Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Taliban, dünyanın 3 büyüğünü birden karşısına aldı.
Taciklere ve Uygurlara destek veriyordu.
O nedenle... Rusya ve Çin'e zaten başağrısıydı.
Bin Laden'i vermemekle, ABD'ye de bir harekatın gerekçesini altın tepside sundu.
ABD, şimdi Rusya'nın arka bahçesi olan devletlerden ve Pakistan'dan gerekli üsleri kullanma olanağına sahip.
Çin de bu operasyonda karşı tavır koymayacak.
Afganistan, eskiden Sovyetler Birliği'ne karşı savaşırken arkasında ABD desteği vardı. Vietnam'ın ise ABD'ye karşı savaşırken desteği Sovyetler Birliği idi.
Bu kez durum çok farklı. Taliban, 3 büyüğe karşı yalnız. Nefes boruları kapalı ve lojistik destekten yoksun.
Tıpkı Körfez Savaşın'daki Irak gibi...
Afganistan'ın yüzde 30'una egemen muhalif güçler de içten vuracak.

Ya diğer terör örgütleri ve onlara destek veren ülkeler?..
Taliban'a ders, bir ibret örneği oluşturmalıdır.
NATO Anlaşması'nın 5.maddesi; "Üye ülkelere dışarıdan bir saldırı olduğunda toplu savunmayı ve karşı saldırıyı" öngörür.
NATO'nun Daimi Savunma Plan Konseyi ve onun alt komiteleri ise nasıl bir plan uygulanacağını, çeşitli aşamalar için hangi ülkelerin hangi görevleri üstleneceğini belirler. Üye ülkelerin alacağı kararlara kılavuzdur.
O nedenle... Türkiye ya da diğer ülkeler, bu kılavuzun dışında kolay kolay karar almazlar.
Türkiye'nin tavrı için yapılan yorumlarda bu gerçeğin iyi bilinmesinde yarar var.
Aslında... Eğer bu madde terör nedeniyle tam işlerse, Türkiye'ye olası terör saldırıları için güvence oluşturacaktır.
İspanya'da BASK ve İngiltere'de İRA da bu çerçevenin içine girebilir.
Türkiye'ye dönük teröre yataklık etmiş ve - bir kısmı - hala eden bazı Avrupa ülkeleriyle Suriye, İran, Irak, Ermenistan için acaba çanlar çalıyor mu?
Sudan, Nijerya, Yemen için de öyle...
Geçmişteki "Yunanistan" ve "APO" örneği de herhalde tekrarlanmaz.

Bu bağlamda... Türkiye'nin "ak" ya da "kara" yerine "gri" bölgede kalması, yararına mı?
Abartılmış bir ihtiyat değil mi?
Bakınız... Fransa Cumhurbaşkanı, İngiltere Başbakanı, Almanya, Rusya, Japonya, hatta Malezya Dışişleri Bakanları Washington'a gittiler.
Türkiye ise, hadiseden 10 gün sonra, nihayet Cumhurbaşkanı'nın yaptığı bir telefon görüşmesi ve Başbakan'ın hayli rötarlı mektubuyla bir mesaj verebiliyor.
Neden Türkiye bu düzeyde orada yok?
Hükümet ortaklarının "taban" hesapları ve "Arap ülkelerini kullanma" kaygıları, tarihe belki de "10 yıl savaşları" diye geçebilecek insani değerler için global tavırda Türkiye boşluğunu doldurmuyor.

Aslında... Usame Bin Laden ve ona bağlı terör örgütleri, başta ABD olmak üzere Batı için hiç de yabancı değil.
Sovyetler Birliği'ne karşı Laden ailesini ve Taliban'ı fonlayan ABD'ydi. Bin Laden'e bağlı terör gruplarının bir kısmı, ABD'de üslenmiş ve ABD subayları tarafından eğitilmişlerdir.
O zaman hedef; "Afganistan'daki Sovyetler Birliği işgalini kırmak"tı.
Şimdi ise bu eski ittifakın tarafları karşı karşıya.
Eski düşmanlar Rusya, ABD ve Çin aynı blokta.
"Küresel politikada ebedi dostluklar ve ebedi düşmanlıklar yoktur. Ebedi yararlar vardır."
Şimdi büyük güçler ve onların etrafında diğer ülkeler, teröre karşı bir mücadele ağı oluşturuyorlar.
Geçmiş hesapları, duygusal birikimleri, sağ ve sol saplantıları bir yana bırakabilmeliyiz.
Bu ağın içinde olabildiğince etkin yer almalıyız.
21.yüzyıl savaşlarının tarafları; İnsani değerler ile "yeni çakallar" diye anılan terör olacak.
"Gri" bölgeden çıkıp saflarımızı daha net şekilde ortaya koymalıyız.