Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye dün kabus gibi bir Çarşamba geçirdi.
Dolar fırladı... Borsa düştü... Faizler yükseldi...
Neden?
Bir dizi sebep var. Sıralayalım:
1- Ülke ekonomilerine not veren Standart&Poor's adlı reyting kuruluşu, Türkiye için "durağan" kaydını "negatife" çevirdi.
Tam da Türkiye'de sorunların aşıldığı ve IMF'nin kredi dilimini serbest bırakacağı günün hemen öncesinde böyle bir tavır, kötü sürpriz...
Türkiye'deki yabancı bankalar, haberi önceden almış olmalılar... "Döviz alımına geçtikleri" söylentisi var.
Dolar füze gibi ateşlendi... Borsa düştü...
Bono faizleri, yüzde 70'lerde olması öngörülmüşken dün akşam itibariyle yüzde 107'ydi.
Türkiye'nin "Euro Bond" denilen bonolarında da dış satışlar hızlandı.
Yani... Yabancılardan kaynaklanan olumsuz bir rüzgar.

2- IMF Başkanı Köhler'in Ecevit'e yazdığı mektupta, "faizlerin bir türlü düşmediğine" işaret edilmekte ve "bu yüksek faizle program uygulamasının çok zorlaştığı" mesajı verilmekte.
"Dünya finans çevrelerinde bunun 'programın artık dağılmış olabileceği' gibi algıladığı" yorumları yapılmış.
"Ekonominin bu yüksek faizlerle belini doğrultmakta çok zorlanacağı kaygısıyla yabancı bankaların TL'den çıkıp dövize geçtikleri" öne sürülüyor.
3- Peki IMF'nin iyimser mesajları neden etkili olmadı?
Çünkü... Dünyada IMF'ye de güven sarsıldı.
IMF ile birlikte yürüyen Arjantin'de şu günlerde başlayan ekonomik bozgun, "domino teorisi" gereği Türkiye'ye güveni de sarsmakta.
4- Hiç yoktan 7 banka ve finans kuruluşuna el konulması, dışarıda tedirginlik yaratmış.
"Ya diğer bazı bankalar da aynı durumdalarsa ve bankacılık sektöründe rahatsızlık sürmekteyse" gibi kuşkular oluşmuş. Gereksiz bir duyarlık.
Gene de bankaların durumuyla ilgili bir açıklama yapılmasında ve dünya finans çevrelerinin aydınlatılmasında büyük fayda var.

5- Nihayet... Bir diğer beklenti izlenimi daha...
"Telekom krizleri", Türkiye'ye çok pahalıya maloldu.
Böylesine büyük faturalar ödeten ve siyasi güven bunalımı yaratan bir bakanın hala görevde kalması, yabancı para piyasalarına büyük kuşku veriyor.
"O zihniyetin yeni krizlere her an sebep olabileceği" kaygısı var.
Çünkü... Görülüyor ki, ekonomi matematik olarak iyi.
Döviz gider ve gelirlerinde Türkiye artıda.
Rezervleri yüksek... Bütçe uygulamaları doğru... İstenen yasalar çıktı.
Ama... Faizler, güven bunalımını yaratan adres nedeniyle bir türlü inmiyor.
Üstelik o yüzden fatura, sağduyulu Bahçeli'nin MHP'sine çıkartılıyor.
6- Washington'da köprü başlarını tutmuş olan kişilerle konuşuyorum.
Onların kanısı; "Ekonomiden Sorumlu Bakan Kemal Derviş'in büyük bir saygınlığa sahip olduğu... Pek çok zorunluğun da onun kişisel etkinliğiyle aşıldığı."
Hükümet, Derviş'in arkasında 3 lideriyle birden durmalı.

Egon Zehnder International şirketi, yeryüzünde 800 kuruluşa "yönetim kurulu oluşturmak" üzere danışmanlık yapmış... 33 ülkede 56 büroyla faaliyet gösteriyor.
IMF, Dünya Bankası ve OECD için de çalışıyor.
En yakın örnek, Yunanistan Finans Bakanlığı'na yaptığı çalışma...
Olimpik Havayolları zarardaymış... Özelleştirildiğinde ölü fiyatına gidecekmiş. O nedenle danışmanlık istemişler. Amaca uygun olarak yönetim kurulu başkanı, genel müdür ve başlıca birimlerin yöneticileri tamamen değiştirilmiş. Şirket kara geçmiş ve çok daha yüksek bir bedelle özelleşmiş.
Böyle başka uluslararası danışmanlık şirketleri de var.
Belki "Telekom'a profesyonel yönetim" alınganlarına bu bilgi deva olur.