KULAĞIMA geliyor...
Aziz Kocaoğlu’nu göklere çıkartıyor, bürokratlarını yerin dibine sokuyor muşum.
Sözde takmışım bu Büyükşehir’in bürokratlarına.
Ne istiyor muşum?
Ona buna dert yandıklarını, şikayet ettiklerini de biliyorum..
Umurumda değil.
Bildiğimden, inandığımdan şaşmayacak kadar inatçı ve “dik kafalı” olduğumu bilsinler.
Kimseyle alıp-veremediğim yok.
İzmir’de yaşayan herkes gibi, verilen hizmetin, bu kent insanına yakışır olmasını istiyorum o kadar.
* * *
İzmir, bir körfez kenti...
Karayı olduğu kadar denizi de ulaşım için kullanmalıyız.
Kullanıyoruz da.
Ama nasıl gelin bir de bizlere sorun..
Dokuz yıl önce, vapurlar Büyükşehir Belediyesi’ne devredildiğinde “oh, nihayet!..” demiştik.
Denizcilik İşletmesi’nin “köhne, leş gibi kokan, denizin üzerinde yürümeye mecali kalmamış, her tarafı dökülen vapurlarından” kurtulacağımızı sanmıştık.
Nerede.. Geçen sürede Büyükşehir, bir tek yeni vapur almadı.
* * *
Gidin bir de İstanbul’u görün.
İzmir’le karşılaştırdığınızda utanırsınız!..
Beşiktaş-Kadıköy arasında yepyeni bir vapura bindim.
İnanmayacaksınız ama içinde anneler için düşünülmüş “emzirme odası” bile var.
Acil durumlar için tam teçhizatlı bir “revir” 24 saat yolcuların hizmetinde.
Kap-kaç ya da benzeri hırsızlıkları, taşkınlık çıkartıp, davranış bozukluğu gösterenleri anında belirlemek için vapurun her tarafından kameralar yerleştirilmiş.
Sistem çalışıyor ve vapur sürekli izleniyor. Ayrıca özel güvenlik görevlileri de var.
Üstelik son derece süratli yol alıyorlar ve hepsi de mükemmel konforlu..
Bir de İzmir’deki vapurlara bakın...
Ne revir var, ne güvenlik kamerası, ne bebek emzirme odası, ne de konfor!..
Hele “arabalı vapurlarımız..”
Körfezin ortasında kalmadan, Üçkuyular Levent Marina’dan, Bostanlı’ya varırsanız ne mutlu size..
Hepsinden vazgeçtim, bizim arabalı vapurlarının çoğunda tuvaletlerin kapısı bile kapanmıyor.
Çoluk-çocuk-kadın-erkek, orasını burasını göstermeden “ihtiyaç” karşılamak için uğraşıyorlar.
* * *
Körfezde çalışan bu vapurlarımızdan kim sorumlu?
Aziz Bey mi, yoksa deniz ulaşımı için kurulan İzdeniz şirketinin başındaki bürokrat mı?
İşte bu yüzden Büyükşehir’in bazı “bürokratlarına” ve o bürokratlardan sorumlu olanlara takıyorum...
Haklıyım.. Hem de yerden-göğe kadar..
O makamlarda “yan gelip” oturmak için değil, iş yapmak için bulunuyorlar.
Çalışacaklar...
İzmir halkına hizmet için “maaş” alıyorlar..
Yapamıyorlarsa çekip gitsinler, yapacak olanlar gelsin..
Hiç kimsenin daha 20 gün önce her iki İzmirli’den birinin oyunu alarak seçilen Aziz Kocaoğlu’nu yıpratmaya hakkı yok.
Olmamalı da..