Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlkokulda öğrenirken en mutlu olduğumuz bilgilerden biriydi; “Türkiye, kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesidir” ifadesi... Ve Türkiye haritasının üzerindeki buğdaylar, mısırlar, zeytinler, pirinçler, ay çiçekleri çocukluğumuzun açlık yatıştıran resmiydi. Sonra büyüdük ve bir baktık ki, o buğdaylar, mısırlar, pamuklar ithal tarım ürünleri listesinde. Haritadaki tarım ürünleri de tek tek flulaştı aradan geçen yıllarda. Birçoğu artık kuru yük gemileriyle gelir oldu. Market rafları ise her geçen gün daha fazla ithal meyve-sebze ve tahılla dolmaya başladı.

Haberin Devamı

Kinoa ekti, para biçti

Bazı girişimler umut verici

Samanın da ithal listesine girdiğini duymuşsunuzdur. Artık Uruguay’dan ithal ettiğimiz dana Bulgaristan samanıyla besleniyor. Hatta bazı ithalat kalemleri yöneticileri dahi şaşırtıyor. “Böyle saçmalık olur mu?” demiş mesela iğdenin ithal edildiğini duyan Orman ve Su İşleri Bakanı. Haklı da. Neyse ki, bakanlık hemen İğde Eylem Planı hazırlamış. Yakın zamanda plan devreye girecek ve 1 milyon 164 bin iğde fidanı toprakla buluşturulacak.

Hülasa, tarımdaki gidişat pek iyi değil. Bu tabloyu tersine çevirecek girişimlere ihtiyaç var. Bazen buna dair örnekler de düşüyor ajanslara. Taşrada bazı girişimler umut verici. Onlardan biri de Bingöl’de yetiştirilmeye başlanan kinoa. Kinoa yüksek besin değeriyle öne çıkan bir hububat. Buğdayla pirince alternatif olarak gösteriliyor. Son dönemde de çok popüler.

Kinoayı Bingöl’e eken Fırat Güven ise merkeze bağlı Gözeler Köyü’nde 4 yıl önce çiftçilik yapmaya başlamış. Önce arpa buğday gibi ürünleri ekmiş ama hasattan sonra bakmış ki, eline kalan kazanç oldukça az, hemen alternatif ürünleri araştırmaya başlamış. Türkiye’nin ithal ettiği ürünlere yoğunlaştığını anlatıyor Güven. Orada kinoayı görüp, kinoaya yönelik talebin de çok olduğuna kanaat getirince Kinoa Yetiştiricileri Derneği’yle temasa geçmiş. Sonrasında da yaklaşık 7 bin lira harcayıp dernekten aldığı tohumları 35 dönümlük arazisine ekmiş. Sonuç tam bir girişimcilik başarısı.

Kinoa ekti, para biçti

Pazar arayışı sürüyor

Anlattığına göre 7 tona yakın ürün almış ve yaklaşık 2 tonunu 130 bin liraya satmış bugüne kadar. Kalan mahsulü çuvallar içinde depoda beklettiğini ve pazar arayışının sürdüğünü söylüyor; “Benim ürünüm yerli tohum ve ilaçsız olduğu için kilosunu 70 liradan veriyorum. Satışın çoğunu da internet üzerinden yaptım. Üreticiyle tüketici arasında köprü olsa daha güzel olur ama ortada sadece dernek var, dernek de ucuz alım yapıyor. Şimdi toprağı yeni ekim için hazırlıyorum. Kinoayı daha büyük çaplı ekeceğim. Kalan mahsül için de İstanbul’da aktar aktar dolaşacağım.”

Haberin Devamı

Yenilikçi denemeler

Güven’le konuşmamızda en dikkat çekici ifadesi, kinoa için kullandığı; “Madem iyi bir ürün, yurtdışından ithal ediliyor. Tam tersini yapalım biz ihraç edelim” sözleri oluyor. Ekecek yeni ürün ararken de hep ithal edilenlere odaklanmış. Geçen yıl Rusya’dan altı sıralı arpa tohumu getirmiş ve onu denemiş. Veriminin çok yüksek olduğunu ancak kinoa kadar kazançlı olmadığını söylüyor. Diğer köylülerin sonucu gördükten sonra kinoa ekip ekmediğini sorduğumda da, “Hâlâ kimse başlamadı. Ekim dönemi geldiği zaman harekete geçerler belki. Düşünenler var ama pazarını bulamıyorlar. Zaten en büyük sıkıntı pazar. Biz internet üzerinden pazarlıyoruz ama köylü nasıl pazarlayacak?” diye soruyor.

Haberin Devamı

Güven’in hikayesi bilgi ve teknik destekle harmanlanmış girişimciliğin nasıl kısa sürede başarıya dönüşebildiğinin bir göstergesi. Elbet de, alternatif ürünler tarım için tek kurtuluş reçetesi olamaz. Bugün fındıkta en büyük ihracaatçıyız ama üretici kan ağlıyor. Buğday eken, dert biçiyor. Çiftçileri üretmekten alıkoyan bir iklim hakim. Ama genç nüfusun tarımda yenilikçi denemelere girişmesi oldukça umut verici. Umarım, çocukluğumuzun haritası hep eskisi gibi canlılığını korur ve o haritaya kinoa gibi nice yeni ürünler de eklenir.

Sorularınızın cevapları burada

Bu köşede her hafta sürdürülebilir bir yaşama ve doğaya dair konuları ele alıyoruz. Yeşili, toprağı, ağacı kısaca çevreyi gündemin ilk sırasına koyup, ekosisteme, insan ve diğer tüm canlılara zarar verebilecek uygulamalara dikkat çekmek amacımız. Siz de sorularınızı, konu önerilerinizi ve merak ettiklerinizi gurkan.akgunes@milliyet.com.tr adresine gönderebilirsiniz. Gelin her pazar siz de doğaya ses verin...