Batı ülkelerinde zenginler için sanat önemli. Sanatçı önemli. Sanata ve sanatçıya önem verenler, yıllar sonra sahip oldukları fabrikaların, mağazaların büyüklüğüyle, varlıklarının büyüklüğüyle değil, sanata verdikleri önem ve koleksiyonlarıyla anılıyor. İsimleri yaşıyor.
Şimdilerde Fransa’da seksen yıl önce ölen bir Rus tekstilcisinin, adını bilmeyen, hayatı hikâyesini merak etmeyen kalmadı.
Sergel (Serguei) Shchukin (Chtchoukine) isimli Rus işadamının, dünyada benzeri olmadığı söylenen ve 1917 yılı devriminde devletçe el konulan çağdaş resim koleksiyonu, yüz yıl sonra Rusya’dan çıkarıldı. Şimdilerde Paris’te Louis Vuitton müzesinde sergileniyor.
Koleksiyon çok önemli ve zengin. Çağdaş 250 tablo arasında 50 Picasso, 38 Matisse, 13 Monet, 8 Cezanne, 4 Van Gogh, 16 Gauguin tablosu var.
Chtchoukin (1854) tekstilci bir ailenin çocuğu. Onun da tekstil fabrikaları var. Çağdaş resme ve ressamlara ilgi duyunca, ressamlarla tanışmaya, dost olmaya ve onları desteklemek için tablolarını satın almaya başlıyor. 1908 yılında Moskova’da koleksiyonunu görmek isteyenlere açıyor. 1917 yılında devrim başlayınca, Almanya, İsviçre üzerinden Paris’e geçerek yerleşiyor. 1936 yılında Paris’te ölüyor. Stalin 1948 yılında koleksiyonun Rusya’daki müzeler arasında dağıtılmasını emrediyor.
Para sanat için harcanıyor
Dünyanın en büyük lüks eşya firması olan Louis Vuitton’un patronu, Bernard Arnault, Rusya’da Hermitage ve Puschkin müzelerindeki tabloları bir araya getirmek ve Paris’te sergilemek istiyor. Uzun süren müzakereler ve pazarlıklardan sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı ile anlaşma imzalama başarısını gösteriyor. (Bu anlaşmada alınan belli ama verilen bilinmiyor!)
Louis Vuitton firması dünyanın en büyük lüks eşya üreticisi ve satıcısı. Öz kaynakları 25 milyar euro. Toplam varlığı 57 milyar euro. (Milli gelir rakamımızın onda biri büyüklüğünde.) Yıllık satışları 25 milyar euro. Net kârı 4 milyar euro. Bu firmanın büyük pay sahibi ve tepe yöneticisi, Başkanı Bernard Arnault (1942). Arnault’nun aile serveti ise 33 milyar euro.
Arnauld, paranın üzerine yatmıyor. Parayı akıllıca harcıyor. Sanata meraklı. Kurduğu vakıf ile Paris’te Bologne ormanlarındaki Jardin d’Acclimatation içinde bir müze inşa ettirdi. Müzenin mimarı Frank Gehry (1929 Toronto). Guggenheim Müzesi binası ile Bilboa’yı ünlendiren, turist akımını sağlayan mimar.
Sergi gezme kuyruğu
140 milyon dolara mal olan ve 2014’te açılan müze binası dışarıdan bakıldığında, denizde seyreden bir yelkenli. Rüzgârdan şişmiş 12 ayrı yelken. Cam yelkenlerin yüzölçümü 13.500 m2 (13.5 dönüm). Yelkenlerin altında 11 sanat galerisi ve bir etkinlik salonu var. Her bir galeri 11 buz küpü görünümünde tasarlanmış. Yelkenlerin altında üst üste yığılmış buz küpleri. Galeri alanları 11 bin m2 (11 dönüm).
Parisliler, Fransızlar, sanata ilgi duyan dünyanın başka köşelerinde yaşayanlar, bu vesileyle Shchukin’in adını duyuyor, koleksiyonunda ve koleksiyonundaki tablolardan haberdar oluyor, Louis Vuitton’un patronu sattığı ayakkabılar, çantalar, şampanyalar ve parfümlerle değil, sanata verdiği önem ve sanata harcadığı paranın büyüklüğü ile alkış topluyor.
Geçen hafta Paris’te koleksiyonu görmeye çalıştık. Önceden, belli saat için rezervasyon yaptırılarak bilet satın alınıyor. (Giriş 16 euro). Rezervasyonu ve bileti olan hemen müzeye giremiyor. Çünkü müzenin kapısında uzun kuyruklar var. Soğukta bir saate yakın bekledikten sonra müzeye giriliyor. 14 salonda teşhir edilen tabloları rahat rahat seyretme imkânı da yok. Çünkü her salon şehir otobüsü gibi kalabalık. Başkalarının omzunun üzerinden tabloları seyretme imkânı oluyor.
Shchukin, Rusya’da otururken parayı bastırarak tabloları toplamamış. Sanatçıların hepsi ile yakın ilişki, dostluk tesis ederek en değerli çalışmalarına sahip olmuş.
Bilenler, bu koleksiyonun bir daha bir araya getirilmesinin çok zor olduğunu, o nedenle Paris’teki serginin görülmesi gereken bir sergi olduğunu söylüyorlar.