Türkiye’de gazeteci “konu sıkıntısı” çekmez.
Her gün konu yağar gökten.
Aralarından birini cımbızlamak yerine not defterimden ikisi için sunumlar yapayım.
...................
Fenerbahçe kırmızı çizgiye düştü.
Yani...
Son 3 takım arasına girdi.
Bir Galatasaraylı olarak içtenlikle bu duruma üzüldüğümü altını çizerek belirteyim.
MAÇKA’daki “İsmet İnönü Evi” semtin simgesidir. O eve 1969’da Kurtul Altuğ’la birlikte Metin Toker’le konuşmak üzere gitmiştik.
İsmet Paşa’nın kızı Özden Toker’le evli olan ilk gazete patronu Toker’in ahşap merdivenlerden inerek bizi karşılayışını hatırlıyorum.
Göğsünde “M.T” harfleri işlenmiş tiril tiril krem rengi ipek gömleği, gri balık sırtı kostümüyle gene şıktı.
Giriş katında çay içmiştik. Aklımda en çok Metin beyin indiği ahşap merdivenler ve trabzan kalmıştı.
...................
Çarşamba akşamı artık “M.H” Mimar Holding Merkezi olan İnönü evindeydim.
Holdingin şirketlerinden biri olan “YOO Mimarlık” konuğuydum.
Metin beyle, Kurtul abiyle anılarımın eşliğinde evi dolaştım.
Astrolojide Merkür ters mi dönüyor ne?
Siyaset dünyasının zirvelerinde sismik sarsıntılar kaydedilmekte.
Şöyle ki...
..................
Federal Almanya Şansölyesi Merkel 18 yıldır sürdürdüğü Alman Hıristiyan Demokrat Parti Başkanlığı’na “nokta” dedi.
Hamburg’daki kongrede veda konuşmasını yaptı.
Uzun süre alkışlandı.
Yerel seçimler için “Cumhur İttifakı” arızasız işlemekte.
Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin “dayanışmaya devam” açıklamaları ve iki tarafın seçim işlerini iyi bilen kurmaylarının müzakereleriyle ayrıntılarda çözüm formülleri oluşmakta.
“Testinin çatlayıp su sızdırmayacağı” görülmekte.
...................
Buna karşılık “Millet İttifakı” için aynı şey, aynı kesinlikle söylenemez.
Hâlâ soru işaretleri var.
Ama...
İki taraf da
YIL 2004...
Orkun Uçar ve Burak Turna imzalı bir “kurgu roman” yayımlandı.
Adı “Metal Fırtına...”
ABD ile Türkiye arasında bir savaşın patlayışını anlatıyordu.
ABD’nin Türkiye’ye dönük savaş planının kod adı “Metal Fırtına”ydı.
..................
Şöyle özetleyeyim:
Tarih, 23 Mayıs 2007... Yer, Kerkük’ün kuzeydoğusu...
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın iki tavrı...
Önce...
“Sarı yeleklilerin eylemlerinde polisin orantısız güç kullanmasını” eleştirir anlamdaki tavır.
İkincisi, “Fransa’ya ve özellikle Paris’e gidecek vatandaşlarımızı sarı yeleklilerin eylemlerine karşı uyaran ve bu tür olay yerlerinden uzak kalmaları” çağrısı...
....................
Fransa’nın bazı şehirlerindeki şiddet eylemlerinin, yakıp yıkmaların, güvenlik güçleriyle çatışmaların, halkı rahatsız etmenin tasvip edilmesi mümkün değil.
Bunlara elbette -hangi ülkede olursa olsun- karşı olmak gerekir.
“Demokratik toplu protesto”
Ali Rıza Bozkurt Boston’da vefat etti. Neden Boston’da?
Çünkü Boston’daki dünyanın en saygın üniversitelerinden Harvard’da anayasa doktorası yapıyordu. Tez konusu
“Başkanlık Sistemi...”
Bunu Türkçeye çevirmiş, kitap olarak yayımlamıştı. “Bunun neresi ilginç?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Haklısınız.
...................
Ancak... Ali Rıza Bozkurt’un “mühendis” olduğunu... “Türkiye’nin yurt dışında büyük inşaat işleri alan ilk müteahhitlerinden biri olduğunu ve hatta Mekke’de çok önemli ve duyarlı bir onarım işinin de güvenilir kişiliği nedeniyle ona verildiğini” söylesem...
“New York’ta lüks bir konutunun, Ankara’da büyük bir evinin, İstanbul Boğazı’nda yalısının olmasına karşın Boston’da bir oda bir salon stüdyoda oturduğunu, her sabah düzenli olarak Harvard Üniversitesi’ndeki derslere gittiğini” söylesem...
Herhalde
Karikatür ustası Salih Memecan, dostlarının kısaca “Mudo” dediği Mustafa Taviloğlu’nun yaşamından kesitler ve özellikleri yansıtan çizimler yapmış.
Bu çalışma Mudo tarafından toplanmış, “limited edition” yani “sınırlı sayıda” bastırılmış.
Kitapçığın başlarında şöyle bir karikatür var.
‘ Mudo Mağazalarından biri... Müşteri kasaya gelmiş, “Bi’ indirim yaparsınız artık. Ben Mudo’nun arkadaşıyım da” diyor.
Ve kasa görevlisinin cevabı:
“Kim değil ki?” ‘
..........................
Gerçekten de Mudo’nun dost, arkadaş, tanıdık çemberi çok geniştir.