2 Kasım’da bu köşede şöyle yazmışım:
Yerel seçimde ittifak görüşmeleri için AK Parti’nin ayak sürüdüğü gibi bir algı üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Yerelde ittifak yok” diye noktayı koyarak ilk hamleyi yaptı.
Ama...
Ardından gelen “Gökçek hamlesi” bakın hangi seçeneklere uzanıyor.
Gökçek olmasa, sırada MHP’nin heybesinde başka hamleleri var.
Örneğin...
İstifa ettirilen, başta Balıkesir olmak üzere birkaç büyük kentin AK Partili -eski- belediye başkanlarına da MHP el atabilir mi?
RUSYA Dışişleri Konseyi’nden Türkiye uzmanı Timur Ahmetov bakın ne diyor?
Türkiye Rusya için çok önemli bir partner.
Ancak...
Belirtmek gerekir ki Ankara zor ve her zaman kendi politikasını uygulayan bir partner.
Bu nedenle illüzyona kapılmamalıyız.
Çıkarlarımızı karşılıklı olarak teyit etmeli ve ABD’den giderek daha bağımsız hale gelen Türklerle uzlaşmaya çalışmalıyız.
Dünyanın iki süper büyüğünden Rusya tarafından Türkiye’nin böyle okunması çok önemlidir.
“Türkiye’den tek taraflı ve dayatmacı isteklerde bulunmanın sonuç sağlamayacağının anlaşıldığı”
ŞEFFAF Oda’da bu hafta konuklarım iki başarılı genç. Biri oyuncu, diğeri şarkıcı.
Burcu Biricik ve Can Gox. Burcu Biricik’in “Her Şey Seninle Güzel” adlı filmi vizyonda... Çarşamba gecesi İstanbul Soho’daki özel gösteriminde izledim, güzel akan, hoş bir film.
“My best friends wedding” uyarlaması.
Deniz, başarılı kariyeri olan genç bir kadın. Deniz’in içindeki tek yara, eski sevgilisi Emre (Mert Fırat) ile yollarını ayırmış olmak
Bu genç adam, Deniz’in hâlâ hayatının aşkı...
Ama Emre evlenmek üzeredir. Mücadeleye girişir. Hayatının aşkını kaybetmek istemeyen kadın soluğu İzmir’de alıyor.
Her Şey Seninle Güzel filminin özel gösteriminde Burcu Biricik’le...
Suudi Başkonsolosluğu’nda “Kaşıkçı’nın cesedi 15 parçaya bölünmüş!”
Nereden biliniyor?
Aşağıdaki satırları bu “15 parça” vahşetinin ruh haliyle yazdım.
...........................
Kaşıkçı cinayetinde “ikinci dalga...”
Türkiye yargısının elinde “ikinci ses kaydı...”
İlk açıklanan kayıt vahşi cinayet sırasında alınmıştı.
7 dakika süren boğma...
CEMAL Kaşıkçı cinayeti bağlamında, “Hukuksuzluğa karşı hukuk mücadelesinde hukuksuzluk mu galip gelecek?”
Ceza hukuku profesörü (Barolar Birliği Başkanı) Metin Feyzioğlu’na sorularımı ve aldığım cevapları yansıtayım:
...........................
- S: “Suudi Arabistan Başsavcısı İstanbul’a gelip Cemal Kaşıkçı cinayetine karışan 18 kişiden 5’i için idam istedi...
Yargı sürecini başlattı. Bu durumda Türkiye yargısı devre dışı mı kalıyor?”
- M.F: “İdamı istenenler Suudi vatandaşıdır. Vatandaşlık hukukuna göre Suudi Arabistan ‘Benim vatandaşım, ben yargılayacağım. Suçluysa cezasını ben vereceğim’ deme hakkına sahiptir.
Buna karşılık Türkiye de onları yargılayabilir.
Ama Suudi Arabistan ‘Vermiyorum’ derse Türkiye’nin yapabileceği bir şey yok. Suçun kendi topraklarında işlenmiş olması nedeniyle Türkiye yargısı yetkilidir. Suçu işleyenler Suudi vatandaşı oldukları için ise Suudi yargısı yetkilidir.
7 dakika süren vahşi bir cinayet...
7 dakika boyunca korkunç sesler...
7 dakika süren boğarak öldürme...
Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolos-luğu’nda boğularak öldürülmesi 7 dakika sürmüş.
Ses kayıtları o dehşet dolu 7 dakikayı ortaya koyuyor.
Sinema filmi falan değil.
Bir gazeteci, bir uluslararası aydın, etiyle kemiğiyle canlı bir insan boğularak öldürülüyor.
Canını kurtarmak istiyor, boğuşuyor, debeleniyor bu arada katilin ya da katillerin sesleri...
Fesli Kadir Mısıroğlu’nun kimliğini, kendi söylemleri ortaya koyuyor.
“Anadolu’da keşke Yunan kalsaydı” diye özetlediğim mesajı...
Yalanlamadığı “10 Kasım’da kenefe gidin” gibi bir hezeyan...
Yazarken Kurtuluş Savaşımız, millet hakimiyetine dayalı Cumhuriyetimiz, bunların mimarı Yüce Atatürk’ümüz adına utanç duyuyorum.
......................
Bu “Fesli”ye Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “geçmiş olsun ziyareti” büyük tepki dalgaları yarattı.
Herkes, herkesi, insani nedenlerle ziyaret edebilir.
Hele bir hastaya
İKİNCİ Dünya Savaşı’nın nedeni halkın içinden çıkmış, demokratik yolları kullanarak zirveye gelmiş ve birer diktatöre dönüşmüş olan Almanya’nın Nazi lideri Hitler ile İtalya’nın faşist lideri Mussolini adlı psikopatlardır.
Onların insanlığı yakan ihtiraslarıdır.
Sona erişinin 100. yıl dönümü bağlamında dünya liderlerinin Paris’te bir araya geldikleri Birinci Dünya Savaşı ise aristokrasinin saray kibri nedeniyle patlamıştı.
Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın Bosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesini Avusturya İmparatoru bağışlamadı.
Saraylı asiller yüzyıllardır halktan öylesine farklı bir yüksekliğe konulmuşlardı ki halk gibi “kırmızı kanlı” olamazlardı...
Onlara “mavi kanlılar” deniyordu.
Avusturya İmparatoru da kendi kanından Arşidük’ün öldürülmesini savaş sebebi saydı.
Zincirleme savaş ilanlarıyla Avrupa karıştı.