Sebze, meyve, makarna, pilav...

10 Ocak 2018

Zengin fakir fark etmiyor. Hanelerimizde en çok meyve ve sebze ile makarna ve pilav yiyoruz.

Varlıklı kesim biraz daha fazla et tüketebiliyor ama düşük gelir grubundakiler de kırmızı et açığını beyaz etle karşılıyor. Metro Toptancı Market için Konda Araştırma Grubu’nun gerçekleştirdiği “Yeme İçme Değerleri ve Alışkanlıkları Araştırması”, ülke genelinde en varlıklı kesim ile en düşük kesimde beslenme alışkanlıklarının büyük fark göstermediğini ortaya koydu.

“Evde en fazla hangi yemek pişiyor?” sorusuna verilen ağırlıklı üç yanıt çorba, makarna ve pilav olurken, “En sevdiğiniz yemek nedir?” sorusunun yanıtlarında ise kırmızı et, dolma-sarma ve kuru fasulye başta geliyor.

Daha sonra en sevilen yemekler, sebze yemekleri, pilav-makarna, kebap, etli yemekler, çorba, balık, köfte, tavuk, mantı olarak sıralanıyor.

Yüksek gelir grubundakiler haftada iki kez et yerken, düşük gelir grubundakiler ise haftada 1 kez et yiyebiliyor. Düşük gelir grubu haftada 279 gram et ve tavuk tüketebilirken bu rakam yüksek gelir grubuna giren kişilerde 645 grama çıkıyor.

Halkımız eti seviyor

Araştırmaya göre para sıkıntısı olmaması durumunda Türkiye’de insanların buzdolabında en çok görmek istediği ürün % 62.3 ile

Yazının Devamı

İstanbul’da Arap turistler önemli

9 Ocak 2018

İstanbul’a 2017 yılının ilk 11 ayında Atatürk Havalimanı’ndan 7.8 milyon, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 2 milyon yabancı giriş yaptı. Deniz ve karayolu girişleriyle toplam giriş 9.9 milyonu buldu.

Toplam 9.9 milyon girişte Arap ülkelerinden gelenlerin sayısı 2.4 milyon oldu.

Arap ülkelerinden gelenlerin başında 540 bin ziyaretçiyle Suudi Arabistan, 480 bin ziyaretçiyle Irak, 230 bin ziyaretçiyle Kuveyt vatandaşları var.

Zengin Arap ülkelerinden Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlilikleri’nden gelen ziyaretçi sayıları 25 bin ile 40 bin arasında.

İstanbul’a giriş yapan ziyaretçilerin ne kadarının transit giriş yaptıkları, ne kadarının İstanbul’da kaldıkları konusunda kesin bilgiler yok.

Arap ülkelerinden giriş yapanların büyük bölümünün İstanbul’da birden fazla gün konakladıkları biliniyor.

İstanbul’da otellerin doluluk oranlarının artmasında, alışveriş merkezlerindeki ve alışveriş caddelerindeki canlanmada Arap ziyaretçilerin büyük payının olduğu biliniyor.

Arap ziyaretçiler mutlu

Yazının Devamı

Tuttuğumuz altın oldu!

8 Ocak 2018

Altın kazandırıyor. Halkımız için geleneksel birikim aracı, altın... Altın bilezik, zincir, takı, ziynet altını veya altın sikke halkımızın vazgeçemediği birikim aracı.

Altın fiyatı artsa da azalsa da halkın altına ilgisi değişmiyor. Son yıllarda altına rakip dolar - euro çıktı ama, altın gene de önde koşuyor.

Geçen yıl ne oldu?

Altın, dolar ve euro yatırımlarının özelliği değer artışlarının vergiye tabi olmaması. (Bankalardaki döviz mevduatında yabancı paranın değer artışı değil ama faizi yüzde 15 vergiye tabi.)

Arkadaşımız Abdurrahman Yıldırım’ın hesabına göre, son 5 yılda Cumhuriyet Altını’nın getirisi (değer artışı) yüzde 68 oldu. Doların değer artışı yüzde 11.5 oranında.

Son 5 yılda bankalardaki TL mevduatın brüt faiz getirisinden vergi düşürüldüğünde, net getiri 5 yılın enflasyonu ile karşılaştırıldığında, mevduat hesaplarındaki TL birikimlerin enflasyon karşısında durdukları yerde eridikleri anlaşılıyor.

İşte onun için halkımız az veya çok birikimlerini altına, dolara, euro’ya bağlama alışkanlığı edindi. Altının gram fiyatı 2015 yılı başında 90 TL idi. 2016 yılı başlında 100 TL, 2017 yılı başında 130 TL oldu. 2017 yılı sonunda 160 TL’ya yükseldi. (Dün 158

Yazının Devamı

Takım elbise giyenler azaldı

7 Ocak 2018

Terzi Saffet Ürkmez dükkânını devretti, memleketi Tekirdağ’a dönüyor. 1967 yılında Tekirdağ’dan İstanbul’a gelmiş, Atatürk’ün terzisi Ermeni Blum Efendi’nin kalfası İlhan Şerif’in terzihanesinde çalışmaya başlamıştı. 25 yıl sonra da kendi dükkânını açmıştı.

Yerli kumaştan takım elbiseyi 2.800-2.900 TL’den, yabancı (İtalyan) kumaştan 5.500-6.000 TL’ye dikerdi.

Şimdilerde İstanbul’da terziler ısmarlama erkek takım elbiseyi 2.500 TL dolayında dikiyorlar. Anadolu’da bu fiyat 1.000 TL’ye düşüyor.

Eski yıllarda tüm erkek giysilerini terziler dikerdi. Hazır giysiyi 1960’lardan sonra tanıdık.

Giyim sanayii gelişince de hazır erkek giysileri, terzilerin işini elinden aldı.

Hazır elbiseye alıştık

Bugün Türkiye’de Sarar günde 2.500, Damat günde 1.100 takım elbise üretebiliyor. İzmir’de, Edirne’de ihracata dönük olarak her biri günde 2 bin dolayında takım elbise üreten tesisler var.

Sanayi üretimi sayesinde günümüzde İstanbul’da “hazır” bir takım erkek elbisesini 200 TL’ye alma imkânı var.

Yazının Devamı

Ayşe Hanım soruyor: Kimler tüketiyor?

5 Ocak 2018

2017 enflasyonu % 11.92 oldu. “Çok kişi pahalılıktan yakınıyor. Para yok, piyasa durgun diyor. İyi de kim alıyor bu yeni evleri, bu otomobilleri?

2017’de konut, oto, beyaz eşya, mobilya satışları iyi gitmiş. AVM’lerde alışveriş sürüyor. Lokantalar dolu. Çok kişi seyahate çıkıyor... Allah versin. Kıskanan yok... Bunlar iyilik işaretleri... İyi de... Çok kişi enflasyonun altında ezilirken, mutfak sepeti küçülürken, ülkede tüketim nasıl artıyor?”

Ayşe Hanım Teyzem “Merhaba” demeden bunları sıraladı... Yetmedi. Ekledi: “Gazetede okuyoruz. Ekonomide yüzde 11.1 rekor büyümenin 7 puanı tüketimden gelmiş. Milli gelirin % 60’ını hane halkları tüketmiş... Söyle bakayım, kimler bu hane halkı denilenler? Bunların geliri nedir?”

Anlatmaya çalıştım. “Hane halkımızın büyük kısmını maaş, ücret, yevmiye geliri olanlar oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre hane halkının tüketim harcamalarının % 52’sinin kaynağı maaş, ücret ve yevmiye geliri. % 19’a yakını emekli geliri...”

Ayşe Hanım Teyzem sormaya devam etti: “Maaşlar, ücretler, emekli gelirleri ne kadar?”

Cevapladım: “İşçi emeklileri ayda 1.500-2.500 TL, memur emeklileri 1.600-6.600 TL alıyor. İşçinin aylığı 1.500-3.500 TL arasında.

Yazının Devamı

Maliyet enflasyonu Ayşe Teyzem’i zorluyor

4 Ocak 2018

2017 yılında yurt içi üretici fiyatları % 15.47 arttı. Tüketici fiyatları artışı % 11.92 oldu.

2016 yılında üretici fiyatları artışı % 9.94, tüketici fiyatları artışı % 8.53 idi.

Tüketici fiyatları (enflasyon) iki nedenle artar:

(1) Maliyet artışı vardır. Girdi fiyatları, işçi ücretleri artınca maliyetler yükselir. Üretici fiyatı artınca, sonunda tüketici fiyatı da artar.

(2) Talep patlaması vardır. Talep o kadar hızlı canlanır ki üretimin önünde koşmaya başlar. Üretici fiyatları artmazken, tüketici fiyatları artar.

Son iki yıldır tüketici fiyatları, üretici fiyatlarının gerisinde. Bu neyi gösterir? Demek ki;

(1) Üreticinin fiyatı, maliyet artışına dayalı olarak yükseliyor.

(2) Talep canlı değil. Tüketicinin alım gücü sınırlı veya alım hevesi yok. Talep sınırlı olduğu için maliyet artışı tüketici fiyatına yansıyamıyor. Üretici kârdan fedakârlık ederek üretimi sürdürüyor.

Yazının Devamı

Dikkat! İthalat daha hızlı artıyor

3 Ocak 2018

İhracat rakamları açıklandıkça ihracattaki artışı rekor olarak değerlendiriyor, seviniyoruz.

Ne var ki dış ticaret sadece ihracattan oluşmuyor. İhracat döviz getiriyor ama ithalat döviz götürüyor. Rekor ihracat artışında değil, ithalat artışında. 2017’de ihracat % 10.2 ama ithalat yüzde 17.9 arttı. İhracat artışı değil, ithalat artışı rekor kırdı. Dış ticaret açığı bir yıl önceye göre % 37.5 büyüdü. İthalat gideri, ihracat gelirinden 77 milyar dolar daha fazla. Dış ticaret açığının büyüklüğü sonunda cari açığı büyütüyor.

İhracatı artırmak şart

2018’de ihracatı artırmaya mecburuz. Çünkü iç talep artışına dayalı büyüme imkânımız sınırlı. Talep olmazsa üretim artmıyor. Üretimin artması, dış talebin artmasına, dış talebe dayalı olarak ihracatın artmasına bağlı. İhracat ise, “dışarıda talebi olan, katma değeri yüksek mal üretirsek artacak.” 2017’de ihracat rakamları açıklandığında ‘rekor’ sevincine kapıldık. İhracat rakamlarına sevinirken 2 noktayı dikkatten kaçırmamak gerekir:

1) İhracat neye göre artıyor? İhracatın kalitesi iyileşiyor mu?

2) İthalat ne kadar artıyor? Dış ticaret açığı ne durumda?

Orta Vadeli Program’da 2017 ihracat hedefi 156 milyar dolardı. Gerçekleşme 157 milyar dolar

Yazının Devamı

BU YIL, 2017’DEN DAHA İYİ OLACAK!

2 Ocak 2018

Günümüzde ekonomiyi döviz, altın fiyatından, borsanın gidişinden, faiz oranlarından izler hale geldik. Genelde hemen herkes enflasyonu, işsizlik oranlarını, milli gelirdeki büyümeyi biliyor. Bilinmeyen önümüzdeki yılda, daha sonraki yılda kişisel gelir giderin, şirketlerin gelir giderinin, ekonominin durumunun ne olacağı. Çünkü herkes ona göre pozisyon almak, planlama yapmak istiyor. İşte onun için bu günlerde herkes önüne gelene soruyor: Altın, döviz artar mı, ucuzlar mı? Alayım mı, satayım mı? Borsa ne olur? Hangi senetlerin değeri artar? Ben de bunun yanıtını bulmak için sordum, soruşturdum...

2018’de ekonomide nelerin olabileceğinin işaretini veren 2 önemli kaynak var: (1) Ekonominin bugünkü göstergeleri, (2) İktidarın niyeti ve hedefi.

Ekonominin bugünkü göstergeleri neler?

- Enflasyon % 12‘nin, üretici fiyatları artışı % 17’nin üzerinde. Gelecek yıl büyük ölçüde gerileme olasılığı yok.

- İşsizlik % 12 dolayında. Eylülden geriye 12 ayda 1 milyon 233 bin kişiye iş bulundu ama nüfus ve iş arayan sayısı o kadar artıyor ki, işsizlik gerilemiyor.

- Merkez Bankası’nın ve Hazine’nin faizi % 13 dolayında. Buna bağlı olarak ticari faizler yüksek.

- Ekonomi, talebe ve inşaata bağlı olarak

Yazının Devamı