“Büyüme” deyimi Prof. Asaf Savaş Akat’a aittir. Sanayisiz büyümenin ne demek olduğunu, Türkiye’de imalat sanayini nasıl ihmal ettiğimizi sayın okuyucularıma anlatabilmek için hazırladığım tabloyu bu yazının altında bulacaksınız.
Sanayisiz büyüme demek, sanayiinin büyüme hızının, ekonominin büyüme hızının gerisinde kalması demektir. Bir başka anlatımla, sanayiinin milli gelir içindeki payının küçülmesi demektir.
Milli gelir (GSYİH) bir ülkede belli bir dönemde üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir. Tarım, sanayi, inşaat, ulaştırma, ticaret gibi değişik kesimlerde yapılan üretimlerin toplamı milli geliri oluşturur.
Eğer sanayi sektörü diğer sektörlere göre daha fazla büyüyorsa, milli gelirin oluşumunda sanayiinin payı da artar, büyür.
Sanayi büyüyemiyor
1999 yılında milli gelirimizin (GSYİH) oluşumunda imalat sanayiinin payı yüzde 21.9’du. 2000 yılından sonra her yıl imalat sanayiinin milli gelir içindeki payı geriledi, 2007 yılında yüzde 16.5’a düştü. Biz bu rakamlara bakmadığımız için, “sanayileşiyoruz” diyerek sevinirken, gerçekte yıllar boyu milli gelirimizin oluşumunda imalat sanayinin ağırlığı küçüldü.
Aşağıda verilen tablodaki rakamlar, “cari fiyatlarla” (enflasyondan arındırılmamış, ait olduğu yılın fiyatıyla) hesaplanmış milli gelir tablolarından çıkarılmıştır.
2007 yılında, cari fiyatlarla milli gelir artışı (tüm sektörlerdeki büyüme oranı) yüzde 12.9’ken, imalat sanayi daha düşük oranda yüzde 8.6 oranında büyümüş. Görülüyor ki, imalat sanayi diğer sektörlerdeki büyümeyi yakalayamamış.
Acaba sadece 2007 yılında mı bu böyle olmuş? 1999 yılına kadar geriye gidince görülüyor ki, her yıl sanayi sektörünün büyüme hızı, milli gelirdeki toplam büyüme oranının gerisinde kalmış. Milli gelirde sanayiin payı devamlı olarak küçülmüş.
Demek ki biz imalat sanayiinindeki üretime dayalı olarak değil, ithalata dayalı, at-sat’a dayalı bir büyüme içindeyiz. İşte bunun içindir ki, istihdam artmıyor. İşte bunun içindir ki, gelir dağılımı çarpıklaşıyor.
Yatırım-üretim cazip değil
Son yıllarda ekonomik büyüklükte, ciddi bir sanayi yatırımı yapıldığını duyan var mı? Gayrimenkulden, tarımdan kazanılan paranın sanayie yatırıldığını duyan var mı?
Tersine sanayi tesisini satanlar, gayrimenkule para yatırıyorlar. Hayvancılığa, tarıma soyunuyorlar. Fabrika yerine alışveriş merkezleri inşa ediliyor. Daha önce belli sektörlerde üretim yapanlar şimdilerde yabancı firmaların temsilciliğini yapıyor.
Bir ülke üretimsiz büyüyemez. Türkiye, imalat sanayiini büyütmeden istihdam sorununa da, fakirliğe de çare bulamaz. Bugün uygulanan yüksek faiz ve ucu dövize dayalı ekonomi politikasıyla imalat sanayiinde yatırımlar da üretim de artırılamaz. İmalat sanayiinin ekonomide ağırlığı küçülmeye devam eder. Bugünlerde bunları tartışmalıyız. Halbuki bunlara önem veren yok.