Dün, tarihin ilk atom bombasının babası ABD’li bilim insanı Robert Oppenheimer’in dönemin başkanı Truman’a “Ellerim kanlı” dediğini yazmıştım.
Başkanın da “Yıkarsın, geçer” cevabını…
Hatta -rivayete göre- “ellerini silmesi için bilim adamına mendilini uzattığını” da…
Oppenheimer Beyaz Saray Oval Ofis’te Başkan Truman’ı “hidrojen bombası yapımından vazgeçirmeye” çalışmış, başaramamıştı.
Ukrayna nedeniyle “Rusya’nın taktik nükleer silah kullanma olasılığı” konuşulurken, bu hafta sonu “Oppenheimer’in hayatını konu alan” film de gösterime giriyor.
Ve…
Yazıya devam…
21 Temmuz’da gösterime girecek Oppenheimer filmi için biletler “ön satışa” çıkarıldı.
Yazın ortasında sinema salonları -neredeyse- boşken bir Hollywood filminin vizyona girişi ve biletlerinin “ön satışa” sunulması ilginç…
………………….
Ukrayna Savaşı bağlamında “Rusya’nın nükleer silah kullanma olasılığı” nedeniyle bu yazı senaryonun dayandırıldığı kitap ve film için.
………………….
Yıl 1946…
Beyaz Saray,
Oval Ofis…
İzin sürecini delen bir yazı daha…
……………..
Rusya lideri Putin 23 Haziran’daki olayların ardından Wagner’in patronu Prigojin ve 34 adamını kabul etti.
Özenle gizli tutulan bu kabulde Putin onlara iltifatlarda bulundu.
“Kahramanlıklarını, vatanseverliklerini” övdü.
Rusya halkı ve dünya kamuoyu “Prigojin’in Belarus’ta eski bir askeri üsse sürüldüklerini” sanırken meğer Prigojin ve 34 komutanı Başkan Putin tarafından ağırlanmışlar.
Haber, sonraki günlerde medyaya sızdı.
Kremlin’in basın sözcüsü Peskov tarafından da doğrulandı.
İzinliyim ama kaşındım, yazmayı özlemişim.
İzin Anayasa değil ki…
Bir kez ya da arada delmelerle bir şey olmaz.
Hadi başlayalım…
……………….
Ukrayna Başkanı Zelenskiy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek üzere İstanbul’a geldi.
“Tahıl koridoru” uygulamasının uzatılması dahil, ciddi sorunların yanı sıra, “Putin’in Ukrayna’da taktik nükleer silah kullanma olasılığı” gündeme geldi mi bilinmiyor.
Nükleer serpintilerle zehirlenirse Ukrayna tahıl koridorunun kıymetiharbiyesi ne olur ki!..
Rusya Devlet Başkanı Putin, son Çar II. Nicola’nın “içeriden ihanete uğramış olmasına” gönderme yaptı.
Sokakta sosis satan bir adi suçludan milyarder paramiliter ordu komutanlığına kadar yükselişini sağladığı Prigozhin’le paralel kurdu.
Prigozhin’in “kendisini sırtından hançerlediğini” söyledi.
Bir bakıma kendisiyle son Çar II. Nicola arasında “özdeşlik” kurdu.
Bu durumda devreye bir isim daha geliyor.
Papaz Rasputin…
Son Çar’ın ve ailesinin Saray’daki gözdesi ve “gölgedeki egemen” Rasputin’in “gizli güçleri olduğuna” inanılırdı.
“Şifacı”
Rusya Devlet Başkanı Putin kendi yarattığı paralı Wagner paralı askerler gücü Moskova’ya yürürken 5 dakikalık bir TV konuşması yaptı.
Wagner’in başındaki Prigozhin’i “hain” ilan etti “Cezalandırılacaklar” dedi.
Ve ortadan kayboldu.
Bilinen tek şey, “Putin’in iki Başkanlık jetinin kısa aralarla Moskova’dan havalandığı ve St. Petersburg’a uçtuğu…
Ancak…
Daha bu kentin üzerindeyken iletişimin sıfırlandığı.”
………………….
Dünkü yazıda ABD’yi sarmakta olan “büyük ikame” endişe dalgasını yazmıştım.
Amerikalı “beyaz nüfusun siyahlar, sarı ırk denen Uzakdoğulular, Hintli ve Pakistanlılar ve Müslümanlar tarafından geçileceği” kaygısını pompalayan “büyük ikame (great remplacement)” teorisine inananların oranı tırmanışta.
Yerkürenin diğer coğrafyalarında da bunun örneklerini yaşadık.
Yeni Zelanda’da cuma namazından çıkan Müslümanların taranışı, Norveç’te bir yaz kampında bir gencin çocukları tarayışı, Yahudilere saldırılar ve daha birçok örnek.
Ancak başı Avrupa çekiyor.
“Le Grand Remplacement (Büyük İkame)” adlı kitap ırkçı sağın “İncil’i” diye anılıyor.
Yazarı Renaud Camus şato gibi büyük ve tarihi bir yapıda oturuyor.
Avrupalıları, hatta dünyayı etkiliyor.
Dünya medyası iki deniz faciası olayına odaklanmış bulunuyor.
Biri…
İçindeki milyarderlerle batık Titanik’e dalan “Titan”ın dramı…
Diğeri 14 Haziran sabahı 600’e yakın çocuk, kadın ve erkeğin denizde yaşamını yitirdiği “kaçak göçmen teknesinin batışı” bağlamında “insanlık utancı…”
Dünya basını birincisini “milyarderler hobisi” diye etiketliyor.
İkincisinde ise gene “milyarderler hobisi” devrede ama bu kez “kurtarıcı” başrolünde.
Şöyle ki…