Dünkü yazıda ABD’yi sarmakta olan “büyük ikame” endişe dalgasını yazmıştım.
Amerikalı “beyaz nüfusun siyahlar, sarı ırk denen Uzakdoğulular, Hintli ve Pakistanlılar ve Müslümanlar tarafından geçileceği” kaygısını pompalayan “büyük ikame (great remplacement)” teorisine inananların oranı tırmanışta.
Yerkürenin diğer coğrafyalarında da bunun örneklerini yaşadık.
Yeni Zelanda’da cuma namazından çıkan Müslümanların taranışı, Norveç’te bir yaz kampında bir gencin çocukları tarayışı, Yahudilere saldırılar ve daha birçok örnek.
Ancak başı Avrupa çekiyor.
“Le Grand Remplacement (Büyük İkame)” adlı kitap ırkçı sağın “İncil’i” diye anılıyor.
Yazarı Renaud Camus şato gibi büyük ve tarihi bir yapıda oturuyor.
Avrupalıları, hatta dünyayı etkiliyor.
Büyük yazar Albert Camus ile bir akrabalığı yok.
Sadece soyadı benzerliği…
Kitapları çok satıyor, zengin beyaz Avrupalı bir asil gibi yaşıyor.
TEMELLERİ DAHA ESKİ
Aslında bu akımın temelleri daha önce atılmıştı.
1960’ların sonu ve 1970’lerin başında Alain de Benoist’nın “Nouvelle Droite (Yeni Sağ)” hareketiyle birlikte Fransa’da Jean-Marie Le Pen’in “Ulusal Cephesi” tırmanışı kilometre taşıydı.
Küresel olarak “güney yarımküreden gelen göçmenlerin Avrupa’yı işgal etmekte olduğunu” iddia eden bir ırkçı senaryo tutmuştu.
Jean Raspail’in bir romanı bu senaryoyu işliyordu.
Renaud Camus ise bunu “Müslüman göçmen dalgalarının Avrupalı nüfusu azınlıkta bırakacağı” iddiasıyla teori haline getirdi.
Avrupalı olmayanları “sömürgeciler” olarak yorumladı.
Neonazi lideri David Lane’nin “beyaz soykırım” satırlarını dün yansıtmıştım.
KİMLİKÇİ HAREKET
Artık Avrupa çağında “etno-milliyetçi” ve göçmenlik karşıtı politikalar
“kimlikçi hareket” olarak bir çatı hareketinde birleşti.
Merkezinde de “büyük ikame teorisi” yer alıyor.
Avrupalı uluslara “uygarlık felaketi” anonsları yapılıyor.
Avrupa ülkelerinin “daha yüksek
suç oranı ve artan etnik çatışmalar sonunda beyaz azınlıklı başarısız devletlere dönüşecekleri” yolunda
beyin yıkaması yoğun.
Hatta olası “iç savaşlardan” da söz edilmekte.
ANA AKIM
Kimlikçi hareket Avrupa’nın merkez sağına da sarkarak ana akıma dönüşme potansiyelini göstermekte.
Son Fransa Cumhurbaşkanı seçimlerinde aşırı sağcı aday Eric Zemmour göçmen karşıtı söylemlerin en yükseğini yansıtıyordu.
Oyları yüzde 7’de kaldı ama babasından bayrak alan Marine Le Pen’in de - köşelerini törpülemiş olsa bile-
aşırı sağ oylardaki aslan payını da
bu orana ekleyin.
Fransız halkının yüzde 67’si artık “büyük ikame” konusunda endişeli.
………………….
İtalya’da aşırı sağın iktidara geldiğini hatırlayalım.
Macaristan’da Viktor Orban da öyle.
Dördüncü kez kazandığı seçimden sonra Orban TV’de şöyle dedi.
“Büyük Avrupa nüfus ikamesinde bir intihar girişimine müdahale ettim. Avrupalı Hristiyan çocukları için mücadele ediyorum.”
Bir hafta sonra da Muhafazakâr Siyasi Eylem Komitesi’nin Budapeşte özel toplantısında “büyük ikame” tehlikesine karşı Avrupalı nüfusun azınlığa düşmemesi için “Kürtaj yasağı getirelim, Amerika da bunu yapsın” önerisini dile getirdi.
TARİHTEN YAPRAKLAR
BM verilerine göre, 2019’daki uluslararası göçmen sayısı 272 milyondu.
Dünya nüfusunun yüzde 3.5’ydi.
2023’te bu sayı ve oran çok daha yüksek.
Savaş, şiddet, eşitsizlik, iklim krizi, ekonomik çöküşler gibi nedenlerle göç dalgaları tsunamiye dönüştü.
Tarihteki göç dramları da kaygıları artırıyor.
Bir örnek vereyim…
Sümerler 7-8 bin yıl önce
Mezopotamya’ya yerleşerek
yüksek bir uygarlık kurmuşlardı.
Halkı rahat ve varlıklı yaşam sürüyordu.
Biraz da tembelleşmişti.
Çünkü günümüzden 4 bin 500 yıl önce Akad diye adlandırdıkları kavmin insanları Sümer kentlerinde çalışmak
için akın akın gelmeye başladılar.
Bir kısım Sümerler karşı çıksa da diğerleri ucuz ve kolay işçilik gözüyle baktıklarından onlara göz yumuyorlardı.
Ancak…
150 yıl içinde işler değişmeye başladı.
Akadlar çoğunluğa geçmişlerdi.
Kentleri yakıp yıkıyorlardı.
Sümerleri öldürüyor, iktidarı ele geçiriyorlardı.
Sümerlerin son günlerinde bir bilge “kil tablete” şöyle yazmıştı.
“FARK EDEMEDİK, GEÇ KALDIK. BU VAHŞİLER HEPİMİZİ YOK EDECEK. BİZDEN SONRA GELENLER BUNLARI OKURSA BELKİ DERS ALIR.”
Ve Sümer devleti yıkıldı.
Akadlar Sümer uygarlığının
üstüne çöktü.
………………
Kaynak Sümerolog-tarihçi, bilim insanı Muazzez İlmiye Çığ eserleri…
……………….
Not:
Sümerler Türk kökenli bir kavim.
Akadlar Sami kökenli.
………………..
Gene tarihten bir örnek daha…
Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışındaki sebepler arasında “göçler” de yer almaktadır.
HIÇKIRIK
Irkçılığın tırmanışı tarihinde bir kez daha yaşanmakta olan “hıçkırık süreci” diye de algılanmakta.
İnsanlık sağduyusunun daha öncekiler gibi bu hıçkırığı da aşacağı görüşünü savunanlar çoğunlukta.
Irkçılığı pompalayan tarihin “uçucu yetenekleri”, yani teorisyenleri “uçucu fikirler” üreterek ölümcül bir kokteyl yaratıyorlar.
Tadanlar daha öncekiler gibi bunu da bir süre sonra ellerinin tersiyle itecekler.
Şimdilik popüler liderler tarafından servis edilse de uçucu yeteneklerin ürettikleri uçucu lezzetlerin ömrü insanlık tarihinde bir hıçkırık olmaktan ileri gitmez.
Daha önce İkinci Dünya Savaşı faşizme karşı mücadeleydi.
İnsanlık gerekli dersi almış olmalı.