Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladı. Milli gelirin (GSYH) hesaplama şekli değişti. Milli gelirimiz artıyor, kişi başı milli gelir rakamımız yükseliyor.
Milli gelir rakamlarındaki artış ile hem ülkemizin, hem de halkımızın zenginleştiği görünümü ortaya çıkacak. Gerçekte, reel olarak ne ülkenin geliri, ne de kişi başı milli gelir değişmeyecek ama milli gelir ve kişi başı milli gelir rakamları büyüyeceği için “zenginleşmişiz gibi” olacağız.
Milli gelir, belli bir dönemde (üç ayda, bir yılda) ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeri toplamıdır.
Milli gelir hesaplanırken, önce üretim belirlenir. Sonra bu üretimin katma değeri parasal olarak hesaplanır.
Ülkedeki mal ve hizmet üretimi belirlenirken, kayıt içi, kayıt dışı, deftere yazılmış, defter dışı kalmış gibi ayırımlar yapılmaz. (Bu çok önemlidir. Çünkü, “Bizde kayıt dışı işler çok. Bunlar milli gelir hesabına girmiyor” şeklinde yanlış bir inanış vardır.)
Anadolu’da bir anlatım vardır, “Esnafın işi yavaşlayınca, eski defterleri karıştırırmış”derler. İşte o biçim bizde de büyüme yavaşlayınca milli gelirin hesaplama şeklini değiştiriyoruz.
Bu 4’üncü ayarlama
Biz bundan önce 3 defa milli gelir hesabını değiştirdik. 1972 yılında DPT ve DİE serileri arasında uyum sağlanırken milli gelirde yüzde 6 dolayında bir artış oldu. 1997 yılındaki yeniden hesaplama ile milli geliri yüzde 35 artırdık. 1998 yılında hesap şekli değişti. Milli gelir yüzde 38 arttı.
Milli geliri metre ile kilo ile ölçmek mümkün değil. Verilere dayalı, tahmine dayalı bir hesaplama şekli var. Hesaplama şekli değişince eski dönemlerle karşılaştırma imkânı ortadan kalkıyor.
Her hesaplama şekli değişiminde geriye dönük düzeltmeler yapılıyor ama, bu düzeltmeler gerçek tabloyu ortaya koyamıyor.
2010 yılında milli gelirimiz 731 milyar dolar, kişi başı milli gelir 10.003 dolardı. 2013 yılında milli gelir 823 milyar dolar, kişi başı milli gelir 10.822 dolar olduktan sonra, milli gelirin dolar karşılığı gerilemeye başladı. 2015 yılında milli gelir 719 milyar dolara, kişi başı milli gelir 9.261 dolara indi.
Gerçekte büyüme var
Milli gelirin değişiminde sağlam gösterge, sabit TL fiyatıyla milli gelirin değişimidir. Milli gelirin cari fiyatla dolara dönüştürülmesi gerçek tabloyu gösteremiyor. Sabit fiyatla milli gelir artarken, dolar ile gerilemiş görünüyor.
Sabit TL fiyatı ile milli gelirimizde gerileme yok. 2010 yılından bu yana artış hızı azalsa da milli gelirimiz de, kişi başı milli gelir de sabit fiyatlarla artıyor.
Milli gelirin hesaplama şekli değişince, öncelikle sabit fiyatla yıllık olarak hesaplanan milli gelir rakamı büyütülüyor. Sabit fiyatla milli gelir rakamı büyütülünce, kişi başı milli gelir rakamı artıyor. Döviz ile hesaplanan milli gelir rakamı yükseliyor.
Hesaplama şekline bağlı olarak, dönemsel olarak milli gelirin büyüme oranlarının da yükseltilmesi mümkün.
Bir başka olasılık, yatırım ve tüketim tanımlarının değiştirilmesi ile milli gelirin harcama tablosunun değiştirilmesi, harcamalarda yatırımların payının artırılması olasılığı.
TÜİK’e güven önemli
Türkiye İstatistik Kurumu’nun değişiklikle ilgili açıklamasında:
1 Yeni verilerin kullanılması ve kesinleşen bazı geçici verilerin güncelleştirilmesi nedeniyle,
2 Baz yılı değişikliği, sınıflama, tanım ve kapsam değişiklikleri, yöntem, uygulama ve soru yapısındaki değişiklikler, kaynak verisindeki değişim ile yasal düzenlemelerden kaynaklanan güncellemeler nedeniyle, milli gelirde yeni bir hesaplamaya gidildiği belirtiliyor.
3 Ulusal Hesaplar Sistemi’nde dünya genelinde 5 - 7 yılda bir gözden geçirmelerin olağan olduğu vurgulanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, uzman kadrolarıyla ülkemizin önemli bir bilgi merkezi. Bu merkezin güvenilir olması, saygınlığını koruması, çok önemli.
İşte bunun için milli gelir hesaplarındaki değişikliğin gerekçesinin, nasıl yapıldığının kamuoyuna iyice anlatılması gerekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’na güven sarsılırsa, enflasyon rakamlarına ve diğer bulgulara da güven kalmaz.