Katarakt, 65-74 yaşlar arası kadın ve erkeğin yüzde 50’sinde, 75 yaştan sonraki kadın ve erkeğin yüzde 70’inde ortaya çıkan bir göz, görme sorunu.
Yaşlandıkça, göz içindeki lensin ağırlığı ve kalınlığı artıyor, lens çekirdeği sıkışıyor ve sertleşiyor. Bunun sonucunda lensin saydamlığı azalıyor, görme yeteneği zayıflıyor.
Kataraktın ilaçla veya göz damlasıyla tedavisi yok. Tek tedavi şekli cerrahi. Ben de katarakt ameliyatı oldum. Önce ameliyatın faturasından söz edeyim. Sosyal Güvenlik Sistemi kapsamındakiler devlet hastanelerinde ücret ödemeden ameliyat oluyor.
Devlette bedava
Anlaşmalı özel sağlık kuruluşları, hastadan ya hiç ücret almadan ya lens ücreti talep ederek ya da ek bir ödeme karşılığı ameliyat yapıyor. Özel göz hekimine ameliyat olmak isteyenler ise parasını cepten ödüyor.
Körlüğün yarısının nedeni katarakt. Fakir ülkelerde 20 milyon insan katarakt nedeniyle kör oluyor.
Şimdilerde katarakt sorunu lazer destekli müdahalelerle gideriliyor. Katarakt göz içindeki lensin saydamlığını kaybederek ve matlaşarak ışığı kıramaz ve geçiremez duruma gelmesiyle ortaya çıkıyor.
Fakoemülsifikasyon, kataraktlı lensin ultrason enerjisiyle parçalanıp, emildiği bir teknik. Buna halk (yanıltıcı şekilde) “lazerle katarakt ameliyatı” adını veriyor.
Göz kliniklerinde ilk olarak 2001 yılında, miyopinin cerrahi tedavisinde kullanılmaya başlanan femtosaniye lazer, 2008’den beri katarakt ameliyatlarında kullanılabiliyor.
Türkiye’de fakoemülsifi- kasyon teknolojisini katarakt ameliyatında ilk defa kullanmaya başlayan göz hekimlerinden Davut Kohen’den öğrendiğime göre femtosaniye lazer teknolojisi, hastanın korneasındaki kesinin bıçak kullanılmadan lazer ışınıyla gerçekleştirilmesi, kataraktlı merceğin ön zarında oluşturulan açıklığın lazerle istenen ölçülerde ve düzgün yapılabilmesine ve kataraktlı merceğin lazerle parçalara ayrılarak kolay çıkarılabilmesine olanak verdiği için tecrübe yetersizliği olan doktora kolaylık sağlıyor ama öte yanda da kullanımın yaygınlaşması gereksiz katarakt ameliyatlarına yol açıyor.
Göz içi lensler
Matlaştığı, saydamlığını kaybettiği, görmeyi engellediği için gözden çıkarılan doğal lensin yerine yerleştirilen göz içi lensler çoğunlukla akrilik ve polimetil metakrilat, silikon, kolamer gibi malzemeden yapılıyor. Malzemelerin ortak özelliği (ağırlıklı olarak akrilik malzemenin) vücut dokularıyla uyumlu olmaları.
Göz içi lenslerin ultraviyoleyi süzen ve çok odaklı olanları var. Standart lenslerle yakını görmek için yakın gözlüğü gerekiyor. Çok odaklı lenslerle ise 100 kişiden 80-90’ında yakın gözlüğü takmaya gerek kalmıyor.