AP (Associated Press) “pandeminin kökenleri” için DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) ve Çin ortak raporundan “sızıntılar” yayımladı.
Yeni bir şey yok...
“Virüsün yarasalardan başka bir hayvan aracılığıyla insanlara bulaşmasının en olası senaryo olduğunu” tekrarlıyor.
13 DSÖ uzmanı, -araştırmalarında- Çin’in “adam adama markajı” altındaydı.
Raporun yazılması sürecinde baskı daha da yoğunlaşarak sürdü.
“Pandemi sorumluluğunun Çin’e yüklenmesini” önlemek için sayıları 30 ile 60 arasında değişen ve ne bilim adamı ne de doktor olan Çin tarafı, iki kez raporun yayımlanmasını da engelledi.
Sonuç...
DSÖ ekibinin başkanına göre “virüsün kökenini bulmak belki de yıllar alacak... Ve... Bütün olasılıklar da masanın üstünde...”
Süveyş Kanalı’nı dünyanın en yüksek binalarından Empire State Building ya da Eyfel Kulesi uzunluğunda bir konteyner gemi tıkadı.
Bu dev gemiyi yüzdürmek ve kanalı yeniden trafiğe açmak için yoğun çalışmalar sürüyor.
...................
Mısır Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıyken Süveyş Kanalı’nın inşaatı 1859’da başladı.
10 yıl sonunda proje tamamlandı.
Bir buçuk milyon işçi çalıştı.
Maliyeti düşürmek için her 10 ayda bir 20 bin Mısır köylüsü askere alınıyor ve ücretsiz olarak kanal kazıyorlardı.
Dünya deniz ticaretinin yüzde 10’u bu kanaldan geçen gemilerle gerçekleşiyor.
Türkiye’de tartışılan İstanbul Sözleşmesi AB’yi de bölmüş durumda.
Altı AB üyesi ülke İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamadı.
Polonya’nın da sözleşmeyi feshederek bu gruba katılması yakın...
Bu “karşı ülkeler” nedeniyle “Avrupa Birliği de İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayamadı.”
Çünkü...
Üye ülke liderlerinin oy birliği gerekmekte.
Avrupa Parlamentosu’nun gündeminden de bu bölünmüşlük nedeniyle “İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması” sürekli dışlanmakta.
Dahası...
AK Parti’nin 7. kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan “2053 yılını” hedef gösterdi.
Daha önce “2071’e de Türkiye’nin AK Parti iktidarıyla uluşacağı” mesajını vermişti.
Gerçekleşmesi çok zor hedefler...
Ama...
Bunlar “siyasi maraton” iddialarıdır.
Demokrasilerde örnekleri var.
JAPONYA ÖRNEĞİ
Pandeminin yaşamımıza getirdiği “eksiler” arasında bir yenisi daha...
Bilim adamları buna “beyin sisi” adını koydular.
Kovid-19’u hafif geçirenlerden bazıları birkaç ay sonra “aşırı yorgunluktan, güçsüzleşmekten, konsantrasyon azalmasından” şikâyetçiler.
Baş ağrısı, geçici koku kaybı da görülebilmekte.
................
Ancak özellikle “konsantrasyon bozukluğu” daha çok rastlanan bir semptom.
Örneğin...
“Pandemi sürecinde çalışma hayatının olmazsa olmazı online konferansları takip etmekte zorlanmak...
İstanbul Sözleşmesi’nin feshi bağlamında “kadın- erkek eşitliği” tartışması bir kez daha gündemde.
................
Aslında...
Bu noktaya varabilmek binlerce yıllık zihniyet evriminin sonucudur.
Antik çağlarda kadınlar, birey olarak vatandaşlık haklarının hiçbirinden yararlanamıyordu.
Toplum tarafından çoğunlukla ezilmekteydi.
Antik Yunan’da yöneticiler, soylular ve toprak sahipleri sadece erkeklerdi.
Köleler, metresler, oğlanlar ve fahişeler erkeğin hizmetine sunulmuştu.
Sınırın Suriye tarafından Kilis’e iki roket atıldı.
Neyse ki can kaybı yok ama uzunca süredir bir “ilk” oluşturması bakımından ciddi soru işareti.
................
Suriye kaosunun 10’uncu yıl dönümünde bu “jeopolitik girdapta” Türkiye için yeni bir kara tezgâh mı?
Gerçekten Suriye “Rusya, ABD, Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri ile İsrail’in ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinin” bulunduğu bir jeopolitik girdap...
Suriye’de “Arap Baharı” kıvılcımları 10 yıl önce uçuşmaya başlamıştı.
“Özgürlük” istiyorlardı.
Şiddet içermeyen, barışçıl ve demokratik gösterilerdi.
ÜBİYAD “Üretken Bilge Yaşlılar Derneği...”
Bu derneği “Yaşlılar Haftası” bağlamında öğrendim.
Pandemiyle birlikte Türkiye’de ve dünyada kendilerini “ötekileştirilmiş” hisseden 65 yaş ve üstü için çok önemli bir girişim.
Türkiye’de 10 milyonu aşkın 65 yaş üstü insanımız var.
Nüfusun yüzde 13’ü dolaylarında...
Kovid-19’la birlikte 1 yılı aşkın süredir evlerine kapanan /kapatılan, kendilerini bir bakıma “ayrışmış” hisseden “65+” nesil için bu bir ışık.
Yeniden güneşi görmek gibi...