Sürdürülebilir siyaset

Abdullah Gül, MNP'den FP'ye kadar uzanan partiler dizisinde sağduyulu isimlerden biridir.
İşte "yenilikçilerin kuracağı parti" için bir söylemi ve ötesi:
"Dünya ve Türkiye gerçeklerinde sürdürülebilir siyaset yapılacaktır."
Bunun anlamı; Ayakların yere basmasıdır.
Küresel ve Türkiye gerçekleri, Erbakan Hoca'nın hayal aleminin yörüngesinde dönen partileri bir süre sonra siyaset tarihinin hurdalığına atıyor.
Daha önceki deneyimler gibi, Hoca'nın işaret parmağını takip ederek gene aynı sakat yörüngeye savrulacak bir partinin artık şansının olmadığı - takiyeciler için ihtiyat payı var - anlaşılmış olabilir.
Küresel bir deyim olan "sürdürülebilir ekonomideki" gibi "sürdürülebilir siyaset" de yol haritasındaki önemli iki işaretten biri...
Bunun ötesi... Mevlana'nın deyişiyle "yeni birşeyler söylemek zamanı" olduğunu anlamaktır.

Abdullah Gül'den bir söylem daha...
"Siyasi parti yöneticilerinin kısa vadeli adımları, partileri uzun vadede tüketiyor. Bunu yapmayacağız."
Neleri mi?
Örneğin...
Erbakan'ın Libya gezisi... Kaddafi karşısında düştüğü durum...
Başbakanlık'ta şeyhlere, mollalara, sarıklılara, takkelilere iftar yemeği...
Atatürk ilkeleriyle gölge kavgası vs...
"İktidara geleceğiz... Kanlı mı kansız mı olur bilemem... Fıstık gibi olacak" gibi cevherler!..
Sincan gösterileri ve bir dizi saçmalık...
Abdullah Gül - kendi deyimleriyle - "yenilikçilerin, daha önce açılmış çukurlara birkez daha düşmeden yola devam edecekleri" görüşünde.
"Her partiden milletvekili katılımlarıyla, karma bir görüntüyle start alınacağını" mesajını veriyor.
DYP'den Meral Akşener, Anavatan'dan Ertuğrul Yalçınbayır adları geçenler... Başka isimler de varmış.

Gene de tartışılıyor: Kapatılan FP, yeni bir parti olarak mı yoksa ikiye bölünerek mi yoluna devam edecek?
Sorunun cevabında anahtar isim, yenilikçilere yakın duran Bülent Arınç gibi görünüyor.
Anayasa Mahkemesi'nin FP davası sürerken, Arınç, "yenilikçiler" diye anılan gruba "FP kapatılırsa sizinle beraber olurum... Ama kapatılmazsa, partimi bırakmayı içime sindiremem" demişti.
FP kapandı...
Ancak... Ateş ve Baş gibi İstanbul milletvekilleri ile bazı belediye başkanları "FP'nin, Arınç'ın başkanlığında tek partiyle devam etmesi gerektiği" görüşündeler.
Tayyip Erdoğan, bu öneriye neden karşı çıkmadı ve "Hoca'ya sorun" formülünü dile getirdi?
Belki... Erbakan ve arkadaşlarına "gördünüz mü? Kendi arkadaşları olan Arınç'ı bile istemediler. Partiyi bölmekte kararlılar" demek şansını vermek istememiş olabilir.
Nitekim... "Arınç'ın genel başkanlığı" önerisine Erbakan'ın cevabı "anlaşılan yeterince eğitilmediniz. Sizi daha da eğitmem gerekecek" oldu.
Bu konuda son söz...
Konuştuğum Arınç, "eğer tek parti olarak devamımızın şartları sağlanmazsa, verdiğim sözü yerine getiririm. Arkadaşlarımla beraber olurum" dedi.

"Nakıs teşebbüs", hukukta sonuç alamayan girişim anlamına gelir.
Kutan'ın dünkü "tek partide birleşelim. Genel başkanı kurucular seçsin" çağrısı, işte böyle bir "nakıs teşebbüs"tür.
Yolların birleşmesi, çok zayıf olasılık.
Şimdi sorun, Recep Tayyip'in yeni partide başkanlık yapıp yapmayacağı...
Kutan'ın "Tayyip cezalı" iddiasının ne denli geçerli olacağı...
Anayasa Mahkemesi'nin 10 Temmuz'dan başlayarak görüşeceği "cezaların ertelenmesi" hakkındaki yasa için yorumu, Tayyip'in yazgısını belirleyecek.