Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ayşe Hanım Teyzem soruyor: “ABD’de Trump Başkan oldu? Benim Amerika ile ilgim, ilişkim yok. Dolar alıp sattığım yok. Trump’ın Başkan olması benim hayatımı etkiler mi?” Anlatmaya çalıştım. Dedim ki, “Ayşe Hanım Teyzeciğim, günümüzde her ülke birbiriyle karşılıklı bağımlı hale geldi. Bir ülkede pişen, öbür ülkeye de düşüyor. Bir ülkede esen rüzgar, öbür ülkeleri de etkiliyor. Her ülke dünyada olan biteni (gerçekçi olalım) ekonomik gücü kadar, parası kadar etkiliyor.

Trump Başkan oldu, Ayşe  Hanım Teyzem’e ne yazar


ABD servet, bilgi ve entelektüel birikimi ile dünya lideri. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, askeri gücünü artırarak “Dünyanın Jandarması” haline geldi. Dünyadaki politik gelişmeleri, askeri gelişmeleri, finans piyasalarını, ticari ilişkileri ya doğrudan ya dolaylı yönlendirir oldu.

Haberin Devamı

Biz, ticari bakımdan ABD ile ilişkileri geliştiremedik ama ekonomik ve politik bakımdan ABD’ye büyük ölçüde bağımlı hale geldik. Türkiye’de TL yanında Dolar ikinci para birimi olarak işlem görüyor. Dış finansman temininde ABD’ye dolaylı olarak bağlıyız. Dünya politikasında ve özellikle Ortadoğu politikasında ABD’ye bağımlıyız.

Fatura kime çıkacak?

İhracat yapamazsak, döviz bulamazsak, dış dünya ile ilişkilerimiz iyi gitmezse ekonominin çarkları dönmez. Çarklar dönmezse üretim yapılamaz. İşsizlik artar, gelir imkanları azalır. Devlet yol, köprü yapamaz.

Hastanelere, okullara para bulamaz. Bütün bunların sonunda bu ülkede yaşayanların tamamı, Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam, Bakkal Coşkun, İşçi Memed, Çiftçi Recep, İşadamı Rüstem daha kötü şartlarda yaşamaya mecbur kalır.
ABD’ye Başkan olacak kişinin iyi başkanlık yapması, o ülkede yaşayanlar için önemli ama uygulayacağı politikaların iyilik veya kötülük yaratması bakımından bizim için de önemli. Trump, ABD’de ekonomiyi iyi yönetemez ise, Ortadoğu‘daki savaşı durduramaz ise, Türkiye ile iyi ilişkiler kuramaz ise, çıkacak faturanın bir bölümü sonunda Ayşe Hanım Teyzem ile, Ali Rıza Bey Amcam’ın sırtına mutlaka biner. İşte onun için Ayşe Hanım Teyzem de, Ali Rıza Bey Amcam‘da “Trump gelmiş… Bana ne yazar?” diyemez.

Haberin Devamı

İlk günlerden belliydi

Bundan 9 ay önce, 14 Şubat’ta Milliyet Ekonomi’de yayımlanan yazımın başlığı “Hillary Kötü Gidiyor, Trump Kötü Geliyor”du. Başkanlık seçimleri kampanyasının başladığı günlerde New York’taydım. İlk iki eyaletteki yoklamaları izledikten sonra, Amerikan seçmeninin “Müesses Nizam-Kurulu Düzen” karşıtı politikalar özlemi içinde olduğunu gördüm. Hillary, Demokratlar için yanlış adaydı. “Kurulu Düzen”i temsil ediyordu. Kocası 8 yıl Başkan olarak ülkeyi yönetmişti. O ise 4 yıl Dışişleri Bakanı olarak sistemde yer almıştı. Hillary’nin içinde bulunduğu “Düzen”, ülkede ekonominin çöküşünü önleyemediği gibi düzelmesini de sağlayamamıştı. İşte bu tabloda yeni söylemlere ihtiyaç vardı. Hillary yerine Sanders aday olabilseydi, Trump’a karşı belki de dengeyi daha kolay sağlayabilirdi.

Orta sınıftaki çöküş!

Seçim kampanyalarının başında hem sağda, hem solda sistem dışından gelen, statükoya karşı olan adaylara, Trump ve Sanders’a olan olağandışı ilginin nedenleri vardı. ABD’de ekonomik göstergeler 2008’den beri yaşanan işsizlik ve ekonomik bunalımın bittiğini gösteriyordu ama ekonomideki iyileşme ve gelişme çalışan sınıfa bir türlü yansıyamıyordu. Zenginler daha da zengin olurken, orta sınıfın çöküşü devam ediyordu. Halk Washington’ın buna bir çözüm bulamadığı kanısındaydı. İşte bu nedenle marjinal adayların, marjinal söylemleri ilgi topladı. Demokratların adayı olarak Hillary ile birlikte seçim kampanyasında öne çıkan Vermont Senatörü 74 yaşındaki Bernie Sanders kendi ifadesi ile ‘demokratik sosyalist’ti. Sanders, ilk yoklamalarda “Kurulu düzeni değiştirebilecek politikacı” olarak büyük ilgi gördü.

Haberin Devamı

“Servetin yüzde 99’u, nüfusun yüzde 1’in elinde. ABD’nin en zengin 20 ailesi servetin yüzde 50’sine sahip. Wall Street daha sıkı denetlenmeli. Sermaye yönetimi esir almamalı. Devlet okulları parasız olacak. Öğrencilerin kredi borçları affedilecek. Sağlık sigortası yaygınlaştırılacak. ABD dünyanın jandarması değil. Ortadoğu’dan elini çekmeli. ABD’nin siyasi bir devrime ve dönüşüme ihtiyacı var” diyen Sanders, Hillary ile baş edemeyince, yarıştan çekildi. “Müesses Nizam’ın”, ”Kurulu Düzen”in adamı ve izleyicisi Hillary Demokrat’ların adayı oldu.

Eski masallar sıktı

Kurulu Düzen’i sahiplenen Hillary, Kurulu Düzen’e karşı olduğunu iddia eden Trump’la karşı karşıya geldi. Dünyanın her yerinde yaşayan insanlar artık eski masallardan bıktı. Yeni hikayeler duymak istiyor. Hillary’nin yeni hikayesi yoktu. Yeni hikayeler anlatan Sanders, Demokratların adayı olsa idi, Trump ile baş edebilir mi idi? Bu bilinemez ama, hiç olmaz ise Trump’ı zorlardı.

Trump, Kurulu Sistem’i nasıl sarsacak, nasıl yıkacak? Sarsılan ve yıkılan düzenin altında kimler kalacak, kimler yeni düzenden yararlanacak? Zamanla göreceğiz. Şunu kabul edelim; Yeni Düzen sonunda iyilik getirecek olsa bile, Kurulu Düzen’in çöküşünün faturası Amerikalılar ve de ABD politikalarından etkilenen bizim gibi ülkelere çıkacak.