Dolarla işimiz olsun olmasın, gün boyu dolar fiyatını izler hale geldik.
Geçen pazartesi dolar fiyatı 3.09 liraydı. Salı günü 3.10 liraya yükseldi. Çarşamba 3.07 liraya, perşembe 3.05 liraya indi. Derken, cuma 3.08 Lira oldu.
Bu haftaya gene 3.08 lira fiyatla başladık.
Dolar fiyatının gerilemesini olağan karşılıyoruz da dolar fiyatı yükselmeye başlayınca moralimiz bozuluyor.
Gerçekte moralleri daha çok bozan dolar fiyatının kısa sürede oynaklığı.
Kısa süredeki değişimler nerelerden nereye gelindiğinin unutulmasına neden oluyor.
Aylık ortalama dolar fiyatı bir yıl önce, eylül ayında 3.01 TL olmuştu. Daha sonra 2.87 T’ye kadar geriledi ama 2016 yılının ilk ayında, bu ocak ayında doların ortalama fiyatı gene 3.01 TL’ye yükseldi.
Nisan ayında dolar fiyatı 2.83 TL’ye indi. Sonra gene yükselişe geçti.
Eylül ayı ortalaması 2.97 TL iken 3.00 TL’nin üzerine çıktı. 3.11 TL gibi tepe noktayı gördükten sonra geriledi.
Ekim ayından bugüne ortalama fiyat 3.07 TL oldu.
Oynaklık moral bozuyor
Dolar fiyatı arttı, ucuzladı derken hangi ayın fiyatına bakacağız?
“Bir yıl önce dolar 3.01 TL idi, bugün 3.08 oldu. Bir yılda artış yüzde 2.5 kadar… Önemli değil” mi diyeceğiz?
Yoksa “Nisan ayında 2.83 TL’ye satılıyordu. Fiyatı nisandan bu yana yüzde 9’a yakın arttı” mı diyeceğiz?
Küresel piyasalardaki değişimler, doların dışarıda değer kazanması, içerideki sorunlarımız dikkate alındığında son bir yılda dolar fiyatında yüzde 4 - 5 fiyat artışının pek büyük olmadığı söylenebilir.
Ne var ki; (1) Reel sektörün dolara bağlı borçları var. Dolar fiyatındaki artış borçların TL karşılığını artırıyor. (2) Tarım ve sanayi üretimimizde ithal girdi payı yüksek. Dolar fiyatı artıkça maliyetler artıyor. (3) Dolara bağlı kontratların (örneğin dolarla belirlenen kiraların)
Türk Lirası karşılığı artıyor.
Küresel piyasalarda doların bol olması, dolarla borçlanmada faizin düşük olması nedeniyle reel sektörümüz büyük ölçüde döviz kredisi kullandı.
Dolar fiyatında istikrar varken kontratlar dolarla yapıldı.
200 milyar dolar açık
Reel sektörün döviz varlığı da var ama döviz varlığı 185 milyar dolarken, döviz borcu 385 milyar dolar. Reel sektörün 200 milyar dolar döviz açığı var.
200 milyar dolar, 2.85 TL dolar fiyatıyla 570 milyar TL eder. Ama 3.10 TL dolar fiyatıyla karşılığı 620 milyar TL’ye yükselir. Fiyatın 2.85’den 3.10 TL’ye yükselmesi, dolar fiyatındaki artış, reel sektörün döviz borcunun karşılığını 50 milyar TL artırır.
İşte bunun için, dolar fiyatındaki hızlı değişim öncelikle dolar borcu olanları, sonra da ithal malı girdi kullanan tarımdaki ve sanayideki üreticileri üzüyor.
Dolar fiyatı artıkça, öncelikle petrol, gaz fiyatları artıyor. Ayşe Hanım Teyzem tüp gaza, elektriğe, dolmuşa daha fazla ödeme yapmak zorunda kalıyor. Çiftçi Recep Efendi’nin mazot, gübre fiyatı artıyor.
İşte bununun için, dolar fiyatındaki beklenmedik, sert artışlar insanları rahatsız ediyor.