Kozalar, Adalet Ağaoğlu’nun (1929, Ankara) tek perdelik, tek mekânlı oyunu. Adalet Ağaoğlu bu oyunu 1960’lı, 1970’li yıllardaki sosyal ve politik çalkantılardan etkilenerek 1971 yılında yazdı.
Oyun, orta sınıftan üç kadının toplumu esir alan terör, anarşi, sosyal karmaşa, fakirlik ve siyasi baskıdan habersiz, ülkede ve çevrelerinde olan bitene aldırış etmeden, kendi dünyalarındaki yaşamlarını yansıtıyor.
Sahip oldukları imkânları, paralarını, pullarını kaybetmekten başka endişeleri olmayan kadınlar, çevrelerinde olan bitenle ilgilenmiyorlar.
Sokaktan silah sesleri geliyor. Bombalar patlıyor. Radyo, sokak gösterilerinde ölen öğrenciler hakkında yayın yapıyor. Onlar kapılarının sağlam olduğunu, pencerelerinde demir parmaklık bulunduğunu, kendileri için tehlikenin söz konusu olmadığını düşünüyor.
Kendi etraflarında ördükleri kozanın mevcut yaşamlarını sürdürmelerini sağlayacağını, kötülüklerden uzak kalacaklarını düşünüyorlar.
Kadınlar için önemli olan, sahip oldukları mal mülktür. Çay içerek örgü örerek birbirlerini çekiştirerek sohbet ederlerken, radyodan, teröristlerin bir bankayı ve dükkânı soyarken kaçmış olduklarını öğrenirler. Yakalanmayan teröristlerin kendilerine zarar verebileceği korkusuna kapılırlar.
Kapı çalınınca soyguncuların gelmiş olabileceği endişesi korkularını artırır. Ev sahibi kadın çocuklarını odalarında göremeyince, üçü de telaşlanır. Çocukları ararlarken yatağın altında bir delik görürler. Gelebilecek tehlikeye karşı deliği kapatmaya çalışırlar. Her tarafı sımsıkı kapalı evdeki son delikleri de kapadıktan sonra tavandan onlara doğru yaklaşan kocaman bir örümcek ağını fark ederler. Örümcek ağı yukarıdan aşağıya iner. Üç kadını da bir koza gibi kuşatır, hapseder. Oyun kapının gümbür gümbür çalınmasıyla sona erer.
Önemli bir yazar
Oyunun yazarı Adalet Ağaoğlu, son dönemlerin en verimli, başarılı kadın yazarlarımızdan. 1951-1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. İlk radyo oyunu “Aşk Şarkısı’nı” yazdı. Tiyatro oyuncusu ve yönetmen dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kurdu. Meydan Sahne dergisini çıkardı. 1953’te Sevim Uzungören’le birlikte yazdığı “Bir Piyes Yazalım” tiyatro oyunu Ankara’da sahnelendi.
İlk romanı “Ölmeye Yatmak”, 1973’te yayımlandı. “Ölmeye Yatmak”, daha sonra yazdığı “Bir Düğün Gecesi” (1979) ve “Hayır” (1989) adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu. “Bir Düğün Gecesi” ve “Hayır” romanları yayımlanır yayımlanmaz yazdığı diğer romanı olan “Fikrimin İnce Gülü” dördüncü basımında toplatıldı. “Fikrimin İnce Gülü” romanıyla “askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif (küçük düşürmek)” suçlamasıyla hakkında 1981 yılında dava açıldı. İki yıl süren davada aklandı.
Adalet Ağaoğlu’nun 12 tiyatro oyunu, 9 romanı, 4 öykü, 5 deneme, 2 anı kitabı yayımlandı.
Kozalar oyunu Devlet Tiyatroları tarafından 1997-1998 dönemi İstanbul’da, 2004-2005 dönemi Erzurum’da, 2015-2016 dönemi Bursa’da sahnelendi.
Şimdilerde Ayşegül Şamlıoğlu’nun yönetiminde, Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu oyunu sahneliyorlar. Demet Evgar’ın kurduğu Pangar Tiyatro grubu, Kozalar’ı bu yıl temmuz ayında Avignon “L’Entrepôt” sahnesinde seyirciyle buluşturdu.
Ben, oyunu geçen hafta Zorlu Sahnesi’nde izledim.
Türkçe olarak yurt dışında da sergilenen oyunda, yabancı izleyicilerin ilgisini çekebilme arayışında, hareket ve anlatım diyaloğun önüne geçmiş.
‘Grotesk’ sahneleme
Yönetmen Ayşenil Şamlıoğlu, oyunun, gerçek diyaloglarla başlayıp süratle gerçek dışı grotesk bir yapıya doğru yöneldiğini anlatıyor. (Grotesk, tiyatro ve edebiyatta komik-olanın bir çeşididir. Gülünç-olan ile acıklı-olanın yan yana yer aldığı, tuhaflık ve çarpıcılık için zorlanmış, bağdaşmaz davranış ve söylemlerle yaratılan komik durumdur.)
Yönetmen, “Oyunun sahnelenişinde de bu grotesk yapıya uygun bir dekor, kostüm, ışık, makyaj, beden dili hâkim oldu. Kurulan dünyanın, her öğenin, evrensel simgelerle konuşması sonucu dil engeli aşılarak seyirciye ulaşılıyor. Kadınların oyunun her aşamasında daha da groteskleşerek, adeta bir hayvana dönüşüp, kendi korkularıyla yarattıklarından oluşan bir kozaya kendilerini hapsetmeleriyle finale ulaşılıyor“ diyor.
Yurt dışında, Türkçe bilmeyen izleyiciler için oluşturulan grotesk yapı, Türk seyircisinin Adalet Ağaoğlu’nun ilgi çekici diyaloglarını izlemesine imkân vermiyor.
“Kozalar”ın bugün güncelliğini koruyan, hatta daha da önem kazanan metni ve mesajları izleyenlere aktarılamıyor. Oyunda gösteri ağırlığı öne çıkıyor.
İmkânınız varsa, önce Adalet Ağaoğlu’nun “Kozalar”ının metnini okuyunuz. Ancak o zaman oyunun zevkini alabilirsiniz, üç kadının başarılı oyununu takdir edebilirsiniz.