Yılbaşı gelirken, hindiye talep artar veya talep artmasa da bol bol hindiden söz edilir.
2013 yılında Türkiye’de toplam 4 milyon 600 bin hindi tüketildi. Aynı yıl kesilen tavuk sayısı 1 milyar adet. Sayı bakımından toplam tavuk üretiminin yüzde yarımı dolayında hindi üretimi var.
Yılda 1milyon 800 bin ton tavuk eti tüketiyoruz. Kesilen hindilerin et ağırlığı ise sadece 40 bin ton.
Hindi, et bakımından tavuğa göre daha zengin. Daha çok et ağırlığı var. Gene de 1 yılda üretilen hindi eti ağırlık bakımından toplam tavuk eti üretiminin yüzde 2’si dolayında.
Biz hindi etini nedense sevemedik.
Hindi talebi yılbaşlarında biraz canlanıyor. O kadar.
Biz Müslümanların nasıl özel günleri varsa, başka dinlere inananların da özel günleri oluyor. Nasıl biz Müslümanlar özel günleri ailelerimizle birlikte, sofra başında Allah’a şükrederek kutluyorsak başka dinlere inananlar da inançları doğrultusunda ibadet ediyorlar, aileleriyle birlikte oluyorlar.
24 Aralık gecesi ve 25 Aralık Hıristiyanlar için özel bir gece ve özel bir gün. Dünyadaki 2.2 milyar Hıristiyan bu geceyi Noel / Christmas olarak kutlayacak. Aileler bir araya gelecek. Birlikte yemek yiyecekler. Kiliseye gidecekler. Dua edecekler.
Hıristiyanların bu önemli gününde, Noel’in ve Christmas’ın ne olduğunu okuyucularıma anlatmaya çalışırım.
Daha önce yazdıklarımın tekrarı da olsa, özet bilgi vermeye çalışacağım.
Bu gece İsa’nın “doğum günü” değil. Bu gecenin “yeni yıl” ile bir ilgisi yok. (İsa’nın doğum günü yok. Doğum günü bilinmiyor.)
Noel / Christmas gecesi İsa’nın doğum günü kutlanmıyor ama “Beden alıp dünyaya geliş olayı” kutlanıyor. Noel / Christmas, Hıristiyanların “Epiphany” diye isimlendirilen yortularından kaynaklanmış dini kökenli bir töredir.
Maliye Bakanı Sayın Şimşek’in açıklamalarına göre, merkezi yönetimin, KİT’lerin, mahalli idarelerin başında bulunan “Büyüklerimiz” için, bütçe sınırlamaları nedeniyle satın alınamayan lüks araçlar kiralanıyor. Kiralanan araç sayısı 32.932’ye ulaşmış durumda.
Maliye Bakanı’nın açıklamalarına göre, merkezi yönetimin sahibi olduğu taşıt sayısı 96.50. Satın alınamadığı için kiralanan araç sayısı 15.010. Büyüklerimizin bindiği her 100 aracın 16’ya yakını kiralık araç
Mahalli idarelerde, belediyelerde ve il özel idarelerinde büyüklerimizin kullandığı toplam 83.197 aracın 13.886’sı kiralık.
KİT’leri yönetenlerin bindikleri 8.141 aracın yarısı, 4.036’sı da kiralık.
Merkezi yönetim, KİT’ler, belediyeler, il özel idarelerindeki parayla alınmış ve kiralanmış araç toplamı 202.849.
Parası bütçeden ödenen araçların satın alınmasında sınırlamalar var. Her yıl bütçe kanununda kaç araç alınacağı, alınacak araçlara tahsis edileceği makamlara göre yapılacak en yüksek ödeme belirleniyor.
Petrol fiyatlarının ucuzlamasına pek sevindik.
- ‘Yaşadık. Petrol faturamız ve de sonunda Cari Açık (döviz açığı) küçülecek’ dedik.
- ‘ABD ve AB ülkeleri Rusya’ya ekonomik ambargo uygulamaya başladı. Biz Rusya’ya daha fazla mal satacağız’ dedik.
Petrol fiyatlarının ucuzlaması ve ekonomik ambargo Rusya ekonomisinde krize yol açtı. O zaman görmeye başladık ki, Rusya krizi bizi üzecek.
Bizim Rusya’da çok sayıda iş yerimiz, çalışanımız, müteahhitlerimiz var. Rublenin değer kayıbı ve ekonominin daralması büyük zarar yol açacak.
Kurban mükellefiyetini yerine getirmek isteyen Müslümanlar Türkiye Diyanet Vakfı’na (TDV) vekâlet veriyorlar. 525 TL gönderiyorlar. Vakıf, vekâlet veren adına kurban kestiriyor. Usulüne uygun dağıtıyor. Geçen yıl 89 bin Müslüman kurban kestirmek için TDV’ye kurban parası göndermiş. (Çok önemli: TDV’nin yıllık faaliyet raporuna ulaşılamıyor. Geliri gideri, kurban paralarının, bağışların nasıl değerlendirildiği halka açıklanmıyor.)
Diyanet İşleri Başkanı, bu vakfın başı. Başkana piyasa değeri 1 milyon TL dolayında olan yeni bir S 500 Mercedes binek otomobili satın alındı. Otomobilin değeri yaklaşık 2 bin baş kurban parası.
Aynı gün basında yer alan haberlerden öğrendik ki İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı için de odanın kaynaklarından bir S 500 Mercedes makam aracı satın alınmış. İstanbul ili içinde faaliyet gösteren tüm ticari işletmelerin İstanbul Ticaret Odası’na (İT0) kayıt yaptırmaları, her yıl aidat ödemeleri mecburiyeti var. İT0’nun yaklaşık 300 bin üyesi her yıl 110-260 TL arasında mecburi aidat, aidatın 3 ila 20 katı tutarında mecburi munzam aidat ödüyorlar. İTO’nun başkanı da tüccar. Onun da işyeri var. Herhalde kendi imkânlarıyla da bu tür bir aracı alabilecek
Başbakan dün “Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı-Yeni Eylem Planı”nı açıkladı.
1) Zamanlama iyi oldu. Rusya krizinin Türkiye’ye dolaylı etkileri ile dolar fiyatının beklenmedik artışı piyasada “moralleri bozmuştu”. Başbakan’ın açıklamalar öncesi yaptığı kısa durum değerlendirmesi, piyasadaki gerilimi biraz azalttı.
2) Son zamanlarda politikacılarımız ekonomi konuları dışında konulara ağırlık veriyorlardı. Başbakan ve bakanlar bu toplantı vesilesiyle ekonomiyle ilgilerinin devam ettiğini gösterdiler.
Açıklananlar nelerdir?
* Kalkınma Bakanlığı 2014-2018 yıllarını kapsayan 5 yıllık bir kalkınma planı hazırladı. Bu plan TBMM’de onaylandı. Planda yer alan hedefler, AKP iktidarının programında yer alan hedeflerle uyumludur.
* Açıklananlar “Olması gerektiği halde olamayanları“ oldurmak için ”alınması gereken tedbirler listesidir.”
Bugünlerde herkes “Ne olacak bu doların fiyatı?” diye soruyor. Hiç kimse de “Ne olacağını” bilemiyor.
Doların fiyatı ilk defa “oynamaya zıplamaya başlamadı”. Ama alışılmıştı.”Yıl sonuna kadar dolar fiyatı 2.25 TL dolayında kalır” deniliyordu. Bırakınız 2.40 TL’lik fiyatı, 2.30 TL’lik fiyatı bile kimse aklına getirmek istemiyordu. Şimdilerdeyse korkulan, doların yılbaşı öncesi 2.40 TL’nin de üzerine çıkması.
Dolardaki artışın nedenini kendimizde aramıyoruz da, suçu ülke dışındaki gelişmelere bağlıyoruz. “Yağmur yağmasa, rüzgâr esmese böyle olmazdı” diyoruz.
- ABD ve AB ülkeleri Rusya’ya baskı yapmak için değişik tedbirler uyguluyor. Bu tedbirlerle Rusya ekonomisi zor durumda.
- Petrol piyasasında çöküntü var. Petrol fiyatları beklenenden hızlı geriliyor.
- ABD’nin faiz artırma olasılığı var.
Özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa ve uzun vadeli toplam kredi borcu ekim ayında 210 milyar dolara ulaştı.
Bankalar ve reel sektörün borçlanmasıyla içerideki tasarruf açığını kapatıyoruz.
Cari açığımız, döviz açığımız büyük ölçüde bankaların ve firmaların yurtdışından borçlanarak getirdikleri dövizlerle kapatılıyor.
Bankalar dışarıdan borçlanarak içeride kredi dağıtıyor. Firmalar yurtdışından doğrudan kredi kullanıyor.
Böylece ekonominin çarkları dönüyor.
Türkiye’nin toplam dış borcu yaklaşık 400 milyar dolar. Milli gelirin (GSYİH) yaklaşık olarak yüzde 50’si dolayında.
Toplam 400 milyar dolar dış borcun 210 milyar doları özel sektörün borcu.