sayılamaz. Toplumun tüm kesimleri siyasal tepkilerini asıl sandık karşısında ortaya koyacak. Bununla beraber, bu mitingler hegemonik bir hükümetin aydın kesimler üzerinde yarattığı gerginlik ve kaygıyı gösteriyor. Bu da tabii başlı başına önemli..Öte yandan mitinglerin oluşma motifi ile kullanılan siyasal mesajlar arasında büyük fark var. Mitinglere katılanlar AKP'den kurtulmak yahut laisizm refleksiyle koşuştururken, bu mitinglerde bol dozda ekonomik politikalarda devletçilik ya da ulusalcılığa dönüş ile Batı karşıtlığı işleniyor. Cumhuriyet mitinglerini ilgiyle ve heyecanla izliyoruz. Ancak bu mitinglerin sosyolojisi gözden kaçmamalı. Bu mitinglerde kadın ve gençlerin ağırlıkta olduğu gözlense de, özellikle orta gelirli aydın kesimlerin yoğun olduğu görülüyor. Yani, bu mitingler heterojen değil: toplumun her kesimini yansıtmıyor. Mesela gecekondular yok, köylüler de yok. Hatta esnaf bile pek gözlenmiyor. Mesela yoksul kesimin ya da işsizlerin sorunları hiç haykırılmıyor. Engellilerin ya da kadınların haklarından bahsedilmiyor. Yani sadece rejim kaygıları, toplumsal kaygıların önüne geçmiş durumda. Bunun da solla pek bir ilişkisi yok.Buna rağmen mitinglerde sol liderlerden "birleşme" talep ediliyor. Sanki sol birleşirse, ülke tutucu güçlerden kurtulacak! İmama kızıp oruç bozanlar, yani partilerinden ayrılıp sonra kendi partilerini kuranlar şimdi ittifak arıyor. Ama bu sol nasıl bölündü diye soran yok. Yıllarla DSP "bizim CHP ile ideolojik farkımız var" demedi mi? Peki, DSP şimdi neyin ittifakı arayışında? Elbette CHP listelerinden milletvekili kotarma yarışında! Ve anlaşılıyor ki önerilen rakam da onları doyurmadı.Diyelim ki DSP'nin talep ettiği ve Baykal'ın da özveride bulunarak kabul ettiği ittifak gerçekleşti. Sonra ne olacak? Seçimlerden sonra yine ayrılma olmayacak mı? Bal gibi olacak. O zaman birleşme en doğrusu değil mi? Zaten sol seçmen de "Birleşin" diyor, "İttifak kurun" demiyor. Dar gelirliler nerede? İttifaklar elbette birer siyasal araçtır. Ancak ideolojik farkı olmayan kurumlar için içten olanı birleşmedir. Dolayısıyla doğru olan CHP'nin ilk talebidir. Öte yandan kimileri olası bir ittifakın iktidar getireceğini işliyor. Kuşkusuz birleşme aritmetik toplamından fazla oy sağlayabilir. Fakat bunun tek başına bir iktidar getireceğini iddia etmek gaflettir. Çünkü solun son 20 yıldır temel eksikliği bir türlü kendini yenileyememesidir. 1980 öncesi CHP mitinglerini bugünkü cumhuriyet mitingleriyle karşılaştırırsak bu daha da belirginleşir. Çünkü o yıllarda mitinglere akın akın gecekondular akardı. Bugün ise sol partilerin hemen hepsi apartman dairelerine sıkıştı. Özetlersek, birleşme kesinlikle ittifaklara yeğlenmeli. Ama bunun bir çıkış sağlayacağı sanısı çok yanlış. Keşke mümkün olsa da Türkiye güçlü bir sosyal adaletçi alternatife sahip olabilse... Ancak bunun için yeni bir irade gerekiyor. hgunes@milliyet.com.tr Bütünleşme daha önemli