Maccabi Tel Aviv deplasmanında 91-73 kaybeden Fenerbahçe Ülker kırılma anlarında ciddi savunma sıkıntısı çekiyor. İkinci ve üçüncü çeyreklerde toplam 30 sayı yiyen sarı-lacivertliler son çeyrekte 38 sayıyı potasında gördü. Uzun Top 16 maratonunda üçüncü maçta alınan üçüncü yenilgi oldu. Kaya Peker’in oynaması bence olumlu ama bu İlkan’ın hiç forma giymemesi anlamına da gelmemeli.
Fenerbahçe Ülker Euroleague’de her takımı yenebilecek potansiyele sahip ancak bunun için öncelikle yabancı “yıldız”ların hızlı bir şekilde toparlanması gerek. Oyunun son bölümüne kadar bir deplasman takımı için olumlu sayılacak her türlü şart oluşmuşken en önemli anlarda savunma direncinin bu kadar düşmesi yenilginin tek sebebiydi. Tripkovic’in yine süre almaması dikkat çekiciydi. Pianigiani’nin, oyuncunun "sisteme alışmasını" beklemesi buna sebep olarak gösteriliyor ancak takımda "oturmuş" bir sistemden bahsetmek şu aşamada pek gerçekçi değil. Pianigiani'nin dakika dağılımını tekrar gözden geçirmesi gerekiyor.
Beşiktaş’ta Top 16 hedefi başarıldıktan sonra bir rahatlama oldu. Onlar da eski ciddiyetlerine dönmezlerse antreman takımına dönebilirler. Evet bu gruptan çıkmak ulaşılması çok güç bir
Haftanın kazananı Anadolu Efes oldu. Geçen hafta alınan CSKA mağlubiyetinden sonra evinde Panathinaikos ile karşılaşan lacivert-beyazlılar, baştan sona üstün götürdükleri karşılaşmada rakibini on dört sayı farkla 78-64 mağlup etmeyi başardı. Maç genelde pota altı üstünlüğünü kazanmak üzerine kurulu stratejilerin sergilenmesiyle geçti. Semih ve Barac’ın dev Schortsanitis karşısında değişerek verdikleri mücadele galibiyette atılan sayılardan çok daha büyük rol oynadı. Bu ikilinin yorulmasıyla, maç içinde 20’li farklara da erişen Anadolu Efes, daha düşük bir farka razı olmak durumunda kaldı. Ancak maçın sonunda Oktay Mahmuti’nin de söylediği gibi maçtan önce 14 sayı farla razı mısınız deseler herkes kabul ederdi.
Panathinaikos’un beyni Diamantidis’in de bu maçta forma giymediğini hatırlatalım. Bununla birlikte bir çok yıldızını da sezon başında ekonomik zorluklar sebebiyle elinden çıkaran ve Ukic, Gist gibi isimlari kadrosuna katan yoncaları yine de hafife almak intihar olurdu. Bu kadar büyük bir revizyona karşılık ciddiyeti hiçbir an elden bırakmadan oynadılar. Kazanmak elbette önemli ama kazanırken de bir şeyler öğrenilebileceğini de unutmamak gerek.
Fenerbahçe Ülker uzun
Turkish Airlines Euroleague’de Top 16’ya sıfır çekerek başladık. Son maçtan başlayacak olursak Barcelona deplasmanında alınan 100-78’lik mağlubiyette, çok isteksiz bir Fenerbahçe Ülker izledik. Mike Batiste, Bo McCalebb, David Andersen ve Romain Sato bu takıma seviye atlatmak için transfer edilmiş oyuncular. Ancak bu isimlerden Sato dışında işini yeteri kadar ciddiye alan yok. Göstermelik performanslar dışında beklenen katkıyı vermiyorlar. Örneğin Batiste’in bulduğu 13 sayıya aldanmamak gerekiyor. Kader anlarında bir varlık göstermeden, fark yirmilere çıktıktan sonra bulunmuş sayılar bunlar.
Maçın başında Bogdanovic dışında kimse yoktu sanki parke üzerinde. İkinci çeyrek başladığında şans bulan Barış Ermiş ve Ömer Onan takıma bir miktar hareket getirse de, o sırada sahada bulunan beşin Barcelona savunmasına karşı etkili olabilmesi pek mümkün değildi. Bu ikili tekrar şans bulduğunda ise fark yirminin üzerindeydi. Fenerbahçe Ülker’in bir ara farkı 14 sayıya kadar indirmesini yine de bu ikili sağladı. Ancak Emir’in hem savunmada hem de hücumda yaptığı üst üste hatalarla fark tekrar açıldı. Bir eleştiri de Oğuz Savaş’a… Artık çaylak dönemi geride kaldı. Her hatasından sonra
Dev derbi geldi çattı. Derbi o kadar “dev” ki; Galatasaray ligde son 11 maçta 14 puan kaybetmiş, Fenerbahçe ise buna rağmen rakibini liderlikten edememiş. Harcanan paralar karşılığını bulmuyor, yani futboldan bahsetmek olmuyor. O zaman yeni gündem gerekiyor, “Rakip taraftar da gelsin!”…
Derbi değiştiriyor insanı. Mesela Aykut Kocaman. Polemiklere girmeyen, sadece futbol konuşan Kocaman, şifreli demeçleriyle derbiyi günler öncesinden başlattı. Fatih Terim altta kalmadı. İsim vermeden cevapladı. Öne geçti Galatasaray.
Maçın(!) temposu düşünce Fenerbahçeli yöneticiler atakları sıklaştırdı. “Taraftar yasağı kalksın” hamlesi geldi. Binlerce polis eşliğinde 2000 kişiyi getirip, tel kafes içinden maç seyrettirmeye “dostluk” adını vererek maça ortak oldular. Daha hakeme gelemeden konu 1-1 bitti ilk devre. “Psikolojik üstünlükte” kazanan olmadı. İlk gol Terim’den, ikincisi Fenerbahçeli yöneticilerden geldi.
Futbol maçından önce bile futbol konuşamıyoruz. Bu arada, imam – cemaat ilişkisi, her iki tribünde savaş baltaları hazırlanıyor. Herkes kendi hocasının, yöneticisinin arkasında safları sıklaştırıyor. Maç sahada değil masada, sokakta oynanıyor. Dostluk maskesi altında gündemler
Hafta bizim için Anadolu Efes’in kötü sürpriziyle başladı. İstanbul’da Caja Laboral ile karşılaşan temsilcimiz maçtan 91-76 mağlubiyetle ayrıldı. Caja Laboral maç boyunca istediği ağır, temposuz oyunu sahada kabul ettirmeyi başardı. Efes maç boyunca denediği alternatiflerden hiçbir sonuç alamadı. Savunmadan ziyade hücuma çözüm bulmaya çalıştıkça da durum içinden çıkılmaz bir hale gelmeye başladı. Örneğin en basit alternatif olan alan savunması bile 4. çeyrekte denendi. “Ev sahibi takım savunmayı mı ön planda tutacak diye düşünmeyim. Panathinaikos’un Fenerbahçe Ülker karşısında nasıl bir oyun stratejisi sergilediğini görenler söylemek istediğimi daha iyi anlayacaktır.
Efes oyunu hızlandırma hedefine ilk yarının son saniyeleri dışında ulaşamadı. Bu anlarda da öne çıkan Doğuş’un tamamen kişisel savunma direnci ile Savanovic’in, artık iki-üç maçta bir aklına gelen, basketbol zekası oldu. Sinan Güler ve Doğuş Balbay üst düzey savunmacılar. Ancak Euroleague seviyesinde altyapılardaki gibi “rakibin yıldızını kilitle, maçı kazan” felsefesini uygulayamazsınız. Lacivert-Beyazlılar Nocioni’ye o kadar kilitlenmişti ki Heurtel, Lampe ve Oleson sahada çok rahattılar.
Bütün bu
Geçen hafta Beşiktaş’ın Top 16’yı garantilemesinden sonra bu hafta da Anadolu Efes vizeyi almayı başardı. Cedevita Zagreb deplasmanında 81–73 galip gelirken Jordan Farmar 21, Sasha Vujacic de 17 sayıyla skor yükünü üstlenen isimler oldular. Semih Erden ise 10 sayı 10 ribaund ile galibiyete katkıda bulundu. Efes bu skorla C Grubu’nda Zalgiris Kaunas ve Olympiacos’un ardından adını bir üst tura yazdırmayı başardı. İlk maçta alınan skor sebebiyle biraz geç kalmış bir başarıydı lacivert-beyazlılar için. Artık Oktay Mahmuti’nin önünde sistemi elden geçirmek için ciddi bir zaman ve test için de 2 resmi “antreman maçı” var. Final Four için bulabilecekleri son hazırlık dönemini en iyi şekilde değerlendirmeliler. Bu istikrarsızlıkları bir üst seviyede telafi edilemez.
Beşiktaş geçen hafta üst tura çıkmayı garantiledikten sonra kafasında bu maçı kaybetmiş. Daha ikinci çeyrekte, fark çift hanelere çıktıktan sonra, her hangi bir direnç göstermediler sahada. Savunmada da kıpırdanma olmayınca ortaya 78-48 ile 30 (otuz) sayılık fark çıktı. Beşiktaş’ın Barcelona’ya yenilmesi elbette sürpriz değil ancak bu şekilde de olmamalı. Örneğin, keşke Kartal Özmızrak daha çok süre alsaydı. Hem skor
Ve Beşiktaş artık Top 16’da. Brose Baskets karşısında evinde 83–72 ile kazanan siyah-beyazlılar bu sene Euroleague’de en doğru işleri yapan takımımız. Top 16 stresiyle maça tutuk başladılar. Markota’ya çalınan teknik faul kararı ne kadar ağır olursa olsun takımı uyandırarak büyük fayda sağladı.Hakemi de yendik nidalarına gerek yok çünkü sonrasında Beşiktaş tarafından itiraz edilen bloklar, geri paslar gibi kararların hepsinde hakemler doğru düdük çalmışlardı. Ancak hırs bu takımın yaşam kaynağı. Özellikle Markota üçüncü çeyrekte o teknik faulün acısını çıkartırcasına bir performans ortaya koydu. Randal Falker’ın 4 bloğu da bu hırs sonucunda geldi.
Beşiktaş grup maçlarının bitimine 3 maç kala hak ettiği Top 16’ya kavuştu. En baştan beri aynısını söyledik. Hedef maçlarını kazanarak işini erken bitirmeyi başardı Erman Kunter. Aksi taktirde önünde Barcelona ve CSKA Moskova maçları vardı. Şimdi o maçlar formalite. Koç Erman Kunter haftaya içerde karşılaşacakları Barcelona’yı gözlerine kestirdiklerini de açıkladı maç sonu. Üstü kapalı olarak bu akşam Akhisar maçını tercih eden taraftarlarına da sitem ederek destek istedi.
Fenerbahçe Ülker üst üste aldığı Cantu ve Khimki
Anadolu Efes, ilk maçta deplasmanda 5 sayı farkla yenildiği Milano’yu 77-71 ile geçmeyi başardı. Bu 6 sayılık fark gruptan çıkma adına da büyük avantaj sağladı Efes’e. Kabus gibi geçen ikinci çeyrekten sonra herkesin aklına benzer sorular gelmeye başlamıştı. Maç göz göre göre elimizden gidiyor muydu? Belki… Muhtemelen geldiğinden beri en çok sorumluluk aldığı maçını oynayan Vujacic 29 sayısını, sahada tek başına çırpınan Kerem Gönlüm’ün 10 sayı 12 ribaundluk performansına ekleyince ortaya zor ama keyifli bir galibiyet çıktı. Oynanan basketbol Oktay Mahmuti’nin kafasındaki değildi muhtemelen. Ancak bu maçta böyle bir yıldıza sahip olmanın avantajını yaşadı. 6. Haftanın MVP’si seçilen Sasha Vujacic için bu performansı kendine güvenini geri getirmesi adına önemliydi. Ne kadar iyi bir takım olursanız olun Final Four yolunda kötü günleri kazasız atlatabilmek için kadronuzda bu tip oyuncular bulunmalı. Her hafta tekrar ettiğim dip not; Efes’in serbest atış yüzdesi 20/33 (%61)…
Fenerbahçe Ülker tartışmalı bir son saniye basketi ile Khimki’ye deplasmanında 71-70 ile mağlup oldu. Euroleague resmi sitesinden yapılan “korna geçerli, basket nizami” açıklaması da pek çok kişiyi tatmin