Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

O bir palya-çoydu ama 1997 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almıştı. İtalyan Dario Fo, geçen hafta 90 yaşında öldü.
Ona başkaları palyaço demiyordu. O kendine palyaço diyordu. Oyun yazarı, tiyatro yönetmeni, oyuncu ve aktivistti. Karısıyla birlikte tiyatro topluluğu kurdu. Sahnede, TV ekranlarında, sokakta, toplu oyunlarda rol aldı. Tek kişilik gösteriler yaptı. Tek başına solcu bir militandı.
İsveç Akademisi Fo’ya Nobel ödülü verilmesinin gerekçesini söyle açıklamıştı: “Dario Fo, Ortaçağ soytarılarına özgü bir şekilde egemen güçleri iğnelemesi ve sokaktaki insanın onurunu yüceltmesi nedeniyle ödüllendirildi”.
Eğer bir kişi gerçek anlamıyla soytarı unvanını hak ediyorsa o da Fo’dur. Günlük yaşamdaki baskılara karşı çıkmasıyla bir tarz yaratmış, olayların tarihsel fotoğrafın içine nasıl oturtulabileceğini örneklerle göstermiştir. Bir hiciv ustasıdır. Bağımsız olmak ve olayları bağımsız yorumlamak için büyük riskleri göze almış ve bunların sonuçlarına katlanmıştır.”
Düzene karşıydı
İtalya’da 1969 yılında aşırı sağcılar tarafından düzenlendiği sanılan bir bombalı eylem, çok kişinin ölmesine neden olmuştu. Polis ve iktidar yanlısı bir kısım medya olayı “solcu anarşistlerin” eylemi olarak göstermek istedi.
Sorgulanan anarşistlerden biri, bir sabah polis merkezi binasının kaldırımları üzerinde ölü bulundu. Polis, sorgu sırasında anarşistin binanın beşinci katından “kaza sonucu” düştüğünü söyledi.
İtalya’nın “muhalif”, “anarşist” ve “komünist” palyaçosu, “halk tiyatrosu yazarı”, “halk tiyatrosu oyuncusu”, “TV sunucusu”, “Dario Fo”, bu olayı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” adıyla oyun haline getirdi.
Dramatik sorgu sahnelerini, bir komedi hafifliği içinde seyirciye sunan yazar, “akıllı bir deli anarşist”in, polis müdürlüğünde, sorgulanması üzerine kurulu oyunda “İtalyan toplumundaki çarpıklıkları sergiledi.” Çok ülkede, bu arada Türkiye’de de sahnelenen oyunun metnini Yücel Erten Türkçeye çevirdi. Çevirinin birinci basımı 1990, ikinci basımı 1993 yılında yapıldı. (Okuyucularıma tavsiye ederim.)
Eğlendirerek eleştirdi
İtalya’da olan biteni çok iyi izleyen Nilgün Cerrahoğlu yıllar önce yayımlanmış bir yazısında, Dario Fo’nun 1970’li yıllarda İtalya’daki değişimin bir parçası olduğuna işaret eder. “Keskin eleştiri dilini, ciddiyet ve dram yerine, insanları eğlendirerek, komedi üslubuyla kullanmayı yeğleyen Fo’nun, kendi ülkesi İtalya’da yıllarca yasaklı yaşamasına, evinin ve işyerlerinin bombalanmasına rağmen, karısı Franca Rame ile birlikte kurdukları kabare tiyatrosunda eserlerini sahnelemedeki başarıya” dikkat çeker.
Yazıyı “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” başlığını taşıyan oyun metnini içeren kitabın arka kapağından iki alıntıyla bitireceğim.
Dario Fo diyor ki: “Terör artınca vatandaşın korkusu da artacak. Demokratik taleplerini askıya alıp, ‘güçlü devlet’ diye dövünmeye başlayacak. İşte İtalya üzerinde yapılan senaryo buydu.”
(1970’lerde İtalya üzerine yazılan senaryo buydu... Acaba günümüzde de başka ülkelerde bu senaryo sahnelenmiyor mu?”)
Palyaço Fo, gerçekleri haykırıyor: “Biliyorsunuz ki sokaktaki vatandaş için bütün bu rezilliklerin sona ermesi fazla bir şey ifade etmiyor. Bir skandal çıksın. Birkaç kişinin kirli çamaşırları ortaya dökülsün. Homurdanıp söylenmek için malzeme olsun. O kadarı yetiyor sokaktaki vatandaşa. Sonra da bunun adı ‘özgürlük’ oluyor.”