ABD’de başkan değişiyor. Yeni Başkan’ın farklı siyasi ve ekonomik görüşleri var. Bunları uygularsa, doğrudan ve dolaylı olarak ekonomimiz zarar görecek. AB ile ilişkiler bozuldu. AB’ninTürkiye’ye ekonomik yaptırım uygulamaları gündeme geliyor. AB ile ilişkiler düzelmezse ekonomimiz zarar görecek.
ABD’de de AB’de de halkın beklentileri değişti. Halk, beklentilerinin sözcülüğünü yapacak ve gerçekleştirecek politikacıları iktidara getirmeye başladı.
Sanayileşmiş, gelişmiş ülkelerde varlıklı kesimler imkânlarını paylaşmak istemiyor. İş ve ekmek için fakir insanların ülkelerine göç etmesini istemiyor. Farklı ırk ve dinden olanlarla özellikle aktivist Müslümanlarla bir arada yaşamak istemiyorlar. Kendi ülkelerinde insanlar iş bulamazken, gümrüklerin başka ülkelerin mallarına açılmasını istemiyorlar. Bu beklentiler oylara dönüşünce, bu beklentilerin sözcülüğünü yapanlar kazanıyor.
ABD’de olan budur. Daha önce Büyük Britanya, AB ile bağını bunun için kesti. Avrupa’da yapılacak seçimlerde de halkın benzer tepkisini göreceğiz.
Bizi nasıl etkiler?
Trump’ın partisi Cumhuriyetçiler kongrenin iki kanadında (Senato ve Temsilciler Meclisi’nde) çoğunluğu ele geçirdi. Açıkçası kanun çıkarması kolay.
Vergileri indirmesi ve 600 milyar dolarlık altyapı harcamalarına başlaması kolay.
NAFTA anlaşmasını iptal edeceğini, Çin ve Meksika’ya gümrük vergisi uygulayacağını, AB ile gümrük anlaşması müzakerelerini durduracağını söylemişti. Bunları yapmasının önünde hiçbir engel yok.
Sırada Japonya, Güney Kore ve Almanya var. Bu ülkelerden ithalat da sınırlandırılabilir.
Bütün bunların sonunda, Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracatı artırma imkânı ortadan kalkacak ama bizim için daha da önemlisi Trump’ın siyasi politikaları olacak. Trump, Ortadoğu’da ABD’nin liderlik yaptığı siyasi ve askeri operasyonlardan şikâyetçi.
Bu karışık durumda, Ortadoğu’dan çekilirse, Türkiye, bu coğrafyada Rusya ve İran ile baş başa kalır.
AB neden önemli?
Türkiye’de olan bitenleri AB’nin alkışlamasını bekliyoruz. Eleştiri alınca da ‘Yangına körükle gidiyoruz’, Türkiye’yi AB’ye yaklaştırmamaya çalışanların ekmeğine yağ sürüyoruz.
AB’nin belirlediği kırmızı çizgileri var. Türkiye bu çizgileri aşıyor. AB yetkilileri ‘Sınırı aşmayın’ diye uyarınca, sınırı neden aştığımızı anlatacak yerde, hırçınlaşıyoruz. Sonunda durumumuz Karadenizli vatandaşın hikâyesine benzeyecek. İki dost, kavgaya tutuştuğunda biri “Ben seni tanımayrum” deyince, arkadaşı cevaplamış: “Ben de seni tanımayrum.”
AB ile “siyasi bütünleşme” uzun hikâye. Ama “ekonomik ilişkiler” bizim ekonomimiz için çok, hem de çok önemli.”
İhracatın yarısını AB’ye yapıyoruz. Turistlerin yarısı AB ülkelerinden geliyor. Çarkı döndüren dış kredilerin tamamına yakını AB ülkelerinden geliyor. Doğrudan yatırımlar, sıcak para AB ülkelerinden geliyor. “Biz sizi tanımıyoruz” derlerse ekonominin çarkları durur.
AB’nin ‘ekonomik yaptırım’ tehditleri yakışıksız. Çirkin. Ne var ki “Ezkaza ekonomik yaptırımlar gündeme gelirse” ortaya çıkacak sorunlar ekonomimizi ezer. Özetle, Trump’ın yapacaklarına müdahale imkânımız yok. Bekleyeceğiz. Sonuçlarına katlanacağız. Ama AB ile olan ilişkilerimizin kötüye gitmesini önlemeye mecburuz.