Gösterge Seçim piyasaları etkiler mi? Yahut ne zaman yapılırsa daha kötü olur? Bu konular son zamanlarda hayli soruluyor. Geçenlerde bir dönmüş yazar (eskiden aşırı-solcu bir akademisyendi) bir televizyon kanalında mitinglerin borsaya zarar verdiğini söylüyordu. Üzüldüm doğrusu.Oysa mali piyasalarda iki türlü değişiklik olur. Biri geçici nitelikte olan ve siyasal gelişmelerden etkilenen değişiklikler. Diğeri de ekonomik durumdan kaynaklanan orta ve uzun vadeli değişiklikler. Ciddi bir iktisatçı hep ikincisine odaklanır. Günlük hareketler onu ilgilendirmez. Çünkü önemli olan ekonomik temellerin sağlamlığıdır. Artık bir erken seçim sathına girilmiştir. Erken seçim, bir ailede boşanma lafına benzer. Bir kere zikredildi mi, bir daha dikiş tutmaz. Eninde sonunda boşanma gerçekleşir. Bir yıla yakın bir süredir erken seçim lafı ediliyor. Sonunda işin gelip buraya dayanacağı belliydi. Geçen yıl İngiltere'de seçimler öne alındığında (ekonominin temelleri sağlam olduğundan) mali piyasalar hiç etkilenmedi. Demek ki erken seçim başlı başına kötü bir şey olmadığı gibi, ekonomide temeller sağlam olunca mali piyasalardaki istikrar bozulmuyor. Oysa dikkat ediyorum, Devlet Bakanı Babacan iki gündür kanalları dolaşıp cuma gününden itibaren fakirleştiğimizi, bir puanlık bir faiz artışının 2 milyar YTL yük getirdiğini savunuyor. Başbakan Erdoğan da Ulusa Sesleniş konuşmasında sadece ekonomik konuları anlattı.Anlaşılan, şimdi hükümet ekonomik hassasiyetler üzeriden iş çevrelerini uyarıp onları devreye sokmaya çalışıyor. Ama bu tezler doğru değil. Ali Babacan'ın bir ay kadar önce yaptığı sunumda 5 puanlık faiz artışının borç dinamiği üzerinde 1.8 puanlık bir artış getirdiği belirtiliyordu. Net borç stoku 260 milyar YTL kadar olduğuna göre yüzde 1.8'i 5.2 milyar YTL ediyor. Tabii faizler 5 puan artarsa! Demek ki bir puanlık artış sadece 500 milyon YTL ek yük getirebilir. Bir ay önce durumumuz çok iyiyken, AKP'nin cumhurbaşkanı atamasına engel olununca ve sandık ortaya çıkınca zarar büyüyüverdi!Kuşkusuz erken seçime kadar olan süreçte mali piyasalarda oynaklık gözlenecektir. Artık seçimin hangi tarihte yapılacağının da önemi kalmamıştır. Hatta tarih belli olduğunda bir belirsizlik ortadan kalkacağından piyasalar rahatlayabilir. Fakat özellikle kamuoyu yoklamaları ortaya çıktıkça manzara değişecektir.Çünkü piyasalar AKP'nin tek başına iktidara geleceğini ve bunun istikrarın sürmesini sağlayacağına inanıyor. Oysa kamuoyu yoklamaları DYP-ANAP ittifakının ve MHP'nin barajı geçtiklerini, hele Güneydoğu'dan bağımsız milletvekillerinin seçilme olasılığını gösterince ortalık çalkalanabilir. Çünkü Meclis'e 5 parti girecek, koalisyon da zorunlu hale gelecektir. Erken seçim sorun değil Yabancıların içeride o kadar çok parası var ki hâlâ mecburen iyimser havayı pompalıyorlar. Biz iktisatçılar ise yapıya ve uygulanan politikalara bakarız. Birincisi, maliye politikasındaki disiplin çok önemlidir. İkincisi de sıkı para politikasının devamı. Yıl başından bu yana veriler ilk konudaki endişelerimizin haklı olduğunu gösteriyor: harcamalar tam gaz gidiyor. Para politikası ise aşırı sıkı. Ancak belirsizlikler arttığına göre Merkez Bankası bu dönemde daha da zorlanacaktır.Sonunda seçim olur. Nihayet bir koalisyon kurulup mevcut politikalar sürdürülünce, yurtdışındaki likidite bolluğundan yine piyasalar nasibini almaya başlar. Bu sefer de mali piyasalar koalisyona kavuşmamızın erdemini yerlere göklere sığdıramaz! hgunes@milliyet.com.tr Koalisyonun erdemi!