<#comment>#comment>Bazen en sade formül, en etkin çözümdür.
"İsmail Hakkı Alptürk, Telekom Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinin birinden istifa etse, düğüm çözülmez mi?"Ne IMF dayatması, ne hükümetin ulusal onur ödünü...Alptürk'ün ulusuna karşı kişisel sorumluluk duygusu.
Bu formül, giderek daha genişleyen bir çevrede paylaşılmakta.
Çünkü... Türkiye ekonomisi bu kilitlenmenin sürmesini taşıyamaz.
Böylesine zorlu bir ortamda Alptürk'ün kendiliğinden çekilmesi, akılcı formül görünüyor.
Fatih Terim, maç öncesi soyunma odasında futbolcularına şöyle seslenirdi:
En uçlarda olan ikisini yansıtayım... "IMF'yi yeni bir anlaşmaya zaten zar zor razı etmiştik. Şimdi yumrukluyoruz.IMF, tıpkı daha "nce Çin'de ve Rusya'da yaptığı gibi 'ne haliniz varsa g"rün' deyip çekilebilir." Diğer uçtaki senaryo ise şuydu: "IMF kredi hacminin yüzde 25'ini Türkiye'ye ayırdı. Bu kadar büyük riski üstlenemez. Bir fiyaskoyu taşıyamaz." Ne o, ne bu...Doğru olan senaryo, zorlu süreçte birlikte yürümek zorunluğudur. IMF başarısız anlaşmalarla yıprandı. "Modası geçmiş y"ntemler kullanmak, ekonomileri batırmakla" suçlanıyor. Şubat krizinden sonra o nedenle Türkiye gibi bir sabıkalı ekonomiyle, ateş hattına bir kez daha çıkmak istemiyordu.šstelik... IMF' nin g"lgedeki patronu sayılabilecek ABD de Türkiye' ye yeniden kredi açılmasına sıcak bakmıyordu. Derviş, daha ilk günlerden bu manzarayı iyi yorumlamıştı. "Sorunu Almanya ve Fransa üzerinden ç"zebileceğini" sezmiş, o yoldan yürümüştü. ABD' yi razı eden, G - 7' ler toplantısında Almanya ve Fransa oldu. İngiltere de bastırdı. Türkiye ile IMF arasında bir buçuk ay en ince ayrıntılara kadar yol haritası saptandı.Sonunda 18.anlaşma imzalandı. Türkiye dosyası, b"ylece artık IMF için bir "itibar
<#comment>#comment>Dün Ankara'da IMF senaryoları konuşuluyordu...
En uçlarda olan ikisini yansıtayım...
"IMF'yi yeni bir anlaşmaya zaten zar zor razı etmiştik. Şimdi yumrukluyoruz.IMF, tıpkı daha önce Çin'de ve Rusya'da yaptığı gibi 'ne haliniz varsa görün' deyip çekilebilir."Diğer uçtaki senaryo ise şuydu:
"IMF kredi hacminin yüzde 25'ini Türkiye'ye ayırdı. Bu kadar büyük riski üstlenemez. Bir fiyaskoyu taşıyamaz."Ne o, ne bu...
Doğru olan senaryo, zorlu süreçte birlikte yürümek zorunluğudur.
IMF başarısız anlaşmalarla yıprandı.
Yeni s"ylem şu: "Bıçak değil jilet sırtında..." Ve bu duyarlı ortamda tartışılıyor... IMF bağlamında "bir ülkenin ekonomisine karışmanın sınırları nedir?" Bir "rnek... Dünyanın en büyük ekonomik evliliği açıklandı. General Electric ile Honeywell' in birleşmesinin mali portresi 42 milyar dolar. Ancak... AB, bu birleşmeye "tekelleşme" ve "AB firmaları aleyhine haksız rekabet" gerekçesiyle karşı çıktı.Evliliğe çelme takıldı...Bir başka "rnek... Eski Cumhurbaşkanı Miloseviç, Lahey Savaş Suçluları Mahkemesi' nde yargılanmak üzere Belgrad y"netimi tarafından teslim edildi.Karşılığı, IMF'den 1 milyar 500 milyon dolarlık kredi... Birincisi, dünyanın süper büyüğü ABD... İkincisi ise dünyanın en zayıf sayılabilecek ülkelerinden biri...Yani... "Büyüklük" ya da "küçüklük" sorunu değil.Bu açıdan bakılırsa, IMF' nin Türkiye' ye tavırları - belki - daha farklı bir mercek altında g"rülebilir mi? Türkiye' de ekonomi bıçak sırtında mı? Onur sorunu Fakat gerçekler de g"zardı edilmemeli. IMF ile anlaşmayı 17.kez de dibe vurdurduktan sonra 18.kez kapıyı çalan Türkiye'dir.IMF' nin verdiği en büyük para desteklerinden birini isteyen ve IMF ile - Telekom'un profesyonellerin
İşte "yenilikçilerin kuracağı parti" için bir s"ylemi ve "tesi: "Dünya ve Türkiye gerçeklerinde sürdürülebilir siyaset yapılacaktır." Bunun anlamı; Ayakların yere basmasıdır. Küresel ve Türkiye gerçekleri, Erbakan Hoca' nın hayal aleminin y"rüngesinde d"nen partileri bir süre sonra siyaset tarihinin hurdalığına atıyor.Daha "nceki deneyimler gibi, Hoca' nın işaret parmağını takip ederek gene aynı sakat y"rüngeye savrulacak bir partinin artık şansının olmadığı - takiyeciler için ihtiyat payı var - anlaşılmış olabilir.Küresel bir deyim olan "sürdürülebilir ekonomideki" gibi "sürdürülebilir siyaset" de yol haritasındaki "nemli iki işaretten biri...Bunun "tesi... Mevlana' nın deyişiyle "yeni birşeyler s"ylemek zamanı" olduğunu anlamaktır. Abdullah Gül, MNP' den FP' ye kadar uzanan partiler dizisinde sağduyulu isimlerden biridir. Akıl takvimi "Siyasi parti y"neticilerinin kısa vadeli adımları, partileri uzun vadede tüketiyor. Bunu yapmayacağız." Neleri mi? ™rneğin... Erbakan' ın Libya gezisi... Kaddafi karşısında düştüğü durum... Başbakanlık' ta şeyhlere, mollalara, sarıklılara, takkelilere iftar yemeği... Atatürk ilkeleriyle g"lge kavgası vs... "İktidara
<#comment>#comment>Abdullah Gül, MNP'den FP'ye kadar uzanan partiler dizisinde sağduyulu isimlerden biridir.
İşte "yenilikçilerin kuracağı parti" için bir söylemi ve ötesi:
"Dünya ve Türkiye gerçeklerinde sürdürülebilir siyaset yapılacaktır."Bunun anlamı; Ayakların yere basmasıdır.Küresel ve Türkiye gerçekleri, Erbakan Hoca'nın hayal aleminin yörüngesinde dönen partileri bir süre sonra siyaset tarihinin hurdalığına atıyor.
Daha önceki deneyimler gibi, Hoca'nın işaret parmağını takip ederek gene aynı sakat yörüngeye savrulacak bir partinin artık şansının olmadığı - takiyeciler için ihtiyat payı var - anlaşılmış olabilir.
Küresel bir deyim olan "sürdürülebilir ekonomideki" gibi "sürdürülebilir siyaset" de yol haritasındaki önemli iki işaretten biri...
Bunun ötesi... Mevlana'nın deyişiyle "yeni birşeyler söylemek zamanı" olduğunu anlamaktır.
Mitolojiye g"re; "Tanrılar, Sisifos'u büyük bir kayayı dağın tepesine çıkarmaya mahkum etmişlerdir. Kan ter içinde dağın tepesine her çıkarışında, kaya geriye yuvarlanır. Sisifos, kayayı yeniden iterek dağın tepesine çıkarmak için o bitmeyecek uğraşısına birkez daha başlar.™mür boyu b"yle sürer."Türkiye insanı, Sisifos olmaya layık mı? IMF kayasını 18 kez, kan ter içinde, yoksulluk, fedakarlıklarla ittik.Her defasında kaya yeniden üstümüze yuvarlandı. Türkiye insanının acılar, işsizlik, vergiler, fedakarlıklarla "rülmüş IMF serüvenleri, Sisifos'un kayasını andırıyor. Gündemden düşmek Yani... Kaygı duyulan şey oldu. "IMF toplantısından Türkiye maddeleri çıkarıldı." Nedeni; "Telekom y"netimine kuşku ve bankacılık alanında eksiklikler..."Telekom y"netimi için tavır, sürpriz oldu.Ama... Emlakbank'ın tasfiyesine ilişkin yasanın Cumhurbaşkanı tarafından hala imzalanmaması nedeniyle olumsuz tavır beklentisi zaten vardı. "Derviş'in işaretler aldığı ve uyarılar yaptığı" yolunda duyumlar olmuştu. Başbakan Bülent Ecevit de bunu "Çankaya'ya bir mesaj" olarak iletmiş, hatta medyaya yansıtmıştı. Cumhurbaşkanı Sezer' in "yasanın onaylanması için süre baskısı yapılmaması"
<#comment>#comment>Türkiye insanının acılar, işsizlik, vergiler, fedakarlıklarla örülmüş IMF serüvenleri, Sisifos'un kayasını andırıyor.
Mitolojiye göre; "Tanrılar, Sisifos'u büyük bir kayayı dağın tepesine çıkarmaya mahkum etmişlerdir. Kan ter içinde dağın tepesine her çıkarışında, kaya geriye yuvarlanır. Sisifos, kayayı yeniden iterek dağın tepesine çıkarmak için o bitmeyecek uğraşısına birkez daha başlar.Ömür boyu böyle sürer."Türkiye insanı, Sisifos olmaya layık mı?
IMF kayasını 18 kez, kan ter içinde, yoksulluk, fedakarlıklarla ittik.
Her defasında kaya yeniden üstümüze yuvarlandı.
Bu kez kayadan önce Türkiye, IMF toplantı gündeminden düştü.