RÜZGÂR TÜRBİNİ ÜRETMEYE MECBURUZ

26 Şubat 2018

Rüzgârdan daha çok enerji üretmek için rüzgâr santralleri kuruyoruz. Rüzgâr santrali demek rüzgârı enerjiye dönüştürecek türbin demek.

Enerji Atlası’nda yer alan bilgilere göre 2017 Kasım itibariyle ülkede 2.930 rüzgâr türbini var. Bunların tamamı ithal. Türbin sayısında Alman Nordex’in payı yüzde 25, Danimarkalı Vestas’ın payı yüzde 23, Alman Enercon’un payı yüzde 19, Amerikalı GE’nin payı yüzde 13 ve Alman Siemens’in payı yüzde 10.

İyi de biz neden rüzgâr türbini üretemiyoruz? Neden üretmeye başlayamıyoruz?

Abk Çeşme RES Proje Koordinatörü Erman Kaya’ya, Türkiye’de rüzgâr türbini üretme imkânı olup olmadığını sordum. Erman Kaya şunları anlattı:

“Bir rüzgâr türbininin tüm parçalarını ülkemizde üretebilme imkânına sahibiz. Enerji makine ve teçhizatı üretimi, enerji sektörünün gelişimine doğrudan bağımlıdır. Enerji sektörünün gelişimi de enerji politikaları ile ilgilidir. Rüzgâr enerjisi makine ve teçhizatı üretimi bugüne kadar teşvik edilemedi.

Rüzgâr türbinleri, kule, rotor (kanat, kanat dolgusu), dış kabin, frenler, sensörler, yön bulma mekanizması, elektronik kontrol sistemi, jeneratör, trafolar, veri toplama ekipmanları ve fiber kablolar gibi toplamda 6 binin üzerinde bileşenden

Yazının Devamı

Eskişehir’de sanayi ve eğitim mucizesi

25 Şubat 2018

Eskişehir’de organize sanayi bölgesi ekonomiyi hızla büyütürken, gözüyle görmeyenin büyüklüğünü tahmin edemeyeceği eğitim tesisleri kenti bir üniversite şehri haline getirdi.

İstanbul-Bağdat demiryolu inşa edilirken, lokomotif ve vagonların tamiri için Eskişehir’de 1894 yılında “Anadolu Osmanlı Kumpanyası” adıyla küçük bir atölye kuruldu. Bu atölye Cumhuriyet döneminde büyüdü. Sanayi için okul oldu. 1958 yılında burada ilk lokomotif, 1968 yılında motor üretildi. 1971 yılında dizel ve elektrikli ana hat lokomotifi üretimine başlandı.

1926 yılında kurulan ve halen Hava İkmal Bakım Merkezi olarak faaliyetini sürdüren “Tayyare Bakım Atölyesi” ile 1933 yılında kurulan Eskişehir Şeker Fabrikası da Eskişehir’de sanayinin hızlı büyümesinin dinamikleridir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde devletin kurduğu fabrikalar sadece üretimle ekonomiye katkıda bulunmadı. Bu fabrikalar sosyal tesisleriyle, çalışanlarının sosyal yaşamlarıyla da şehirlerde sosyal hayatın gelişmesine katkıda bulundu.

Bu fabrikalarda yetişen çıraklar, ustalar, mühendisler, fabrikalardan ayrılarak özel sektörde faaliyet göstermeye başlayınca özel sektörün gelişmesinin yolunu açtı.

Hızlı sanayileşti

Sanayi Odası Başkanlığı’na

Yazının Devamı

Sektörel güven önemli gösterge

23 Şubat 2018

Şubat ayında tüketicilerin güveninde de girişimcilerin güveninde de geçen yılın şubat ayına göre iyileşme var.

Afrin operasyonuna rağmen tüketicinin de üreticinin de güveninin yüksek olması önemlidir. Çünkü ekonomi güvene dayanır. Güven varsa, parası olan yatırım yapar, ihtiyaçlarını gidermek için tüketim yapar. Ekonomi canlanır.

Sektörel güven endeksleri, hizmetler, perakende ve inşaat sektörlerinde girişimcilerin “güvenlerindeki değişimi” izleme imkânı veriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu, ülke genelinde her ayın ilk 2 haftasında girişimcilerden bilgi topluyor. Ayın son haftasında sektörel güven endeksi yayımlanıyor. Sektörel güven endeksiyle, sektörlerdeki gelişmeler 0-200 aralığında değerlendiriliyor.

Endeksin 100’den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini (güvenini), 100’den küçük olması ise kötümserliğini (güven eksikliğini) gösteriyor.

Şubatta iniş çıkış var

Şubat ayında:

1) Hizmetler sektörü güven endeksi, mevsim etkisinden arındırılmış olarak 100.7, arındırılmamış olarak 95.5 oldu.

Yazının Devamı

11’inci 5 Yıllık Kalkınma Planı çalışması başladı

22 Şubat 2018

2019-2023 yıllarını kapsayacak 11’inci 5 Yıllık Kalkınma Planı hazırlıkları başladı. Hükümet plan tasarısını haziran ayı sonunda TBMM’ye sunacak. TBMM’nin onayından sonra, plan 2023 yılına kadar ekonomik ve sosyal büyümeyi, kalkınmayı ve gelişmeyi yönlendirecek temel belge olarak yürürlüğe girecek.

Kalkınma planlarını ve yıllık programları Devlet Planlama Teşkilatı hazırlardı. Devlet Planlama Teşkilatı 50 yıl sonra kapatıldı. Şimdilerde kalkınma planlarını ve yıllık programları Kalkınma Bakanlığı hazırlıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde 11. Kalkınma Planı Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Planlı dönemlerde ve özellikle AKP iktidarı döneminde yapılanları anlattı.

Cumhurbaşkanı diyor ki, ”Kalkınmayı yalnızca iktisadi alanla sınırlamıyor, sosyal ve manevi kalkınmayı da önemsiyoruz. Kalkınma yaklaşımını insan odaklı bir çerçeveye oturtmayı başardık. Hem fiziki altyapıya hem de insanımıza yatırım yaptık. Artık dünün tekstil ve tarıma dayalı sanayisinin kısır döngüsünden çıkıp teknoloji yoğun sanayiye geçiş yapıyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı üretimin sanayideki payını artıracak bir atılıma ihtiyacımız var. Enerji yatırımlarını yaparken,

Yazının Devamı

YURTDIŞINDA TÜRK YATIRIMLARI ARTIYOR

21 Şubat 2018

Her ülke gibi biz de uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını, üretime, istihdama, ihracata katkı yapmasını bekliyoruz.

Uluslararası sermaye hareketini cari işlemler hesabından izliyoruz.

Cari işlemler hesabına göre, 2016 yılında ülkeye giren net doğrudan sermaye 10.1 milyar dolar idi, 2017 yılında 8.1 milyar dolar doğrudan sermaye girişi oldu.

Cari işlemler hesabında yer alan net doğrudan sermaye rakamının arkasında, ülkeye doğrudan sermaye olarak giren döviz ile Türklerin yurt dışında yatırım yapmak için ülkeden çıkardıkları döviz var.

Beklentimiz...

-2017 yılında yabancıların ülkeye “doğrudan yatırım” tanımı altında getirdikleri döviz toplamı 10.8 milyar dolar.

-Buna karşılık Türklerin başka ülkelerde yatırım yapmak için çıkardıkları döviz toplamı 2.7 milyar dolar.

-Cari işlemler hesabındaki doğrudan yatırım rakamı olan 8.1 milyar dolar, işte bu giren ve çıkan döviz arasındaki farkı gösteriyor.

Yazının Devamı

İnşaatta canlılık sürüyor

20 Şubat 2018

Yapılar başlarken belediye-den inşaat izni, tamamlanınca kullanma izni alınıyor.

Yapı inşaat ve kullanma izinleri belgelerine göre ülkedeki inşaat faaliyetlerini izlemek mümkün oluyor.

Günümüzde inşaat sektörü ekonominin dinamiği haline geldi. Boş arsalara yeni binalar dikiliyor. Eski binalar yıkılarak yenileniyor.

Yapı inşaat ve kullanma izinleri belgelerini değerlendirirken; (1) İzin alınan yapının tamamlanmasının birden çok yıl aldığını dikkate almakta yarar vardır. (2) İnşaat halindeki veya tamamlanan yapıların bir bölümünün kullanma izni alınmadan satıldığını dikkate almakta yarar vardır.

2017 yılında ilk el-yeni olarak 659 bin konut satıldı. 2017 yılında yapı kullanma izini alan daire sayısı 820 bin. Kullanma izni alan 820 bin ile satılan 659 bin daire arasındaki 161 bin dairenin stokta kaldığı söylenemez.

Satılan dairelerin bir bölümü yapı kullanım izni alınmamış daireler olduğu gibi, bir kısmı da daha önce tamamlanmış ve satılmış, yapı kullanım izni yıl içinde alınmış daireler olabilir.

İstanbul önde gidiyor

Yazının Devamı

CARİ AÇIK NEDİR VE NE DEĞİLDİR?

19 Şubat 2018

2017 yılında cari açık 33 milyar dolardan 47 milyar dolara yükseldi. Küçülmeye başlayan cari açık gene büyüyor.

Cari açığı “masum - sevimli” göstermek isteyenler, ”Yatırımlar arttıkça cari açık büyüyor. Büyümek için cari açığı sürdürmeye mecburuz” diyorlar. Bu anlatım, yanlış bir anlatımdır. Doğru kabul edilen yanlışları sıralayalım:

- Cari açık sayesinde büyüyoruz. Açık küçülürse büyüyemeyiz. Büyüme arttıkça açık artacak. (Yanlış)

- Cari açığın finansmanı için gelen dövizler yatırıma gidiyor. (Yanlış)

- Cari açığı küçültemeyiz. (Yanlış)

- Biz gelirimizden fazlasını harcadığımız için açık veriyoruz. Başka ülkelerden para dilenerek harcıyoruz. Cari açık budur. Gelirimiz kadar harcarsak cari açık sorunundan kurtuluruz.

Kırmızısı, mavisi...

- Gelirimiz sınırlı. Harcama olarak ya yatırımı, ya tüketimi sınırlayacağız. Tüketimi sınırlayamayınca, daha çok tüketim için borçlanıyoruz. Açık ortaya çıkıyor.

Yazının Devamı

20 milyar dolarlık Türk yemeği

18 Şubat 2018

Yeme-içme sektörü günlük yaşam ve turizmde giderek önem kazanıyor. Atağa kalkan sektör 20 milyar dolarlık büyüklüğe erişti.

29 Mart’ta İstanbul’da uluslararası “Gastronomi Forumu” toplanacak. Değişik ülkelerden gelecek konunun uzmanları, ülkelerinde “gastro-ekonomi” konusunda neler yapıldığını, başarı için yapılması gerekenleri anlatacak.

Gastroekonomi (yeme-içme ekonomisi) turizm sektörünün önemli bir dalı. UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) gastro-ekonomiyi “kültüre dayalı yaratıcı sektör” olarak tanımlıyor.

Gastronomi anlatımı, kültür ile yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin. Yenilebilir tüm maddelerin, hijyenik, sağlığa uygun şartlarda damak ve göz zevkini cevaplayacak şekilde sofrada, yenmeye hazır hale getirilmesine kadar olan süreci kapsıyor.

Büyüyen bir sektör

Yeme-içme yaşamın gereği. Gastronomi hareketi, yeme, içmeyi yaşamın gereği olmanın ötesine taşıyor. “Bir keyif ve bir haz” şölenine dönüştürüyor. Gastronomi, “ekonomik boyut” kazanıyor.

Yeme-içme sektörü günlük yaşamda, iç turizm hareketlerinde, uluslararası turizmde giderek büyüyen bir ekonomik sektör durumunda. Uluslararası turizm hareketinde ülkelere ziyaretçi çekiyor, döviz

Yazının Devamı