Bazen en sade formül, en etkin çözümdür.
"İsmail Hakkı Alptürk, Telekom Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinin birinden istifa etse, düğüm çözülmez mi?"
Ne IMF dayatması, ne hükümetin ulusal onur ödünü...
Alptürk'ün ulusuna karşı kişisel sorumluluk duygusu.
Bu formül, giderek daha genişleyen bir çevrede paylaşılmakta.
Çünkü... Türkiye ekonomisi bu kilitlenmenin sürmesini taşıyamaz.
Böylesine zorlu bir ortamda Alptürk'ün kendiliğinden çekilmesi, akılcı formül görünüyor.
Fatih Terim, maç öncesi soyunma odasında futbolcularına şöyle seslenirdi:
"Şimdi değil de ne zaman?"
Dünkü ekonomide çöküş manzaraları, sonunda Alptürk için de geçerli bir seslenmiştir.
Dün Alptürk'le bu sorunu paylaştım.
Mesleğe en alt kademeden mühendis olarak başlamış... Tırnaklarıyla tırmanmış... Adı çamura bulaşmamış bir kişiye "istifayı sormak" kolay değildi.
Alptürk devlet memuru.
Resmi konuşmaları elbette o disiplin çerçevesinde oldu. "Hükümetin emrindeyim" gibi...
Ama... İzlenimlerimi yansıtabilirim.
Son derece üzgün... İstifa formülünü, o da ilk günlerden itibaren pek çok kez kafasının içinde evirmiş çevirmiş olmalı.
Ancak... "Bu sorunun kendisini çok aştığı" görüşünde.
Politikayı hükümet çiziyor.
Sezilerime göre, ona "kendiliğinden çekilsen iyi olur" denilirse, derhal gereğini yerine getirebilir.
Hatta onu "günah keçisi" olarak gösteren tavırlar sürerse, hükümete duygularını açıp "uygun görülürse çekilmek istediğini" de söyleyebilir.
Karşılaştığı her insanın göz bebeklerinde "Türkiye'nin 3 milyar dolarına ve geleceğine engel olan adammış gibi" yargılar okumak, yıpratıcı...
Umut Öztürk'ün "Milliyetçilik Kuramları" adlı kitabından birkaç satır...
"Vatan için ölmek hoş ve yerinde bir davranıştır."
Peki neden?
Cevabı Bauer veriyor:
"Ulus, bir yazgı topluluğudur."
İşte milliyetçilik merceğinden bir bakış.
Kendimizi aşmak, bunu vatan için yapmak, illa fiziki ölüm değil siyasette ya da mesleki kariyerde de fedakarlık...
Bütün bunların gerekçesi, ulusun ortak yazgısını paylaşmak sorumluluğu...
Ulusun, ülkenin, devletin geleceği ortak yazgıdır.
Tütün Yasası'nın iptaline gelince...
Şu duyarlı günlere rastlaması gerçekten talihsizlik.
Ama... Çankaya'da inceleme süresinin sonlarına gelinmişti.
Keşke yasa çok daha önce çıkmış olsaydı.
Sezer'in, hukuk gereklerini yerine getirmesi doğaldır.
Kaldı ki... Hükümet Telekom sorunu çıkarmasaydı, "veto kararı" IMF toplantısı yapılıp, kredi dilimi serbest bırakıldıktan sonra açıklanmış bulunacaktı... Artık krediler etkilenmeyecekti.
Aslında Telekom için bir ara çözüm bulunursa "hükümetin siyasi iradesini, Tütün Yasası için ortaya koyduğu ama Çankaya'ya takıldığı" IMF'ye izah edilebilir.
Ve Meclis açılınca Cumhurbaşkanı'nın kaygılarını yansıttığı konular bertaraf edilerek Tütün Yasası yeniden çıkarılabilir.
Ortak bir sağduyuya ihtiyacımız var.
Bu sağduyunun üreticisi hükümet olmalı.