Yılın ikinci yarısında ekonomide canlanmanın belirgin hale gelmesini bekliyoruz.
Canlanmayı başlatacak olan tüketici ve reel sektör güveninin artmasıdır.
Tüketici güvenindeki iyileşme ertelenen tüketim harcamaların artmasına imkan verir. Bunun ise bir olumlu, yanı bir olumsuz yanı vardır. Olumlu yanı talep artışının üretim artışını ateşlemesidir. Olumsuz yanı birikimlerin azalması sonucu iç kaynakların (tasarrufun) daralmasıdır.
Ekonomi denilince bizde kamuoyu gün içinde döviz fiyatını, borsa endeksini, faiz oranlarını ve altın fiyatını izler hale geldi.
İşte bu nedenle yılın ikinci yarısında ekonomi ne olur diye merak edenler aslında, faiz, dolar, altın fiyatı, borsa endeksi ne oluru merak ediyorlar.
Büyüme, üretim artışı gibi konular gündeme gelemiyor.
Bizde faizler çok yüksek
Dünya ekonomisinde ‘normalizasyon’un güçlenmeye başladığı görülüyor. Harcamalardaki ve yatırımlardaki canlanmaya dayalı olarak büyüme eğilimi, daha önce piyasaya salınan paraların geriye çekilmesine ve faiz oranlarında da ‘normalizasyona’ imkan veriyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “15 Temmuz sonrası küresel yatırımcıların dönmeye başladığını, Türkiye’nin yatırımcı algısının iyileştiğini” belirtiyor.
Maliye Bakanı Ağbal, ”Tedbirlerin ekonomiyi canlı tuttuğunu, büyüme politikasına girdiğimizi” söylüyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “15 Temmuz’un yaralarını hızla sardık, bu yılın ilk beş ayında 1.1 milyon kişiye istihdam sağladık. Darbe girişimi milletimize ve ekonomimize yöneltilmemiş olsaydı, 2015’in üçüncü çeyreğinde yüzde 5.9, son çeyreğinde yüzde 7.4 büyüyen ekonomimiz 2016’da da bu büyümeyi yakalayacak, milli gelirimiz 50 milyar lira fazla olacaktı“ diyor.
Yerinde tedbirler alındı
Bütün bu anlatımların arkasında son bir yılda reel sektör güven endeksinin, tüketici güven endeksinin iyileşmesi, sanayide kapasite kullanım oranlarının artması var. Hükümetin, 15 Temmuz darbe girişiminin ekonomiyi olumsuz etkilerini önlemek için aldığı tedbirler başarılı oldu. Döviz girişlerinin normale dönmesi, döviz fiyatının belli bir koridorda oturmasını sağladı. Yabancı yatırımcıların borsaya ilgisi, borsa endeksinde beklenenin üzerinde iyileşmeye imkan verdi. İhracat artışının devam etmesi bekleniyor. Bütün bunlar ekonomide
Olağan döviz giderleri ile Olağan döviz gelirleri arasındaki farka cari açık diyoruz.
Olağan döviz giderlerimizin en önemlileri ithalat harcamaları. Olağan döviz gelirlerimizin en önemlileri ihracat geliri ile turizm geliri. Mayıs ayında cari açık 5 milyar 242 milyon dolar oldu.
Cari açık bir önceki aya, nisan ayına göre 1 milyar 641 milyon dolar arttı. Bir önceki yılın mayıs ayı açığının 2 milyar 129 milyon dolar üzerinde.
2011 yılında yıllık cari açık 74.4 milyar dolara yükselince ekonomi yönetimi frene bastı. Ekonomideki yavaşlama sonucu yıllık cari açık 2014 yılında 43.5 milyar dolara, 2015 yılında 32.1 milyar dolara, 2016 yılında 32.5 milyar dolara geriledi. 2017 Mayıs ayında 12 aylık (yıllık) cari açık rakamı 35.3 milyar dolar oldu. 2017 yılı başından itibaren cari açıkta artış var.
Ocak ayında açık 2.5 milyar dolar, şubatta 2.4 milyar dolar iken, nisanda 3.0 milyar dolar olmuştu. Mayısta 3.6 milyar dolara yükseldi.
Cari açık küçülmeli
Arayışımız cari açığın artmaması. Küçülmesi. Açığın artmaması, küçülmesi için ihracat ve turizm gelirlerimizin artması, ithalat harcamalarımızın azalması gerekiyor Turizm gelirlerinde artış yerine gerileme var. İhracat gelirleri beklenen ölçüde
Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü, Varlık Fonu’nun imkanlarıyla, “Yeni nesil petrokimya tesisi kurma projeleri olduğunu, projenin imza aşamasına geldiğini” açıkladı.
Doğalgaz, petrol gibi salt enerji ürünleri ithalatından sonra en büyük ithalat kalemimiz rafinaj ve petrokimya ürünleri ithalatı.
Ekonomimizin yıllık petrokimya ürünü talebi 8.0-9.0 milyon ton. Petkim tesisleri, özelleştirildiğinde 1.5 milyon ton kapasiteye sahipti. 2011 yılından sonra kapasitede çok az bir artış sağlandı. Aliağa’daki Socar tesislerinin yıllık üretim kapasitesi şimdilerde 1.6 milyon ton.
Kalan bölümü ithal ediyoruz. Yıllık petrokimya ürünü ithalat faturamız 5-6 milyar dolar dolayında.
Yurtiçi plastik mamul üretimi 8.8 milyon ton. 1.5 milyon ton plastik mamul ihracatımız, 600 bin ton plastik mamul ithalatımız var. Plastik mamulün kilosunu 4.97 dolardan ithal ederken, ürettiğimiz plastik mamullerinin kilosunu 2.65 dolardan ihraç edebiliyoruz.
Kurduk - sattık
Petrokimya yatırımlarına planlı dönemde başladık.
1962 yılında yayımlanan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, petrokimya tesisi kurulması hedefi vardı. Bu doğrultuda 1965 yılında TPAO öncülüğünde Petkim (Petrokimya A.Ş.) kuruldu.
Enerji politikaları, AKP Hükümetlerinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önem verdiği politikalar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, son zamanlarda enerji politikalarında Türkiye’nin aktif ve oyun kurucu politikalar geliştirmesine çalışıyor. Özellikle yerli ve milli enerji kaynaklarının artırılması için yoğun çaba sarfediliyor. Ayrıca güneş ve rüzgar kaynaklarından daha fazla faydalanmak için yenilenebilir enerji yatırım projelerine öncelik veriliyor.
İstanbul’da devam eden 22’nci Dünya Petrol Kongresi’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Enerji Bakanı Albayrak, Türkiye’de petrol ve doğalgaz konusundaki gelişmeler hakkında katılanlara bilgi verdiler. Bunlar önemli hususlar... Bir kez daha altını çizmekte fayda var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Ülkemiz jeopolitik konumu gereği, büyük enerji üreticileriyle tüketicileri arasında doğal bir köprü durumunda. Enerji hinterlandının merkezinde yer almamız yanında, siyasi istikrarımız ve ekonomik gelişmişliğimizle de uluslararası enerji arenasında hatırı sayılır bir aktör konumundayız. Türkiye artık enerji uzmanları tarafından ‘enerjinin İpek Yolu’ olarak isimlendiriliyor” dedi.
Büyük yatırım yaptık
Türkiye’deki enerji
Enerji kaynakları yakıt olarak genelde katı, sıvı, gaz ve atık yakıt olarak 4 grupta toplanıyor.
Her grupta farklı yakıt türleri var. Her yakıt türünün farklı ısıl değeri, ısıl değer birimi var. Bunların en çok kullanılanlarından petrolü varil, elektriği kilovatsaat, kömürü ton, doğalgazı metreküp ölçü birimleriyle izliyoruz. Örneğin 50 milyar m3 doğalgaz tüketiyoruz. Elektrik üretimi 270 milyar kilowatsaat oldu. Günde 601 bin varil, 82 ton petrol tüketimi var.
Ülkenin genel enerji talebini ve toplam enerji üretiminde enerji kaynaklarının dağılımını bu bilgilere dayalı olarak belirleme imkanı yok.
İşte bunun için, enerjide bu farklı enerji kaynaklarının toplam üretimi ve toplam tüketimini tek bir ölçü birimi ile izlemek için, her bir enerji kaynağı özelliğine göre ortak bir ölçü birimine dönüştürülüyor. Bu ortak ölçü birimi TEP diye kısaltılan ‘Ton Eşdeğer Petrol’ birimi. Basit anlatımla 1 ton ham petrolün verdiği enerji miktarı.
TEP (Ton Eşdeğer Petrol): Enerji kaynaklarının tek birim ile ifade edilmesini sağlayan ve 10 milyon kCal karşılığı enerji birimi. 1 TEP pratikte yaklaşık olarak;
1 ton fuel oil,
11600 kWh elektrik,
3 ton linyit kömürü,
ABD Başkanı Trump, seçim kampanyasında verdiği sözü tuttu. Ülkesinin Paris İklim Değişikliği Sözleşmesi’nden çekildiğini açıkladı.
Hamburg’daki G-20 liderler toplantısına katılan liderler Trump’ı yumuşatmaya çalıştı ama başaramadılar.
193 ülkenin imzaladığı İklim Değişikliği Sözleşmesi’nin amacı, toplam sera gazı salınımını, küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutacak şekilde sınırlamak.
Fosil yakıt (kömür, petrol, doğalgaz) tüketimi ile oluşan karbondioksitin (CO2), toplam sera gazı içinde payı dörtte üçe yakın.
Sera gazı salınımını azaltmak, kömür, petrol, doğalgaz üretimi ve tüketiminden vazgeçmeyi, yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmeyi, sanayi tesislerinin CO2 salınımını azaltacak ek yatırımları gerektiriyor.
Başkan Trump ise geleneksel demir çelik sanayini ve kömür üretimini artırmayı istiyor. ABD petrol ve doğalgaz kaynaklarını daha çok değerlendirme arayışında. Çin ve Meksika’daki ABD sanayi tesislerini ABD’ye çekmeye çalışıyor.
Bütün bunlar sera gazı sınırlamasına uyulduğunda gerçekleştirilemeyecek hedefler.
Salınım artıyor
Lavanta sürgünlerinin ucundaki çiçek kümeleri haziran başında çiçek açmaya başlıyor. Lavanta tarlalarını lila renkteki çiçeklerle nefis bir renk cümbüşü ve hoş bir koku kaplıyor.
Çiçeklerin olgunlaşması temmuz sonunu buluyor. Temmuzun son haftasında başlayan kesim, ağustos sonuna kadar devam ediyor.
Lavantalar kuru demet çiçek olarak hazırlanacaksa veya yağı çıkartılacaksa sabah erken saatte kesiliyor. Çiçek olarak değerlendirilecekler gölgede kurutuluyor. Yağı çıkartılacakların ise damıtma (distilasyon) yöntemiyle yağı çıkartılıyor. Lavanta yağı açık sarı uçucu bir yağ.
Lavanta, dünyada ticareti en fazla yapılan 15 uçucu yağ bitkisinden biri. Lavanta yağı parfümeri ve ilaç sanayinde, sabun ve diğer sanayide kullanılıyor. Lavantanın özelliği kıraç toprakta, tarım bakımından verimli olmayan topraklarda yetiştirilebilmesi.
Isparta’da gül ile yarışıyor
Şimdilerde Isparta’da lavanta üretimi güle rakip durumda. Gül toplama mevsiminin kısalığı, kısa mevsimde toplayıcı bulmanın güçlüğü karşısında birçok üretici gülden lavantaya dönüyor.
Isparta’da Keçiborlu ilçesine bağlı 350 nüfuslu Kuyucak köyü, az nüfusuna ve elverişsiz yapısına rağmen Türkiye’nin en büyük lavanta bahçesi konumunda.
Lavanta ç