FENERBAHÇE-Beşiktaş İzmir’e geliyor. 13 Mayıs Çarşamba, Atatürk Stadyumu’nda Türkiye Fortis Kupası finalini oynayacaklar.
En son 2006’da...
Yine İzmir’de, yine Atatürk’te bir Fenerbahçe-Beşiktaş finalini seyretmiştim.
Fener’i 3-2 yenen Beşiktaş, kupayı müzesine götürmüştü.
Aradan üç yıl geçti. Turkcell Süper Ligi’nin bu iki “dev”ini İzmir’de konuk edeceğiz.
* * *
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’e borçluyuz.
DİLENCİLİK yapmak suç.
Hem Kabahatlar, hem de Mahalli İdareler yasalarına göre yasak..
Bildiğimiz dilenciler kentlerin kalabalık yerlere pusu kurar, kendilerini öyle ya da böyle acındırarak avuç açar, dualar mırıldanır...
Tek hedefi, cebinizdeki bozuk paradan payına ne düşürse almaktır.
Genellikle veririz...
Ya acıdığımızdan, ya da o gün beklediğimiz haberin olumlu gelmesini istediğimizden ya da sınava girecek olan çocuğumuzun başarılı olması için...
Gazetelerde de sık sık okuruz...
AZİZ KOCAOĞLU’nun Ankara seferini satır aralarından okumaya çalıştım.
Haberi yapan da, kullanan da pek mutlu ve umutlu..
Başkan Kocaoğlu ve bu olayı servis yapanlar, sanki biraz böyle olmasını istemişler gibi geldi bana.
Sevindim; ama çok değil...
Aliağa - Menderes Hafif Raylı Sistem Projesi, Büyükşehir ve TCDD ile yapılan protokol gereği 2008 Temmuz’unda bitecekti.
Olsaydı, seksen küsür kilometrelik hatta şimdi vızır-vızır hızlı trenler çalışacaktı.
Bitirilemedi...
“BİR dokun, bin ah işit derler” ya; meğer Birinci Kordon’dan, “yaka silkmeyen” yokmuş!...
Vatandaş şikayetçi...
İşyerleri derli...
Belediye çaresiz...
Polisimiz zorda...
Sonuç:
Demek ki Birinci Kordon bu kenti yönetenler tarafından masaya yatırılmak zorunda..
KARŞIYAKA ile Bayraklı belediyeleri arasındaki mal ve personel “paylaşımına” sonunda CHP Genel Merkezi el koydu.
Geçtiğimiz cumartesi günü Ankara’daki toplantıdan sonra, önce Genel Başkan Deniz Baykal, ardından da CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ile Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı köşeye çekerek, “anlaşın ve bu işi bitirin” talimatı verdi.
Bayraklı, büyük kısmı Karşıyaka, küçük bir kısmı da Bornova’dan alınarak yeni ilçe yapıldı.
29 Mart yerel seçimlerde, İzmir’in bu yeni ilçesinde seçimleri CHP adayı Hasan Karabağ kazandı.
Ancak seçim tarihinden iki gün önce, yani 27 Mart’ta; İzmir Valiliği, Karşıyaka ve Bayraklı kaymakamlarıyla Karşıyaka Belediyesi bürokratlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda, nüfusa göre personel ve mal bölüşümü yapıldı. Aynı paylaşım, Konak’tan ayırılarak yeni ilçe yapılan Karabağlar için de geçerliydi. Konak ve Karabağlar ne yaptı? Orada sorun çıkmadı, personel de,
UTANDIM... Aynı utancı yaşamak istiyorlarsa, Büyükşehir’in yetkililerini, gece saat 21-22’den sonra Birinci Kordon’a çıkıp dolaşmaya davet ediyorum..
Yazık o güzelim Kordon’a...
Onlarca kokoreççi, midyeci, kaldırımlara satılık eşyaları sermiş seyyarlar, su satanlar, incik-boncuk tezgahları...
Yetmezmiş gibi iki şeritli caddeye park eden, müzik setleri sonuna kadar açık dört tekerlekli diskolar (!..)
Kafe ve restoranların işgalinden geriye kalmış kaldırımlara sıra-sıra park edilmiş araçlar...
Yürümeyen taksiler..
Önünüzü kesip, bir
SIÇRAYARAK uyandım... Ter içinde kalmışım... “Bu adamlara bir şey anlatmak mümkün değil” diye sayıklıyordum...
Rüya bu ya...
Onlar, İzmir’e yeni yapılacak opera binasının Mavişehir’de olması için ısrar ediyor, ben, “Yapmayın opera binasının yapılması gereken asıl yer Konak” diye diretiyordum.
Konak’taki Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM) yıkarak, yerine parmak ısırtacak bir mimari yapıyla muhteşem bir opera binası yapmak, İzmir’in göbeğine bir “elmas” kondurmak olurdu.
AKM’yi yıkacaksınız. Çevresindeki 12 bin metrekare alanı da ekleyeceksiniz, şu andaki mevcut yapıdan en az üç kat daha büyük Sydney Opera Binası kadar çekici, kataloglara girecek, fotoğrafları kartpostallara basılacak, İzmir’e ayak basan her yabancının merakla soracağı, gezmek isteyeceği bir eser yapacaksınız.
“Böyle bir projeyi hayal bile edemiyorsunuz” diye avaz avaz bağırıyordum.
Umurlarında değildi..
KULAĞIMA geliyor...
Aziz Kocaoğlu’nu göklere çıkartıyor, bürokratlarını yerin dibine sokuyor muşum.
Sözde takmışım bu Büyükşehir’in bürokratlarına.
Ne istiyor muşum?
Ona buna dert yandıklarını, şikayet ettiklerini de biliyorum..
Umurumda değil.
Bildiğimden, inandığımdan şaşmayacak kadar inatçı ve “dik kafalı” olduğumu bilsinler.