“BİR dokun, bin ah işit derler” ya; meğer Birinci Kordon’dan, “yaka silkmeyen” yokmuş!...
Vatandaş şikayetçi...
İşyerleri derli...
Belediye çaresiz...
Polisimiz zorda...
Sonuç:
Demek ki Birinci Kordon bu kenti yönetenler tarafından masaya yatırılmak zorunda..
* * *
İşe ilk olarak, işyerlerinin büyük şikayeti olan “tentelerle” başlanmalı.
Gölgelik deyip geçmeyin..
Anımsıyorum. Rahmetli Ahmet Piriştina, Birinci Kordon düzenlemesini tamamladıktan sonra bir gün şöyle demişti:
“Her şeyi iyi yaptık da, şu tenteler olmadı. Görüntüsü güzel ama iş-levi kötü.
Ne güneşi kesiyor ne de yağmuru.. İşyeri sahipleri şikayetlerinde haklı. Değiştirmemiz lazım. Yeni bir tek tip tente projesi çizip, uygulamak şart..”
Yaşasaydı yapacaktı... Seçimi kazandı ama ömrü yetmedi.
Şimdi görev Aziz Kocaoğlu’nda...
Aziz Kocaoğlu, bu çok şikayet edilen sorunu adım gibi eminim çözecektir..
* * *
Milliyet EGE’deki Birinci Kordon yazımdan sonra emniyet müdürlüğü kolları sıvadı.
Çığırtkanlarla mücadeleye başladı.
Pasaport’tan başlayarak Birinci Kordon’u “gözetim”e alan Kantar ve Alsancak karakollarının ekipleri, sırasıyla tüm işyerlerine ilk uyarıları yaptı.
Yürüyüşe ve dolaşmaya çıkan insanların önünü kesen, kollarına yapışan çığırtkanlar (özellikle Gündoğdu Meydanı ile Alsancak Vapur İskelesi önüne kadar olan bölümde) içeri alınmazlarsa, benden söylemesi, işyerlerine “kapatma cezaları” gelmeye başlayacak.
* * *
Ve insanları canından bezdiren seyyarlar..
Büyükşehir Belediyesi, özel bir Kordon Zabıtası oluşturmak zorunda. Saat 21.00 ile 01.00 arasında yol boyunca görev yapacak bu ekipler, hem kokoreççi, hem midyeci, hem köfteci, hem de diğer seyyarlarla mücadele etmek zorunda.
Kordon, havalar daha da ısınmadan kontrol altına alınamazsa, sorun daha da büyüyecek ve içinden çıkılmaz hale gelecek.
* * *
Sorun sadece Birinci Kordon’da mı?
Sevgili kardeşim Hakan Atis, benzer sorunun Karşıyaka sahilinde de yaşandığını söyledi.
Atis; “Sabah 07.00 ile 23.00 arasında lütfen bir de Karşıyaka Vapur İskelesi ile Nikah Sarayı arasındaki alana bakın” diyor ve ekliyor:
“İnsanlarımız da ne yazık ki çevreye duyarsız. Yediklerini içtiklerini düşüncesizce etrafa atıyorlar.
Bu çirkin tablo özellikle Cumartesi ve Pazar sabahları son derece yoğun yaşanıyor.
Bu konuda Karşıyaka Belediyesi’ne çok önemli bir görev düşüyor.
O da söz konusu sahil şeridini gerekirse zabıtalarla sıkı şekilde kontrol etmek.
Hatta zaman zaman medeni ölçütlerde sesli uyarılarda bulunmaktır.”
Hakan kardeşim haklı.
Karşıyaka Belediyesi’nin de tıpkı Büyükşehir gibi Karşıyaka sahilini sıkı takibe alması şart.