Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ekonomide bu yıl Nobel ödülünü iki kişi paylaştı. Biri Oliver Williamson, diğeri de Elinor Ostrom. Bir Nobel ödülü almak herhalde bir aydın, yahut bilim adamı için yaşamın en üst noktasıdır. Ancak bu ödüller tarafsız ve hakkaniyete göre mi veriliyor? Tartışılabilir.
Elinor Ostrom aslında bir ekonomist değil. Bir siyaset bilimci. Ama ekonomiyle ilgilenmiş. Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan ilk, Nobel ödülünü alan da beşinci kadın.
Bundan birkaç yıl önce Harvard Üniversitesi’nde senatoda Profesör Larry Summers kadınların akademik çalışmalarının konumlarına göre yeterli sayılması gerektiğini belirtmiş ve başına gelmeyen kalmamıştı. Oysa Summers’ın (aynı zamanda eski Hazine Bakanı) kastı kötü ve ayrımcı değildi.

Haberin Devamı

Solculara mesafe
Ancak kadınların bu denli az ödül alması sadece kadın bilim adamı azlığına bağlanamaz. Örneğin meşhur İngiliz İktisatçı Joan Robinson (tekelci rekabet teorisi) bu ödülü alamadı. Çünkü solcuydu! Sraffa da Nobel alamadı, Kaldor da. Bunlar Cambridge’in çok değerli ekonomistleriydi.
Bu bize, Nobel ödülü veren komitenin siyasal pozisyonunu da çok açık gösteriyor.
1972’de Nobel ödülünü Oxford’lu John Hicks Amerikalı Ken Arrow ile birlikte paylaştı. Oysa 1971’de ödülü tek başına Paul Samuelson almıştı. Bu da adil olmadı. Çünkü Keynes’ten sonra neoklasik ekonomiye en büyük katkıyı Hicks yapmıştı.
Kuşkusuz şimdiye kadar Nobel ödülü alan ekonomistler değersiz olarak nitelenemez. Hem de hiçbiri! Ama listeye bakıyorum da Cambridge’li iktisatçı Frank Hahn’ın neden bugüne değin ödül alamadığını yanıtlayamıyorum. Nobel ödülleri neye göre belirleniyor?
Bazen Nobel ödülü paylaşılıyor. Mesela İngiliz James Meade (sosyal adalet üzerine) ve İsveçli Bertil Ohlin (dış ticaret esneklikleri) 1977’de ödülü paylaşmıştı. 1979’da da İngiliz Arthur Lewis (kentleşme ve büyüme) ve Amerikalı Teodore Schultz (insan sermayesi ve kalkınma) ödülü paylaştı. Oysa daha sonraları katkısını daha sınırlı olan birçok bilim adamı ödülü tek başına aldı. Kısacası, Nobel ödüllerindeki hakkaniyet tartışılır bir konu. Tıpkı Obama’nın Nobel Barış Ödülü’nün tartışıldığı gibi.

Haberin Devamı

Cimbom’a Nobel?
Bu arada bizi sevindirecek bir tahminimi de belirteyim. ABD’de Türkiye vatandaşı birçok değerli meslektaşımız görev yapıyor. Ancak bunların ikisi gayet seçkin konumda. Harvard Üniversitesi’nde profesör olan (Robert Kolej mezunu) Dani Rodrik çok sade dille çok karmaşık konuları yazabiliyor. Bu nedenle de açıkçası kendisine hayranlık duyuyorum.
Öte yandan, liseyi Galatasaray’da bitiren, sonraki eğitimini İngiltere’de yapan Daron Acemoglu ise çok farklı alanlarda yayınlar yapabilen ve halen MIT’te ders veren çok parlak bir ekonomist. Acemoglu’nın son kitabını (Introduction to Modern Economic Growth; Princeton, 2009) sakın temel büyüme kitabı sanıp kimse almasın. Kitap yetişkinler için! Çok da başarılı. Öyle sanıyorum ki, Acemoglu birkaç yıl içinde Nobel’e layık görülen bir ekonomist olacak.
Ve açıkçası, bu da beni maça gitmekten çok daha fazla sevindirecek. Her yönden!